"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Keyfî tasarruf yetkisiyle Risale-i Nur korunamaz

20 Kasım 2014, Perşembe
Torba Kanundaki “devlet tekeli” maddesiyle Risale-i Nur Külliyatı ve Bediüzzaman Said Nursî devlet tekeline alınıyor. Bu denli tek taraflı ve keyfî tasarruf yetkisini Bakanlar Kuruluna veren bir düzenlemenin, Nurları devlet himayesine verdiği, Nurların devlet tarafından himaye edileceği söylenebilir mi?

-Dünden devam-

Meclisteki görüşmemiz sırasında Bakanlar Kurulu’nun kamuya mal edilecek Risale-i Nur Külliyatının yayın haklarını Diyanet İşleri Başkanlığı’na münhasıran vermesi halinde Diyanet İşlerinin yılda üç milyon nüsha eser basıp bunu bütün dünyaya dağıtacak finans, personel ve dağıtım ağına sahip olup olmadığını sorduk. Diyanet İşleri’nin her eserden her seferinde belli bir adet baskı yaptığını, Risale-i Nurları talep edilen miktarda basamaması veya basmaması halinde hiçbir şey yapılamayacağını, bunun açıkça Nurların engellenmesi neticesini doğuracağını söyledik. Bakanlar Kurulunun bu düzenleme ile Nurların neşir yetkisini Nurlara muhalif, düşman bir yayınevine veya kuruma da verebileceğini söylememizi suskunlukla karşıladılar. 

Yapılan düzenleme ile Risale-i Nur Külliyatı ve Bediüzzaman Said Nursî devlet tekeline alınıyor. Devlet,  Risale-i Nurlar üzerinde dilediği tahrifatı yapma yetkisine sahip oluyor. 

Buna göre;

1- Kanunî düzenleme ile Risale-i Nur Külliyatı ve Bediüzzaman Said Nursî devlet tekeline alınmaktadır. 
FSEK’nun bütünü ile değiştirilen  47. Maddesi ile Bakanlar Kurulu’na  memleket kültürü için önemi haiz görülen eserler üzerindeki hakları kamuya mal etme, kamulaştırma, müsadere etme yetkisi verilmektedir. 
Bu düzenleme devlet tekeline alınan eserler için herhangi bir güvence, himaye getirmemektedir. Devlet dilediği esere hiçbir şart aranmaksızın el koyma, müsadere etme yetkisine ulaşmaktadır. Bu düzenlemenin öncelikle Rİsale-i Nur Külliyatının devlet tekeline alınması amacı ile kullanılacağı AKP  tarafından deklare edilmiştir. 
Bu düzenleme ile Risale-i Nurların neşredilmesi, basılması, radyo ve televizyon programlarında okunması, gazete ve dergilerde iktibas yapılarak yayınlanması, Nurların şerh ve izahına dair eserlerin yayınlanması, yabancı dillere tercüme edilmesi, Hizmet Rehberi, Beyanat ve Tenvirler gibi derleme eserlerin hazırlanması, Risale-i Nur Külliyatı ve Bediüzzaman Said Nursî adına panel, sempozyum, kongre gibi kamuya açık programlar yapılması, filmler çekilmesi, tiyatro ve temsiller sergilenmesi, sanal ortamlarda paylaşılması ve benzeri gibi akla gelebilecek her alanda kullanım yetkisi devlet tekeline alınmaktadır. Bakanlar Kurulu dilediği zaman bu yetkilerin kullanılmasına kısmen veya tamamen izin verebilecek, dilediği zaman bu yetkileri tamamen kendi uhdesine tutarak yukarıda zikrettiğimiz bütün alanlarda Risale-i Nur Külliyatına ve Bediüzzaman Said Nursî’ye yasak uygulayabilecektir. Bu denli tek taraflı keyfi tasarruf yetkisini Bakanlar Kuruluna veren bir düzenlemenin, Nurları devlet himayesine verdiği, Nurların devlet tarafından himaye edileceği  söylenebilir mi?  

2- Bu düzenlemeyle devlet, Risalelerin aslına uygun bir şekilde neşredilmesini temin etmek yükümlülüğüne girmemekte, aksine Risaleler üzerinde dilediğince tasarrufta bulunma, dilediğince sadeleştirme, tahrif etme, içeriğini dilediği gibi değiştirme, dilediği bölümleri çıkartma, yayınlamama, yayınlatmama, hatta Bediüzzaman Said Nursî’nin ismini zikretmeden yayınlama hak ve yetkisine kavuşmaktadır. Bu düzenleme ile bu tahribata karşı kanunî mirasçıların ve diğer hak sahiplerinin itiraz etmek hakları da ellerinden alınmaktadır. 
FSEK eski 47. maddesi belirli şartların mevcudiyeti halinde sadece malî hakların kamuya mal edilmesine izin vermişken,  yapılan değişiklikle esere ilişkin bütün hakların kamuya mal edilmesi kabul edilmiştir.  Bu düzenleme ile manevî haklar da kamuya mal edilerek siyasal iktidarların eser üzerinde diledikleri gibi tasarrufta bulunabilmesinin önünü açılmıştır.

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda, eserin umuma arz edilip edilmemesi, yayımlanma zamanı ile tarzını eser sahibinin belirlemesi (md. 14/1); alenileşmemiş olan eserin içeriği hakkında sadece eser sahibinin bilgi verebilmesi (md. 14/2); eserin umuma arzı veya yayımlanma tarzı sahibinin şeref ve haysiyetini zedeleyecek mahiyette ise, başkasına yazılı izin vermiş olsa bile eserin umuma tanıtılması veya yayımlanmasını men etme hakkı (14/3); eseri eser sahibinin adıyla veya müstear adıyla veya adsız olarak umuma arzetme veya yayımlama hususunda karar verme hakkı (15/1); eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak izin vermiş olsa bile şeref veya itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri men etme hakkı (16/3) manevî haklar arasında sayılmıştır. Bu manevî hakları eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş yıl eser sahibinin mirasçıları kullanır (19/2).

Eserden onu işlemek suretiyle faydalanma hakkı (21); Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı (22/1); bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, kiralama, ödünç verme, satışa çıkarma veya diğer yollarla dağıtma hakkı (23/1); bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumî mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı (24/1); bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi hakkı (25/1) ise malî haklar arasında sayılmıştır; bu hakları da eser sahibinin ölümden itibaren 70 yıl süreyle mirasçıları kullanır.

Yapılan bu düzenleme ile Bakanlar Kurulu yukarıda sayılan manevî ve malî hakları uhdesine almaktadır. Bu düzenleme ile devlet Risaleler üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunma, dilediğince tahrifat yapma yetkisine kavuşmakta, ancak asla Risaleleri aslına uygun olarak basmak gibi bir yükümlülük altına girmemektedir. Bunu iddia edenlerin, bunu delilleri ile ortaya koymaları gerekir. Kapalı kapılar ardında AKP ile girilen diyaloglarda dile getirilen içi boş vaadler kimseyi ikna etmemektedir. Kanunî düzenleme ortadadır.  Bu aşikâr hakikate rağmen ısrarla Risale-i Nur’ların devlet tekeline alınmadığı iddiasını öne sürmek, bu açık hakikati gizlemek, dehşetli bir zındıka planını kamuoyunda Risaleler devlet himayesine alınıyor diye sunmak, büyük bir vebal altına girmektir.

Gökhan YILMAZ
[email protected]
Twitter: @MGokhanYlmz

Okunma Sayısı: 6958
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı