Gazetemiz yazarı Nilgün Karadeniz, 2009’da çıkan yazısında, önceki geçe vefat eden Nazmiye Demirel’in Zincirbozan günlerinde kendisini ziyaret eden bazı bakan ve siyasetçi eşlerine, “Bu gazeteler, aydın kesim zannettiğimiz yazar-çizer takımı, hepsi korku içinde. Normaldir. Ama bu ihtilâlcilere karşı korkusuzca bizi savunan bir gazete var” dedikten sonra şunu söylediğini aktarmıştı: “Yeni Asya gazetesi… Alın, okuyun, bana hak vereceksiniz.”
Alzheimer ile mücadele ediyordu
Nazmiye Demirel, 1927 yılında doğdu, 12 Mart 1948’de Süleyman Demirel ile evlendi. 16 Mayıs 1993-16 Mayıs 2000 arasında Çankaya Köşkü’nde ev sahibeliği yaptı. Nazmiye Demirel, alzheimer ile mücadele ediyordu.
İSLAMKÖY’DEKİ AİLE MEZARLIĞI’NA DEFNEDİLECEK
Tedavi gördüğü hastanede vefat eden Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in ve eşi Nazmiye Demirel’in memleketi İslamköy beldesinde üzüntü hakim. İslamköy Belediye Başkanı Zekeriyya Şataf, “Sevilen, sayılan, köyümüzün büyüklerindendi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in eşi olması münasebetiyle de İslamköy, derin bir matem havasına girmiş durumda” dedi. Nazmiye Demirel’in babası Hacı Mesut, annesi Kübra Şener, kardeşleri Feden Güneş ve Mesut Şener’in İslamköy’deki aile mezarlığına defnedildiğine dikkati çeken Şataf, “Nazmiye Demirel’in naaşı yüzde 99 aile mezarlığına defnedilecektir” diye konuştu. Şataf, Nazmiye Demirel’in 25 yaşına kadar İslamköy’deki Hıdır Mahallesi Arak Sokak’taki evlerinde yaşadığını, Süleyman Demirel ile evlenmesinin ardından Ankara’ya taşındığını kaydetti. Nazmiye Demirel’in komşusu 70 yaşındaki Seher Çam ise o zaman 20’li yaşlarda olan Nazmiye Demirel ile birkaç yıl halı dokuma işinde çalıştıklarını söyledi. Nazmiye Demirel’in, eğitim için Amerika’ya giden Süleyman Demirel’i yıllarca beklediğini anlatan Çam, “Nazmiye Demirel çok hanımdı. Ölümünü duyduğumuza üzüldük. Allah rahmet eylesin.” dedi. Nazmiye Demirel’in ailesinin komşusu Osman Yassıkaya ise Nazmiye Demirel ve ailesinin çok iyi komşuluk yaptıklarını söyledi.
İslamköy’de hüzün hakim
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in eşi Nazmiye Demirel’in cenazesinin yarın Isparta İslamköy’de defnedilmesi bekleniyor. Uzun süredir tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinde 86 yaşında vefat eden Nazmiye Demirel’in cenazesinin, yarın memleketi Isparta’ya bağlı İslamköy’de öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından defnedilmesi bekleniyor. 9. Cumhurbaşkanı Demirel, taziyeleri Güniz Sokak 31 numaralı konutunda kabul ediyor. Süleyman Demirel’in kardeşi Hacı Ali Demirel, Güniz Sokak’ta bekleyen gazetecilere yaptığı açıklamada, acılarını paylaşan dostlarına teşekkür etti. Acılarının büyük olduğunu dile getiren Demirel, “Bir şey demek mümkün değil. Allah gani rahmet eylesin” dedi. Demirel’in özel doktoru Aylin Cesur da gazetecilerin sorusu üzerine, çok üzgün görünen eski cumhurbaşkanının genel sağlık durumunun iyi olduğunu söyledi.
