Geçirdiği trafik kazası sonrasında İslam coğrafyasını yürüyerek gezmeye karar veren sanat tarihçisi Duggan, yerleştiği Antalya'da Selçuklu eserlerini araştırıyor.
Geçirdiği trafik kazasının ardından İslam coğrafyasını yürüyerek gezmeye karar veren ve 5 bin 500 kilometre yol kateden sanat tarihçisi Mikail Duggan, yerleştiği Antalya'da Selçuklu eserlerini araştırıyor.
Yaklaşık 25 yıldan bu yana Antalya'da yaşayan İrlanda asıllı İngiliz vatandaşı Mikail Duggan, Antalya'daki Selçuklu eserlerini ortaya çıkarmak için çalışıyor. Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü öğretim görevlisi olan Duggan, özellikle Anadolu'daki ilk dönem İslam eserlerini inceliyor.
1986'da Manchester Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nden mezun olan Duggan, Fransa'da geçirdiği bir trafik kazası sonrasında bacaklarından yaralanır. Duggan, hastanede yattığı süreçte Büyük İskender'in yaşadığı toprakları ve İslam coğrafyasını incelemeye karar verir. 1988 yılında Selanik'ten başlayarak Mısır, Tunus başta olmak üzere İslam coğrafyasının belirli şehirlerini yürüyerek 5 bin 500 kilometre kateden Duggan, İslam dinini de araştırarak Müslüman olur. Türkiye'nin çeşitli illerini de gezen Duggan Antalya'ya yerleşerek İslami dönemle ilgili araştırma ve incelemelerini yürütüyor. Son olarak Antalya'daki Selçuklu eserleriyle ilgili araştırmalar yapan Duggan, AA muhabirine, yaptığı çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.
Selçuklulara olan büyük ilgisi nedeniyle bu devleti araştırmaya karar verdiğini anlatan Duggan, Antalya'daki Yivli Minare Külliyesi, Kırkgözhan, Susuzhan, Ahi Evran Cami ve Aşık Paşa Türbesi gibi Selçuklu dönemi eserlerini incelediğini söyledi. Daha sonra Konya ve Niğde'deki Selçuklulara ait önemli eserleri araştırdığını anlatan Duggan, "Bu eserleri araştırırken İslami süslemeler beni çok etkiledi. Bu süsleri incelerken de Selçuklu sanatkarlarının gizli birer mesaj verdiğini farkettim. Farsça ve Arapça Selçukluların resmi dili. Ancak onlar çok daha özel bir dil geliştirerek yani sanat dilini geliştirerek Kuran-ı Kerim'i bu şekilde eserlerine aktarmışlar. Yani korumuşlar. Hala bu sanatı ve dilin gizemini çözmek için çaba sarfediyorum" diye konuştu.
Alaeddin Keykubad'ın gerçek portresi
20 yıldır bu alanda çalıştığını ifade eden Duggan, Anadolu'da bugüne kadar görülen en eski portre kabul edilecek bir Selçuklu eserinin Alanya yakınlarındaki Karaköykale civarında yapılan kaçak kazılar sonucu tesadüfen bulunduğunu söyledi. Minik, basit görünümlü kurşundan imal edilen bu mührün Türk sanat tarihi için ve en önemlisi İslam Sanat Tarihi açısından oldukça önemli bir eser olduğuna dikkati çeken Duggan, şöyle konuştu:
"Çünkü bu mührün üzerindeki resim Alaeddin Keykubad'ın gerçek portresi. Bu portre o dönemde bire bir sultana bakılarak yapılmış. Üzerinde 'Es Sultan El Muazzam Ala Ed-din Dünya Ved-din Keykubat bin Keyhüsrev' yani Keyhüsrev'in oğlu Alaeddin Keykubad dünyanın ve İslamiyetin en büyük sultanı olduğunu belirten yazı mevcut. Arka yüzünde ise ortada arslan tasviri ve bunun çevresinde "Ebul Feth yani Fatih" kelimesi bulunmakta" şeklinde konuştu.
Antalya Müzesi'nde sergilenen 1221-1227 yıllarında Sivas veya Konya'da basıldığı düşünülen mührü incelerken Selçuklularla ilgili çok ilginç detaylar tespit ettiğini anlatan Duggan, şöyle devam etti:
"O dönem eserlerinde Anadolu'daki insan figürleri çekik gözlü resmedilmiştir. Ancak bu mühürdeki gözler çekik değildir. O dönemde Anadolu'da yaşayan diğer toplumlardaki yüz hakim. Uzun bir burun var. Karşıya bakan Sultan'ın saçları da topuz şekilde. Bu nedenle şaşırtıcı bir eser. Çünkü o dönemde kim düşünebilirdi Selçuklu sultanının, gönderilecek bir mektupta resminin yer alacağını. Bu mühür en erken ve gerçek olarak yapılmış Selçuklu Sultanı mührü. Bu nedenle hem sanatsal hem de tarihsel açıdan çok önemli. O dönemle ve o dönemin anlayışıyla ilgili bilgiler veriyor"
Aspendos Tiyatrosu'ndaki Selçuklu izleri
Aspendos Antik Tiyatrosu'ndaki kazılarda Selçuklulara ait önemli süslemelerin bulunduğunu ve bugün Antalya Müzesi'nde sergilendiğini de anlatan Duggan, Romalılar döneminden kalan tiyatronun Alaeddin Keykubad döneminde restore edilerek bir süre yazlık olarak kullanıldığını anımsattı. Duggan, burada bulunan mavi ve siyah renkli çinilerde Allah'ın 99 isminin yanı sıra kuş ve çeşitli hayvan figürlerinin yer aldığını vurguladı. Duggan, "İslamda bu tür resimler olmaz diye düşünülüyor. Ancak, Selçuklular bunu ustaca eserlerinde kullanmışlardır. Moğolların Anadolu'yu işgal etmelerinden sonra Anadolu'nun islami düşünce yapısında değişmeler olmuş" dedi.
Bundan sonra Selçuklu'yu araştırmaya devam edeceğini de kaydeden Duggan, Antalya ve çevresinin bu konuda çok zengin olduğunu ifade etti. Anadolu'nun Selçuklular döneminde büyük bir hoşgörü merkezi haline geldiğini ifade eden Duggan, "Türkler, Frenkler (Avrupadan gelen farklı dinlerdeki tüccar ve askerler) Rum ve Ermeniler hep birlikte yaşamışlardır. Bu insanlardan oluşan toplum bugün hayranlıkla izlediğimiz eserleri nakkaşhanelerde işleyerek günümüze bırakmışlardır." diye konuştu.(AA)