Önergenin gerekçesinde, iktidarın ekonomi politikaları nedeniyle ülkenin iktisadi darboğaza girdiği öne sürüldü. İktidarın gittikçe otoriterleşmesi ve şeffaflıktan uzak kalmasının ekonomik verileri olumsuz etkilediği iddia edilen gerekçede, şubat ayındaki ihracatın geçen yıla göre yüzde 13 azalışla 10 milyar 495 milyon dolar olduğu, yılın ilk iki ayındaki toplam ihracatın da yüzde 6.7 gerilemeyle 22 milyar 826 milyon dolar olarak gerçekleştiği bildirildi. 

Doların yükselişi karşısında çaresiz kalan AK Parti politikalarının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nezdinde kendini kamufle etmek için siyasi gerginliği artırma yoluna başvurduğu savunulan gerekçede, şöyle denildi:

"Cumhurbaşkanı'nın her konuşmasında kurumsal özerklik hiçe sayılmakta, kendi kabinesinde bulunan bakanlar bile üstü örtü bir şekilde vatan haini ilan edilebilmektedir. Dolayısıyla dolar daha fazla yükselmiş ve rekor kırarak 2.57 seviyesine yükselmiştir. Dolar kurundaki her 11 kuruşluk artış, reel sektöre ve Türkiye'ye 20 milyar TL'ye yakın ek fatura çıkarmıştır. 2015 yılı şubat ayı enflasyonu bir önceki aya göre yüzde 0.71, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 1.82, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7.55 ve 12 aylık ortalamalarına göre yüzde 8.77 artış gerçekleşmiştir. Enflasyonun yüzde 8.77 olduğu bu ortamda 2015 yılına 2.3 ve 3+3 zam sonucu zararla başlayan emekliler başta olmak üzere memurlar ve özel sektör çalışanları daha fazla zarar görmektedir.

Ekonomik verilerin toplumsal etkilenme adına en önemli göstergelerinden biri istihdam ve işsizlik meselesidir. AKP iktidarının son 12 yıllık işsizlik ortalaması yüzde 10.8 olmuş, son açıklanan kasım 2014 verilerine göre işsizlik yüzde 10.7 olarak gerçekleşmiştir. Tam 12 yıldır işsizlik düşmemiş, ancak AKP iktidarının maskesi düşmüştür. 2001 yılında yüzde 6.6 olan işsizlik, son verilere göre 2015'te 10.7'ye çıkmıştır, yani katlanmıştır." 

AA