Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli sığınmacılara yardımla ilgili Avrupa’ya tepkisini sürdürdü; "Olaya homoekonomikus anlayışıyla bakmadık, bakmıyoruz. Batı ne diyor? Yılda 3 milyar avro vereceğiz. Bu sözü vereli 4 ay oldu, hâlâ verecekler” dedi.
İstanbul’daki Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriyeli sığınmacılara yardımla ilgili Avrupa’ya tepkisini sürdürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz olaya homoekonomikus anlayışıyla bakmadık, böyle bakmıyoruz. Bizim medeniyetimizde, bizim değerler silsilemiz içerisinde olay farklı. 'Veren el alan elden hayırlıdır.' Bize Batı ne diyor? İşte size yılda 3 milyar avro vereceğiz. Bakınız bu sözü vereli 4 ay oldu, hâlâ verecekler, hâlâ verecekler” dedi.
"Dünyada biz ilk 3'ün içindeyiz. Biliyorsunuz, Amerika, İngiltere, Türkiye... Yardım eden ülkeler arasında biz 3. sıradayız. Fakat olayı milli gelire oranla değerlendirdiğiniz zaman, Türkiye 1. sırada. Çünkü biz onların baktığı gibi bakmıyoruz ki, sadece şu 5 senede, Suriye'den gelen mültecilere harcadığımız para 10 milyar dolar, sadece 5 senede. Bunun içerisinde ben STK'ların, belediyelerin yaptığı yardımları, bunları söylemiyorum, bunlar bütçeden çıkan paralar, bunu söylüyorum."
"Verseniz de vermeseniz de..."
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile yaptığı görüşmeye de değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bugün AB Konseyi Başkanı ziyaretimdeydi. 'Bakın, verseniz de vermeseniz de biz bu mültecilere kapımızı kapatmadık Batılılar gibi, açık tuttuk, yine açık tutacağız ama biraz da vicdan' dedik. 'Bunu beraber paylaşalım istiyoruz sizinle ama siz, 'Türkiye kapıları Batı'ya açıyor, oraya yönlendiriyor' gibi bir yanlışın içerisindesiniz, bakın bunu bırakın, gelin el ele verelim.' Ben size bir şey söylüyorum, formül nedir? Suriye'nin kuzeyine biz bir şehir kuralım. Yaklaşık 4 bin 500 kilometrekarelik bir şehir kuralım ve bu şehirde biz alt yapısıyla, üst yapısıyla her şeyi uluslararası camia paylaşalım, biz biliyorsunuz inşaat sektöründe iyiyiz, başka ülkeler de buna girebilir. Yerel mimari ile biz Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'ye yakın bir bölgede bu şehri kuralım. Dolayısıyla Suriye'den çıkacak olanları orada iskan edebiliriz, Türkiye'dekileri de aynı şekilde orada iskan etme imkânımız olabilir. Bunu karşılıklı konuştuğumuz zaman 'haklısın' diyorlar. Bunu Sayın (ABD Başkanı) Obama ile de konuştuk, hatta koordinatlarını bile belirledik ama uygulamaya gelince hâlâ ses yok. Mesele karar meselesi... Karar verici olmak, irade koymak bu... Maalesef bunu da koymayınca iş gecikiyor ve iş kapıya dayanınca da feryat başlıyor."
"Çağdaşlaşmayı, alkol kullanmakla özdeş hâle getirenler var"
"Gerek Başbakanlığım döneminde gerekse Cumhurbaşkanı olarak Yeşilayımızın toplumu bilinçlendirme, farkındalık oluşturma ve bağımlılığı önleme mücadelesine daima güçlü destek verdim, bundan sonra da vermeye devam edeceğim" diyen Cumhurbaşkanı ayrıca konuşmasında şunları söyledi:
"Daha 2 yıl önce alkol düzenlemesinde koparılan gürültüyü eminim hepiniz çok iyi hatırlıyorsunuz. Ülkenin tamamı için hayırlı olduğu açık olan bu düzenleme, gazeteler, ekran yorumcuları ve kimi siyasetçiler tarafından günlerce yerden yere vuruldu. 'Alkol yasaklanıyor', 'özel hayatımız kısıtlanıyor', 'yaşam tarzımıza müdahale ediliyor' gibi tezviratlar yapıldı. Ana muhalefet partisi düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Kardeşlerim, bunlar insanımızı sevmiyor, bunlar insanımızın rahatsızlığında, hastalığında, bütünüyle vücudundaki olumsuz gelişmelerde kendilerine hayat arıyorlar. Biz ise diyoruz ki, 'biz insanımızı seviyoruz'. Sağlıklı bir nesil için ne gerekirse biz onu yapmaya çalışıyoruz."
"Çağdaşlaşmayı, alkol kullanmakla, zararlı alışkanlıkları teşvik etmekle, tek tip bir hayat tarzına sahip olmakla özdeş hâle getirenler var. Bu ne yeni bir tavırdır ne de ülkemize münhasırdır. Bakınız daha önce de ifade etmiştim. İstanbul'un işgali sırasında gençlerin işgal güçleri tarafından alkol kullanmaya teşvik edildiğini gören bir avuç kahraman bağımlılıkla savaşmak için Yeşilay çatısı altında toplanmıştır. Tek parti döneminin jakobenleri Batılılaşma ve modernleşme adına alkol kullanımını teşvik etmişlerdir."
"Artık ülke ve millet olarak yeni bir dönemin, yeni Türkiye'nin inşası sürecindeyiz. Sırf kendi kör ideolojileri için nesilleri dahi feda etmekten çekinmeyen bu karanlık zihniyet zaman zaman hortlasa da hamdolsun eski etkinliğini büyük oranda yitirdi. Ancak müteyakkız olmamız, asla rehavete kapılmamamız gerekir. Evlatlarımızın geleceklerinin karartılmasına, alkol, uyuşturucu ve sigara gibi kötü alışkanlıkların esiri haline getirilmelerine asla fırsat vermemeliyiz."
AA