"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müslüman ve Hıristiyanlar ittifak etmeli

Kâzım GÜLEÇYÜZ
02 Şubat 2017, Perşembe
2008’de Yrd. Doç. Dr. İsmail Ermağan’ın sorularına cevaplarımız

Dünden devam:

Yeni Asya’nın gerek Türkiye ve gerekse AB tarafına tavsiyeleri neler olabilir?

Dindar kesimler içerisinde AB’yi “Hıristiyan kulübü” olarak gördüğü için reddedenlere karşılık, Yeni Asya’nın AB’yi desteklemesinde Hıristiyanlık faktörünün şöyle farklı bir yorumu söz konusu: 

Bediüzzaman Said Nursî, eserlerinin değişik yerlerinde Müslümanların dinsizliğe karşı dindar Hıristiyan ruhanîlerle ittifak kurması gerektiğini ifade ediyor. Dolayısıyla, eğer söylendiği gibi AB bir Hıristiyan kulübü ise, bu durum, Yeni Asya açısından AB’yi reddetme değil, tam tersine daha çok destekleme gerekçesi. Çünkü dinsizliğin insanî değerleri tahrip ve dejenere eden olumsuz etkilerine karşı Müslümanlar da, Hıristiyanlar da kendi başlarına yeterli savunmayı yapamıyorlar. 

Böyle olunca insanî ve ahlâkî değerleri, aileyi, nesilleri korumak için güçbirliği yapmaları gereği ortaya çıkıyor. Nitekim geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda Vatikan’ın yayınladığı kutlama mesajında Müslümanlara “Aileyi birlikte koruyalım” çağrısının yapılmış olması, bu zorunluluğun o cenahta da kabul ve ikrar edildiğinin bir ifadesiydi.

Ancak iddiaların aksine, AB’nin bir Hıristiyan kulübü olduğunu söylemek de mümkün değil. Her ne kadar AB’nin üzerine inşa edildiği değerler İslam ve Hıristiyanlık gibi büyük semavî dinlerin getirdiği temel esaslar ise de, birliğin ana felsefesi laiklik olarak ifade ediliyor. Ancak bu laikliğin Türkiye’deki gibi dini toplumsal hayattan tümüyle dışlayan değil, AB sözcülerinin dile getirdikleri demokratik laiklik şeklinde olduğu söyleniyor. Ama bu konunun Avrupa’da da yoğun tartışmalara konu olmaya devam ettiğini, Hıristiyanlık eksenli yaklaşımlarla, Papa’nın eleştirdiği “pozitivist ve saldırgan laiklik anlayışı”nın çatıştığını görmekteyiz. Bu çatışmada da Müslümanlarla Hıristiyanlar birlikte hareket edebilirler. Ama bunun için bu iki din mensuplarının, birbirlerine karşı tarihten gelen önyargıları ve bilgisizlikten kaynaklanan şüpheci ve hasmane bakış tarzını terk etmeleri gerekir. İşte bu noktada Yeni Asya’nın temel aldığı Said Nursî’nin yaklaşımı, iki tarafı da ortak zeminde bir araya getirebilecek bir buluşma zemini oluşturuyor.

Burada şunu da hemen ekleyelim: Yeni Asya’nın bir özelliği de, bu fikirleri taktik icabı ve takiyye olarak değil, samimiyetle savunuyor olmasıdır.

Yarın: AB’yi askıya alan AKP bindiği dalı kesiyor

Okunma Sayısı: 4934
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Capar

    7.2.2017 00:22:11

    AB ye uyum saglamaktan baska care yok, su anda Dünyada en akillica ve insanice rolu AB üstlenmistir..Yoksa bu Kadar farkli daha yensavaslar sonrasi düsman iken masaya oturmus ortak degerler artilar üzerine konusabiliyorsa bu tamamen ortak dogrulardandir..AB PArlementosunda Türkler hakkinda twitterde barbardir yazamn yunan milletvekilini asagilayip Salon disari cikaran Alman baskan Shulze ye hic deger verilmedi israrla almanya ile iliskiler zora zorbaci ve inatci tavirlara gidildi..Ikna toplumu olan AB yi anlamiyor yada anlamak istemiyorlar..Malesef...Bunun sonu yanlizlik yanlizliktan düsmanliktan yorulan hircin ve otoriter yapilanmaya geri dönmek...Yazikki yazik...

