Siyaset bilimci Hüseyin Çiçek, AKP’nin Türkiye’deki demokratik kültür ve kurumları yok etmeye çalıştığını söyledi.
Siyaset bilimci Hüseyin Çiçek’e göre kamuoyunda popülaritesi giderek azalan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidarını devam ettirebilmek için Türkiye’yi “hegemonik demokrasiye” dünüştürürken “popülist” ve “yayılmacı” hamleleriyle seçmen desteğini artırmaya çalışıyor. “Neden AKP bir krizle karşı karşıya?” başlıklı makalesinde dikkat çekici tesbitlerde bulunan Çiçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi inşa ettiği cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle aslında kendi iktidarını muhafaza etmeyi de zora soktuğuna işaret ediyor. AKP iktidarının otoriter ve popülist politikalarla, iç ve dış politika ile ekonomideki başarısızlıklarının üstünü örtmeye çalıştığını, dikkatleri başka yönlere çekmeyi amaçlayan hamleler yaptığını söyleyen Çiçek, iktidarın ayrıca bir “anayasal çıkmaz” ile karşı karşıya bulunduğu görüşünde.
Otoriterlik artıyor
“Bir siyaset bilimci olarak, Türkiye siyasetinde yakın gelecekte ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz? Demokrasinin daha da güçlenmesi konusunda umudunuz var mı?” sorusuna Çiçek, “Bu tamamen AKP’nin demokratik seçimlere hazır olup olmadığına, seçimleri kaybederse de demokratik olarak iktidardan vazgeçmeye hazır olup olmadığına bağlı. Şu andaki gelişmeler öyle görünmüyor. Daha ziyade, içerde otoriterlik ve dışarıda genişleme yoluyla, seçmen tabanında popülaritesini artırmaya çalışıyor” dedi.
Türkiye’de siyasî kınama kültürü var
Türkiye siyasetine ilişkin tespitleri hakkında DW Türkçe’nin sorularını cevaplayan Çiçek, AKP iktidarının herhangi bir eleştiriyi, adeta kişisel bir hakaret veya ulusal birliğin yıkımı olarak yansıtmaya çalıştığını, bu anlayışın ve izlenen politikaların “Türkiye’de demokratik kültür ve kurumları yok etmekte olduğunu” dile getiriyor. Çiçek, iktidarın neden her şeyi “terör” ile ilişkilendirdiği sorusuna, “Türkiye’de uzun yıllara dayanan bir siyasî kınama kültürü var. İktidarlar, muhalefet partilerini demokratik yollarla zayıflatamadıklarında, bu tür adımlara başvuruyorlar. Yani refah devleti uygulamalarıyla, örneğin emekli maaşı zamları, genel sağlık sigortası gibi adımlarla, seçmenin desteğini kazanıp muhalefeti zayıflatamadıklarında, bu tür siyasî yaklaşımların başladığına tanıklık ediyoruz” cevabını verdi.