Bu vesileyle, Yeni Asya Gazetesi’nin hedefleri, nasıl bir gazete olduğu ve topluma kazandırdığı değerler hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yeni Asya, Bediüzzaman’ın “Edipler edepli olmalı; hem de edeb-i İslâmiye (İslâmî edep) ile müteeddip (edeplenmiş) olmalı.” veciz ifadesine mazhar bir gazetedir.

Yeni Asya yazarları ve çizerleri ise “toplumun her kesimine hitap eden hatipler” unvanına lâyık gazetecilerdir. Dik duruşlarıyla, sabırlarıyla, metanetleriyle, sarsılmadan hakkın yanında olmayı başaran hamiyetleriyle, özverileriyle ve fedakârlıklarıyla öne çıkan vasıflara sahip çalışanların görev yaptığı bir gazetedir.

Yeni Asya, asrımızın Kur’ân tefsiri Risale-i Nur düsturlarını esas alan, meşveretle hareket eden, dinî, içtimaî, siyasî nasihat vazifesini ve yol gösterici işlevini hakkıyla yerine getiren bir fikir gazetesidir.

Yeni Asya, adeta hissi kablel vuku nev’inden Risale-i Nur penceresinden bakarak günlük hadiseleri değerlendiren feraset sahibi bir gazetedir. Hadiselerin gidişatını çok iyi analiz ederek, karşılaşılabilecek menfi gidişattan toplumu haberdar eder, herkesten önce söyler, uyarıda bulunur. Müsbet ikazlar yapar.

Günübirlik olaylara göre hüküm vermeye çalışanlar, başkalarının tesiri altında kalanlar, siyasî tarafgirlikle hareket edenler, elbette Yeni Asya Gazetesi’ni anlamakta zorluk çekeceklerdir. Dinin siyasete alet edilmemesi hususu, yarım asırdan beri basın diliyle gündeme getirildiği halde, ancak dinin siyasete alet edilmesinin dine ne kadar zarar verdiği hususu şimdilerde fark edilebildi.

Katılımcı demokrasiyle bağdaşmayan 1982 ihtilâl anayasasına karşı hayır oyu veren Yeni Asya ve okuyucularının haklılığı, ancak 35-40 sene sonra anlaşılabildi.

Yeni Asya, “Hakka taraftar olanlar; az ve zayıf olsalar da, zaman ve zemin şartları onları merhametsiz muamelelere maruz bıraksa bile, yine de muzaffer olacaktırlar.” müjdesine masadak bir gazetedir.

Yeni Asya, içtimaî ve siyasî hayatta karşılaşılan günübirlik hadiseleri, Risale-i Nur düsturlarına göre yorumlayarak yapıcı bir tarzda eleştiren, tenkitlerde bulunan ve hakikatlerin ortaya çıkmasına katkı sağlayan bir gazetedir.

Doğru ile yanlışın birbirine karıştırılmamasına gayret eden; insafla, vicdanî değerlerle hareket eden, hakaret etmeden, tahkir yapmadan, kavl-i leyinle doğru bildiği fikirleri, Kur’ân tefsiri Risale-i Nur ışığında neşreden bir gazete hüviyetindedir.

Yeni Asya, “Âlim-i mürşid koyun olmalı, kuş olmamalı. Koyun kuzusuna süt, kuş yavrusuna kay verir.” şeklinde Bediüzzaman’ın tanımladığı, “yol gösterici bir âlim” vasfına uygun bir tarzda hareket eden ve topluma yol gösterici bir âlim mahiyetine sahip bir gazetedir.

Bilindiği üzere çeşitli yazılı, görsel basın ve medya vasıtasıyla, ülkemizde ve dünyada gelişen toplumsal ve siyasal olayları, -kuşun yavrusuna verdiği kay misali gibi-, Kur’ânî ve Nebevî ölçülerle tahlil edilmeden, sindirilmeden, süzgeçten geçirilmeden yorumlanıp, dimağımıza, düşünce dünyamıza ve ufkumuza sürekli serpildiğini görüyoruz. Aklımız karışıyor, kalbimiz bozuluyor.