  • sezer

    3.2.2017 02:19:57

    Sayın güleçyüz mevlana hazretleri de benzer ifadeler kullanıyor ama gelde bütün bunları bizim mahalleye anlat seni anında sapkın ilan ederler

  • Özcan Erkiş

    2.2.2017 15:17:52

    (4) İnsanlığı tehdit eden anarşi ve terörle birlikte, buna zemin hazırlayan hem insanlığın hürriyetini elinden almakla istidat ve kabiliyetlerini körelterek asri(modern) köleler hâline getiren değişik isimler altında kurulan istibdat ve dikta yönetimlerinin tehditlerini bertaraf etmek;yeni kurulacak istibdatların önüne geçmek, eskilerin yok olup gitmelerini sağlamak da AB gibi ittifaklar eliyle olacaktır. Çünkü bir ferdin şahsı manevi karşısında mukavemeti ne ise bir devletin de ittifak halindeki şahsı manevi karşısındaki gücü o kadardır. Demokratik hukuk devletleri ile bunlardan oluşacak AB benzeri ittifaklar çoğaldıkça adalet, hürriyet, hukukun üstünlüğü, meşveret ve milletin kalbi mesabesinde olup millet iradesinin tecelli ettiği yer olan meclisin şahsı manevisiyle güçlendirilmiş demokrat yönetimler -inşaallah- çoğalacaktır. Onun için şahs-ı vâhide istinat eden "riyâset-i şahsiyye"değil, şahsı manevi(meclis)e istinad eden demokratik hukuk devleti diyoruz.

  • Özcan Erkiş

    2.2.2017 13:15:12

    (3) Başta inkâr-ı Uluhiyyet olmak üzere, insanlığı tehdit eden küresel terör ve anarşinin çaresi, insanlık ortak paydasında tesis edilecek devletlerarası güçlü ittifaklarla mümkün olabilir. Artık küre-i arz küçülerek bir şehir hâline gelmiştir. Hem Türkiye hem insanlık hangi dinden olursa olsun, canına ve malına kasteden anarşi ve terör belasından emin olarak yaşanak istemektedir. Bir devletin tek başına uluslararası ittifaklar kurmaksızın mücadele etmesi de giderek güçleşmektedir. Kısaca, ittifaklara dahil olmak asrın ruhuna da hususiyetine de uygundur. Dışarda kalmanın ülkeye bir getirisi de yoktur. Hem dahilde hem hariçte güçlü olmanın yolu, AB vb ittifaklar içinde yer almaktır. Madem kendimize bu kadar güveniyoruz, yersiz korkulara kapılmaya gerek yoktur.

  • Özcan Erkiş

    2.2.2017 12:50:24

    (2) Hem siyasal İslâmcı hem sol (yâni hem sağ hem sol) ideolojinin AB ittifakına bakışları sağlıklı olmadığından bugüne kadar izledikleri AB politikası da hep zikzaklı olmuştur. Bu konuda en doğru ve isabetli poltikayı, merhum Menderes çizgisini takip eden Demokrat Siyasetçiler izlediler. Yoksa AB için "Hıristiyan batı kulüp" diyen siyasal islâmcı ideolojii ile "Onlar ortak biz pazarız"diyen sol ideolojiye sahip siyasiler, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği adına ciddi, samimi ve gayretli bir adım atmadılar. Fakat "atıyormuş gibi" yaptılar. Misâl mi? İşte AB hedefi ile yola çıkıp, 15 yıldır tek başına iktidarda olan siyasal islâmcılar ve işte Türkiye-AB ilişkilerinde geldiğimiz son nokta. Demokratik hukuk devletinin, AB hedefiyle asla örtüşmeyen tek adam sistemine dönüştürme projesi. Hangisi doğru? AB ittifakında demokratik bir hukuk devleti olarak yer almak mı yoksa hür ve demokrat dünyadan kopmuş bir Türkiye olmak mı?...