65 senelik hayat arkadaşımdı
Demirel eşinin vefatı üzerine şunları söyledi: “65 senelik hayat arkadaşımdı. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Çok iyi mücadele etti ama olmadı.” Nazmiye Demirel’in, kandaki oksijen azalması ve ardından kalp durması sonucunda saat 22.27 itibarıyla vefat ettiği bildirilmişti. Nazmiye Demirel’in doktoru Prof. Dr. Haldun Müderrisoğlu, “Süleyman Demirel eşiyle en son ne zaman bir araya gelmişti” sorusunu “Sayın Demirel’in de birtakım rahatsızlıkları vardı. O sebeple sanıyorum 1,5-2 ay kadar önce yüz yüze görüşmüşlerdi” diye cevapladı.
NAZMİYE DEMİREL’DEN BİR HATIRA
“1980 ihtilâlinin ilk aylarıydı. Bulunduğum yer, Ankara’da meşhur Güniz Sokaktaki Başbakanlık konutu. Konutun orta katında, dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in eşi Nazmiye Demirel Hanımefendinin bayan misafirleri olarak ziyaretteyiz. Bilenler bilir… O dönem arı kovanı gibi işleyen Güniz sokaktaki meşhur konut, alabildiğine sessiz ve mahzun. Başbakan Zincirbozan’da tutuklu. Her zaman siyasilerle ve sıradan vatandaşla adeta bir ziyaretgâh gibi dolup taşan konutta, Başbakanın hanımefendisini ziyarete gelen konuklar ne acıdır ki bir elin parmakları kadar sayılıydı. İktidardan devrilen birkaç siyasetçi ve Bakan eşleri olan hanımlarla birlikte ben de hemen hemen her gün öğleden sonra aynı saatlerde Güniz Sokaktaki evin orta katında toplanır olmuştuk. Amaç, tabiî ki hanımefendiye moral ve manevî destek vermekti. Belli bir süre geçmesine rağmen Bayan Demirel, Zincirbozan’a, gözaltında tutulan eşini görmeye gidememişti. Hatırladığım kadarıyla günün belli bir saatinde belirli bir dakika içinde telefonla görüşmelerine izin veriliyordu. Ve bu görüşmelerin pek çoğuna o salonda bulunan biz birkaç hanım şahit olmuştuk.
Bu ziyaret anında bir gün yaşça bizlerden büyük ve dönemin bakanlarından birinin yaşlı hanımefendisi önümüzde duran gazeteleri toplayıp elinde sallayarak, gösterilen vefasızlığa ve kaypaklığa isyanını sinirli bir şekilde dile getirdi. Nazmiye Hanım önce cevap vermedi. O kötü günler hâlet-i ruhiyesini fazlasıyla sarsmıştı, ama dışa vuran hiçbir taşkınlığını ve aciz herhangi bir tavır sergilediğini hatırlamıyorum. Sonra kelimeleri tane tane ve ağırdan telâffuz eden o üslûbuyla söylediği sözler bütün tazeliğiyle hafızamda saklı:
“Bu gazeteler, aydın kesim zannettiğimiz yazar-çizer takımı, hepsi korku içinde. Normaldir. Ama bu ihtilâlcilere karşı korkusuzca bizi savunan bir gazete var!” Salonda bulunan üç-beş hanım birbirlerine baktı. Kimse sormadan Nazmiye Hanım cevap verdi: “Yeni Asya Gazetesi… Alın okuyun buna hak vereceksiniz.”
O anda göğsümün nasıl kabardığını ve gözlerimin dolduğunu şu anda bile hissederek hatırlıyorum. Benim mensubu olduğum gazetem, benim için unutulmaz olan o tarihi anda, yasaklı Başbakanın muhterem hanımefendisinin ağzından belki de onu tanımayan o birkaç önemli hanıma işte böyle tanıtılmıştı.” (03.03.2009 tarihinde Yeni Asya gazetesinde Nilgün Karadenizli imzasıyla yayınlanan makaleden alıntıdır.)