Oysa bütün bu hadiseler, doğru İslâmiyet reçetesine sahip, Risale-i Nur ölçülerini kendilerine rehber ittihaz etmiş kardeşlerden teşekkül etmiş bir şahs-ı manevî tarafından; -koyunun yeşil ot yiyip, hazmettikten sonra, kuzusuna mugaddi, beyaz süt vermesi misali gibi- Risale-i Nur eserlerindeki doğru İslâmiyetle özleşmiş ölçü ve düsturlarla hazmedilmiş bir şekilde tahlil edilerek, elekten geçirilerek, Yeni Asya Gazetesi vasıtasıyla her tarafa neşrediliyor. Demek ki Yeni Asya Gazetesi’nin şahs-ı manevisi, âlim-i mürşid ünvanına lâyık bir mahiyettedir.

Yeni Asya, mutlaka bir gün filizlenerek, büyüyüp meyve verecek Hak çekirdeklerini; makaleleriyle, haber yorumlarıyla, röportajlarıyla, yazı dizileriyle sabırla sulayan bir gazetedir.

Kur’ân tefsiri Risale-i Nur’un iman hizmeti misyonunun bayraktarlığını yapan Yeni Asya Gazetesi’nin kökleri, ta Asr-ı Saadete kadar uzanan bir çınar ağacına benzetilebilir. İftirada atsalar, bölme operasyonları da yapsalar, çalışanlarına sosyal medyadan hücum da etseler, uydurma ithamlarla bazı menfi yapılarla iltisaklı gösterilmeye çalışılıp çamur atmaya kalksalar da bu derin köklü çınarı, Allah’ın izniyle kurutamazlar. Nasıl ki dalları kesildikçe inadına daha da gür yapraklı dalların çıktığı bir çınar gibi; iman, uhuvvet, ihlâs, adalet, meşveret, kanun hâkimiyeti, hürriyet, demokrasi, doğru İslâmiyet, müsbet hareket esaslı gür sesi, neşriyat âleminde daima yankılanacaktır.

Bize düşen doğru İslâmiyet’in ve hakkın her tarafa neşrine vesile olan Yeni Asya Gazetesi’ne sahip çıkmaktır. Okuyup, okutmaktır. Yeni Asya bayrağını, kıyamete kadar dalgalanması için gayret sarf etmektir.

Son olarak, Yeni Asya Gazetesi ile ilgili küçük bir anekdotu sizlerle paylaşmak istiyorum. Üniversite öğrenciliğim yıllarına ait bir anekdot.

Öğrencilik yıllarımda, her Cuma namazı çeşitli cami avlularında Risale-i Nur eserlerini ve Yeni Asya neşriyattan çıkan kitapları sergilemek ve arzu edenlere de satış yapmak maksadıyla kardeşlerle hizmet etmeye çalışıyoruz. Meşveret heyeti Kadıköy, Göztepe, Erenköy ve Bostancı hattı boyunca yer alan Yeni Asya Gazetesi abonelerine, bisikletle gazete dağıtımının yapılmasına karar vermiş. Ben de neşriyatla ilgilenen bir öğrenci olmam dolayısıyla, meşveret heyeti bu görevi bana vermek istedi. Görevden kaçılmaz anlayışıyla ben de kabul etmiştim. Bana bir bisiklet verdiler. Fakat utancımdan bisiklet binemediğimi söyleyememiştim.

Bisikleti aldım. Kara kara bu bisiklete nasıl bineceğimi düşüyordum. Nasıl herkes bisiklete biniyorsa sen de binebilirsin şeklinde içime bir güven hissi geldi, aslında getirildi. Kozyatağı’ında bir sürücü pisti vardı. O akşam bisikletle pistte düşe kalka hiç bıkmadan bisiklete binmeye ve dengemi sağlayıp kontrol etmeye çalıştım. Hizmetin kerameti olsa gerek, tam iki-üç saat sonunda artık bisiklete binebiliyordum. Ertesi gün ise Yeni Asya Gazetesi’ni dağıtmaya başlamıştım. Ondan sonra abonelere dağıtmakla kalmadım, ikindi sonrası basılıp Kadıköy’e getirilen bir sonraki güne ait gazeteleri, Harem otobüs terminalinde “yarının gazetesi, yarının gazetesini bugünden okuyun” diye bağırarak satmaya başlamıştım. Günde 30-40 gazete sattığımı hatırlıyorum.

Son söz olarak:

Yeni Asya Gazetesi’ni tekrar tebrik ederim. Uzun ömürlü olasın, mutlu ve güzel günler göresin, yani “berhudar olasın” diyerek, iyi dileklerimi sunuyorum.

Ne mutlu Risale-i Nur fikirlerinin neşredilmesine vasıta olan Yeni Asya Gazetesi’ni okuyanlara, okutanlara… Vesselâm.