Sayın yetkililerimiz, evvela şunu söyleyeyim ki, biz aile ve Yeni Asya camiası olarak din, iman, vatan, millet ve âlem-i İslâmın selametini her daim can-u gönülden isteyen, sahiplenen, dua eden vatansever, Risale-i Nur okuyan dindar ve demokrat insanlarız. Her türlü terör ve darbelere karşıyız.
Hal böyle iken, yaklaşık üç hafta önce kardeşim Mustafa Demirdöğmez hiçbir gerekçe gösterilmeden; “Fetö” bahanesiyle sözde itirafçı gizli sanık dedikleri ne idiğü belirsiz kendini kurtarmağa çalışan iftiracıların iftirasına maruz kalarak tutuklanmıştır. Yaklaşık üç haftadır Mersin Cezaevinde tutulmaktadır. Onunla beraber suçsuz olduğuna inandığımız birçok dindar, vatanperver seçkin insan aynı gün gece yarısı savcının talimatıyla bir hafta boyunca polis nezarethanesinde kaldıktan sonra hâkim karşısına çıkartıldılar. Hiçbir suç unsuru olmadığından dolayı hâkim bey tahliye kararı verdiği halde, daha yirmi dört saat geçmeden savcının talimatıyla bu insanlar ve kardeşim Mustafa Demirdöğmez gece evlerinden ailelerinin gözü önünde adeta birer cani gibi alınarak önce nezarethaneye daha sonrada yeni atanan hâkim eliyle hapishaneye gönderildiler.
Olayın başından beri ailece ve dostlarca şahidiyiz. Tam bir hukuksuzluk ve keyfiliğin hüküm sürdüğü adeta bir tiyatro sahnelenmiştir. Hatırı sayılır birçok seçkin ve dindar aile rencide olmuş, yürekleri yaralanmıştır. Bu durum ancak din ve vatan düşmanlarını sevindirmektedir.
Şunu açıkça söyleyeyim ki, kardeşim samimi bir Nur Talebesidir. Sayın yetkililerimizden acilen bu duruma müdahale etmelerini beklemekteyiz. OHAL sebebiyle iddianameler keyfi olarak geciktirilmekte, “Fetö” bahanesiyle de bu insanlar haksızlığa uğramaktadır. Aileleri perişan ve çaresiz bir vaziyette beklemektedirler. Nereye, kime başvuracağımızı, derdimizi kime anlatacağımızı bilemiyoruz. Bütün kapılar kapatılmış durumda maalesef. Böyle yalan yanlış ihbarlarla insanlar rencide edilmektedir. Büyük bir fitne kol gezmektedir. Bu durumu samimiyetine inandığımız başta Başbakanımız ve hükümet yetkililerimize duyuruyoruz. Bu duruma sessiz kalan etkili ve yetkililere de hakkımızı helal etmiyoruz.
Evet, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi, “Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur” ve “Fahr olmasın, derim: Biz ki hakikî Müslümanız. Aldanırız, fakat aldatmayız. Bir hayat için, yalana tenezzül etmeyiz.” Hem de, “Maddî tazyikler, ehl-i meslek ve fikre galebe etmediği gibi, daha ziyade nifak ve tefrika vermez mi?”
Saygılarımla.
Ahmet Demirdöğmez – Mersin