Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kendi dönemlerinde yapılan yasal düzenlemelerle darbecilerin yargı önüne çıkarıldığını, Türkiye'nin Balyoz, Ergenekon, Kafes, Yakamoz, Eldiven gibi darbe teşebbüslerine sahne olduğunu söyledi. Bozdağ'ın itiraf niteliğindeki bu sözleri, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın Balyoz ve Ergenekon darbe davalarını kastederek "milli orduya kumpas" kurulduğunu söylemesini ve "Hani darbe değil, kumpastı?" sorusunu akıllara getirdi.

OYSA YALÇIN AKDOĞAN "KUMPAS" DEMİŞTİ

Bozdağ, yeni anayasa çalışmalarından umutlu olmadığını ifade etti. Ancak Bozdağ, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın 'milli orduya kumpas kuruldu' ifadesiyle başlayan darbecileri aklama sürecine ve darbecilikle yargılanan bütün hükümlülerin salıverilmesine değinmedi.

Bakan Bozdağ, İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen ‘Dünyada ve Türkiye'de darbe Yargılamaları' konulu uluslararası sempozyuma katıldı. Türkiye'deki askeri darbe süreçlerini, siyaset, üniversite ve medyanın bu darbeler üzerindeki etkilerini değerlendiren Bozdağ, darbecilerin akıl hocalarının her zaman üniversitelerden çıktığını, medyadan çıktığını, bunun yanında bir de darbecileri kullanan taşeron uluslararası güçlerden çıktığını söyledi. Bozdağ, "Türkiye'de yapılmış askeri darbeler dahil dünyanın neresinde yapılmış olursa olsun bütün darbeciler taşerondur. Darbeyi yaptıranlar daha büyük güçlerdir. Onlar darbeyi yaptıranlara hizmet etmişlerdir." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin yaşadığı askeri darbe teşebbüslerine Ergenekon ve Balyoz gibi konuları da örnek gösteren Bozdağ, şöyle konuştu: ”...28 Şubat'ın hemen arifesinde iktidar oldu, neler yaşadı Türkiye. Balyoz, Ergenekon, Kafes, Yakamoz, Eldiven darbe teşebbüslerine Türkiye sahne oldu. Cumhuriyet mitinglerine Türkiye sahne oldu. Cumhurbaşkanlığı seçim krizine Türkiye sahne oldu. Anayasa aynı, bütün cumhurbaşkanları bu anayasaya göre seçilmiş ama birdenbire seçim için toplantı nisabı ihdas eden hastalıklı darbeci bir anlayış zuhur etti, ona göre parlamento toplanamadı. Konu Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Mahkeme büyük bir hukuksuzluğun altına imza attı. O dönemin Anayasa Mahkemesi üyelerinden bu kararın altına olumlu olarak imza atanların hepsi anayasayı ayaklarının altına alıp çiğnediler. O dönem 27 Nisan e muhtırasını verenlere itaat ettiler.”