  • Özcan Erkiş

    2.2.2017 12:33:09

    (1) Hürriyet ve ittifak asrının ruhuna uygun olan AB'ye Türkiye'nin dahil olması-inşaallah-dahili ve harici pek çok hayırlara vesile olacaktır. Türkiye'nin ittifaka girmesiyle, bir defa, İslâmofobinin yaygın olduğu Batı dünyasına doğru İslâmı ve İslâmiyete lâyık doğruluk gösterilmiş olmakla önyargılar ve husumet giderilmiş olacaktır. Ve dünyanın muhtaç olduğu sulh-u umumi yâni dünya barışı Müslümanların katkı ve gayretleriyle -inşaallah- insanlık âlemine hediye edilecektir. AB projesine, siyasal ve ideolojik mülahaza ile değil İslâmın cihamşümul hakikatları ve Bediüzzaman Hz.nin perspektifinden bakmak en doğru yaklaşım olacaktır. Hem Türkiye'de demokratik hukuk devletinin tesisine engel dahili mâniaları kolayca aşmak açısından AB ittifakı elimizi güçlendirecek,işimizi kolaylaştıracaktır. Bizim korku, kaygı ve endişe edecek bir durumumuz yoktur. Birlik, beraberlik ve ittifaklar hem maddi hem manevi anlamda güç demektir. Kaldı ki mâneviyatta AB'ye muhtaç değiliz...

  • Said HAKTAN

    2.2.2017 10:53:57

    Değerli Kazım Kardeşim;merhum bediüzzaman her insanla ve hatta- kainatın sahibinin bütün yarattıkları ile aynı alemi paylaştığımızdan- beraber yaşamayı ve saadeti dareyn için herkese kötülük görmeden ve kötülük etmeden yakın durmuştur...Müslümanlar olarak bugün AB ye girerek kendi HUKUKUMUZU müdaafa edeceğimize inanıyorsak bu bizim eksikliğimizdir...Ülkemiz adaletsizliğini Avrupa İnsan hakları mahkemesine Götürüyorsak demek ki;Adalet tam manası ile uygulanmıyor...Evet;İslami olan her doğruya,güzele,iyiye ve ilme talip olmalıyız.Bu hristiyanın, yahudini ve hatta ateistin elinde bile olsa...

  • CESUR ADAM

    2.2.2017 10:17:38

    Turgay kardeşin inşaallah en kısa zamada bu yapılır.AKP nin devirdii çamların,millete ve dine hıyanetinin dizisini çevirsele KIYAMETE KADAR SÜRECEK ZAMAN dilimini kapsayacak konu var.Nasıl ŞER ile muhatap olduğumuzu idrak edelim.

  • Turgay Namdar

    2.2.2017 09:37:15

    Şu an dünyada saflar netleşiyor. İsrailin ve trump abd yönetiminin başı çektiği 2.avrupaya karşı AB ülkelerinin başını çektiği ve Müslümanlarla ittifak yaparak 2. avrupa ile mücadele etmeye hazır 1.AVRUPA. Bizim Risale-i Nurlardan aldığımız şu fikirlerimizi ilan etmenin tam zamanıdır. Bunu bu köşeye daha önce de yazdım. Bu yazı serisinin acilen bir broşür, elektronik kitap ve tüm yayın kanalları ile hızla basılıp herkese ulaştırılması gerektiği açıktır. Neden bekleniyor anlamıyorum. Daha önce de gazetede yayınlanan bu belgenin illa da bu köşeden tamamlanması mı gerekiyor. Neden bekleniyor ki. Lütfen çok acil elekronik kitap ve broşur yaılsın. Bekliyoruz.

  • khk magduru

    2.2.2017 00:15:35

    Zındıkaya karşı kesinlikle ittifak..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı