İlhanlı hükümdarı Olcaytu zamanında inşaa edilen Yakutiye Medresesi sanat ve tarihin kesişim noktası.
Erzurum’un kültürel değerlerinden biri olan Yakutiye Medresesi, şehrin tam ortasındaki konumuyla Erzurumlulara tarihin ihtişamını hatırlatırken, turistlerin de uğrak mekânlarından biri. İlhanlı hükümdarı Olcaytu zamanında Emir Hoca Cemalettin Yakut tarafından 1310 yılında inşa ettirilen Yakutiye Medresesi, dış cephesindeki ve kapısındaki işlemeleriyle tarihin sanatla buluşmasına öncülük ederken, kapalı iç avlusu ve avlu içerisindeki süslemeleriyle de tarihçilerin ve sanatseverlerin ilgi odağı.
Kültür yapısı burada yaşatılıyor
Kapalı avlulu özelliğiyle dikkat çeken Medrese’de bulunan odalarda ise tarihî kadın- erkek giysileri, tarihî sikkeler, geçmişte savaşlarda kullanılan silâhlar ve avcılık araçları, şehrin kültür yaşantısını anlatan dekorlar ve geçmişte kullanılan yazı araç – gereçleri yer alıyor. Erzurum’da Cumhuriyet Caddesi üzerinde, Lâlâ Paşa Camii’nin yanında yer alan medrese 1995 yılında restore edilerek, günümüzde Türk-İslâm Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak kullanılıyor.
Her odanın girişinde ayrı bir işleme
Günümüzde çeşitli sanat faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bir mekân olarak da kullanılan Yakutiye Medresesi, geleneksel Selçuklu mimarisi tarzında inşa edilmiş. Medrese eğitiminin verildiği bu yapı içerisinde öğrenci ve hocaların odaları sınıf ve derecelerine göre belirlenirken, her odanın girişinde farklı bir işleme yer alıyor. Anadolu’daki kapalı avlulu medreselerin en büyüğü olan Yakutiye Medresesi, plan düzeni, dengeli mimarisi ve iri motifli süslemeleri ile Erzurum’un en gösterişli yapılarından.
Oymalı taç kapı hayranlık uyandırıyor
Medrese’nin en dikkat çeken bölümlerinden taç kapının yan yüzlerinde, silme kemerle çevrili nişler içinde pars ve kartal motifleri görülüyor. Ajurlu bir küreden çıkan hurma yaprakları, iki pars ve kartal figürlerinden oluşan hayat ağacı Orta Asya Türklerinin önemli simgelerini bir araya getiriyor. Basık kemerli ve oymalı olan taç kapının her tarafını kaplayan bezemeler, muhteşem bir görüntü oluşturmakta. Avlunun sağ ve solunda karşılıklı beşik tonozlu altışar oda sıralanıyor. Bunlardan sağ köşedeki odadan aynı zamanda minareye çıkılabiliyor. Güneydeki tonozun üzerinde ise bu medreseye vakfedilmiş altı köyün ismini ihtiva eden vakfiye, mermer üzerine sülüs yazı ile asılmıştır, iç içe geçmiş geometrik motifler ve çinilerle bezeli minare, kabartma kordonlarla hareketli bir görünüm kazandırıyor.
***
***
***
***
***
***
HABER: Ülker Yılmaz Caba-ulkery.caba@yeniasya.com.tr
FOTOĞRAFLAR: Figen Esen - Yeni Asya
Haber Merkezi