İsmail Doyuk Ağabey Bursa umumî derslerimizin müdavimlerindendir. 1927 doğumludur. 89 yaşında olduğu halde maşallah sağlıklı ve diri.
Bir ikindi sonrası doktor Şemsettin Kurtulmuşların müzahereti ile, Rifat Kardeşim ile ziyaretine gittik.
Nur’lar ile ilgili hayat hikâyesini dinliyoruz.
Elinde 1950’li yıllarda Kur’ân harfleri ile güzel yazılmış kendi el yazısının bulunduğu bir Risalenin arkasında Üstad’ın tebrik ve tavsiye ve duâlarının bulunduğu belgeyi gösterdi.
Tabi bu hatırayı resme aldık. Sohbet bu vesile ile başladı.
İlerlemiş yaşına rağmen hafızası tazeydi.
Kendisi Bursa doğumlu. Hemen bütün Bursa’lıların bildiği Abdal Simit Fırınını babası işletiyormuş.
Tabi Abdal Fırının adı orada Osmanlı döneminde yaşayan mâneviyat ehli bir mübarek zatın yaptırdığı camiden ve hemen cami yanında bulunan türbeden geliyor.
Maddî durumları iyi olmadığı için babası okutmak istememiş İsmail Ağabeyi.
Fakat sonra ilkokul ve sanat mektebinde okumuş. Bilâhare İstanbul Yıldız Teknik okulunu bitirmiş. Sonra Balıkesir Sanat Mektebinde öğretmenlik yapmış.
1947 senesinde Üstad’ı ve Risale-i Nur’u tanıma bahtiyarlığına erişmiş.
Üstadı Sebilürreşat mecmuasında tanıyormuş.
Derken askerlik vakti gelmiş.
1951’de Ankara’da yedek subay okuluna gitmiş. O yıllarda Nur’ların basımında büyük emekleri olan Atıf Ural Ağabey’in ağabeyi Kemal Ural ile beraber kalırlar.
Dağıtımı İstanbul Yassıörene çıkar. İstanbul’a geçerken Eskişehir’e uğrar. Üstad’ın o gün Eskişehir’de bulunduğunu öğrenir. Üstad’ı ilk defa burada görür ve talebeliğe kabul edilir.
Üstad, onu askerî kıyafet ile görünce: ”Sen askersin, inşallah orada hizmet et” der. Sonra Bursa’ya uğrayıp birliğine intikal eder.
Yıl 1952'dir .
Gençlik rehberi vesilesi ile Bediüzzaman İstanbul’dadır. Bunu öğrenen İsmail Ağabey birliğinden izin alarak Üstad’ı kaldığı otelde ziyaret eder.
Üstad: “Mahkemeye giriş ve çıkışta bu iki kardeşim beni kollarına alsınlar” der. Bu ikinci Nur Talebesi Ankara’dan yakından tanıştığı Ahmet Atak’tır. Mahkeme günü Üstad’ın dediği gibi Üstadın kollarına girerek girip çıkarlar.
Mahkemeden sonra bir taksi ile Beyazıd Camii’ne giderler. Oradan kılınan namazdan sonra, Üstad, Divan-ı Harp’de mahkeme edildiği, İstanbul Üniversitesi bahçesini ve mahkeme salonunu gösterir. Bir anda kırk yıllık manzaralar canlanır hayallerinde.
“Üstadın kaldığı otel odasına sobasını ben kurdum. Buna mukabil bana yüz kuruş vermişti, o bende hâlâ durur” diyor İsmail Ağabey.
Ve anlatmaya devam ediyor:
“Askerlik sonrası mecburî hizmet olarak, Ankara’da Devlet Demir Yolları motor dairesinde göreve başladım. O yıllarda bütün Lâhika mektupları benim adresime gelir, buradan dağıtımını yapardık. Sonra beni ve eserleri polisler alıp karakola götürdüler, yapılan soruşturma sonunda beraat ettim ve eserleri bana iade ettiler.
Sonra görevli olarak benimle beraber iki mesai arkadaşımı Amerika’ya göndereceklerdi. Tabiî benim mahkemelik durumum olduğu için pasaportumu alamıyordum.
Neyse son gün Valiye imzalattım ve pasaportu alabildim. Üç ay Amerika’nın Baltimur şehrinde kaldım.”
İsmail Ağabey, daha sonra bazı sebeplerden dolayı Devlet Demir Yollarından ayrılır, Bursa’ya yerleşir ve ticaret ile iştigal eder, emekli olur. Sonraki yıllarda hizmetleri ve Nurlar ile ilgisi bu zamana kadar devam eder.
Kendilerine daha sonra şu soruları yönelttik:
Ağabey, bu zamana kadar siz kendinizi nasıl muhafaza ettiniz?
Üstadımızın İhlâs Risalesini her on beş günde bir okunması tavsiyesini neden yaptığını sonraki yıllarda daha iyi anladım.
İsmail Ağabey İlim Teknik kitapları ile Allah’ın varlığı ve birliğini tanıtmaya başlar, bir çok gencin, Yeni Asya’nın çıkardığı İlim Teknik Serisi ile mânevî hayatlarına yardımcı olur. Bu öğrencilerin babaları “oğluma bu adam neler yapmak istiyor?” düşüncesi ile gizliden kendisini takip ederler. İsmail Ağabey’i camiye giderken görünce rahatlarlar.
Sonraki yıllarda çıkan yayınlarımızı takip ettiğiniz mi?
Evet, Yeni Asya’dan önce çıkan gazete ve dergileri takip ettim.
Peki Yeni Asya’nın hizmetlerini nasıl buluyorsunuz ?
Elbette ki çok faydaları olmuştur ve olacaktır.
Peki İsmail Ağabey, çocuklarımıza, gençlere, aileye, akademik kitleye yönelik çıkardığımız dergilerimizin faaliyetlerini nasıl buluyorsunuz?
Elbette çok faydalı buluyorum, bu vesile ile Nurlarda istifa edilen hakikatlerin umuma ulaşmasına vesile olmuş olunuyor.
İsmail ağabey ile sohbetimiz bitmişti.
Baktık aynı günün akşamı İsmail Ağabey derste idi..