Erdoğan’ın 2018 seçimi öncesinde halktan oy isterken söylediği “Verin bu kardeşinize yetkiyi; faizle, şunla, bunla nasıl uğraşılırmış görün” sözü hâlâ hafızalarda.
Zaman zaman tekrarladığı “Ben ekonomistim” sözü de. Ki son dönemde bu sözü Kılıçdaroğlu’na laf çaktığı “Hesap uzmanı değilim” lafıyla birlikte bir defa daha tekrar etti.
Keza aynı şekilde ne zaman döviz yükselişe geçse millete yaptığı “TL’ye yatırım yapanlar kazanır” tavsiyeleri de unutulmuş değil.
Ve gelinen nokta ortada. Seçimden sonra döviz fiyatlarında zembereği boşalmışçasına başlayan ve devam eden çok hızlı artış da.
Erdoğan’ın halktan yetki istediği 2018 Haziran’ında 4.75 TL olan dolar, 5 yıllık görev süresi dolduğunda 19 TL’nin üzerine çıkmıştı; tekrar “seçildi,” 23 TL’yi geçti. 2018’de 5.50 TL olan euro ise 25 TL sınırını da geride bıraktı.
Bu yükselişin nerede duracağı belli değil.
28 Mayıs’ta 425 dolar mertebesinde olan “yeni” asgarî ücret, 10 günde 365 dolara indi.
Bu durum, kendilerine verilen ihalelerin ödemeleri dolar üzerinden anlaşmaya bağlanan 5’li çeteye ve diğer yandaş şirketlere yeni kazançlar sağlarken, TL üzerinden maaş alıp birikim yapma imkânı olmayan on milyonlarca dar gelirliyi daha da fakirleştiriyor.
İthal ürünler başta olmak üzere iğneden ipliğe herşeye sirayet eden zam dalgası, zaten fazlasıyla bunaltıcı halde olan aşırı hayat pahalılığını iyice çekilmez boyutlara ulaştırdı.
“Nass” diyerek güya “düşük” tutulan faiz, halka yansıyan boyutuyla anormal rakamlara ulaşmış durumda. Ve bankalar kriz ortamında da kâr rekoru kırmaya devam ediyor.
Ve görünen o ki, iş daha da kötüleşecek.
Evvelce yerden yere vurdukları halde şimdi yeniden kıymete bindirip adeta “ikinci Kemal Derviş” muamelesi yaparak ekonomiyi teslim ettikleri Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmeliyiz” derken kastı bu muydu?!
Yakın çevresine “Durum tahmin ettiğimden çok daha kötüymüş, böyle olduğunu bilseydim görevi kabul etmezdim” dediği ifade edilen Şimşek, kamuoyuna yönelik mesajında halktan “sabır ve zaman” istiyor.
Tek adam rejiminin böyle bir tabloda bile hız kesmeden devam eden inanılmaz israfları ve sorumsuz harcamaları ortadayken...
Yüzde 52 bu tabloya da “evet” demiş oldu.
Yüzde 48 ise onun narına yanıyor...