AGİT Heyeti, OHAL şartlarında yapılacak 24 Haziran seçimlerini de kampanya sürecinden başlayarak mercek altına alacak.
Türkiye ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı Heyeti (AGİT), 16 Nisan referandumuyla ilgili raporunda, kampanya sürecinde ifade özgürlüğünün kısıtlandığına, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın propaganda sürecinde devlet kaynaklarını kullandığına, tarafların medyadaki ‘eşitsiz’ tesbiti yaptıktan sonra OHAL şartlarında yapılacak 24 Haziran seçimlerini de kampanya sürecinden başlayarak mercek altına alacak.
Birgün’den Sebahat Karakoyun’un haberine göre, AGİT Heyeti, sürece ilişkin ilk tesbitlerini yapmak üzere muhalefet partileriyle temasa geçti. Heyet üyeleri, görüştükleri CHP ve HDP temsilcilerine, kısa süre önce yapılan ve sandık güvenliği açısından pek çok risk barındıran seçim yasası değişiklikleri ile ilgili ayrıntılı sorular yöneltti. Edinilen bilgiye göre AGİT temsilcileri, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Genel Başkan Yardımcıları Muharrem Erkek ve Onursal Adıgüzel ile İstanbul Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Sibel Özdemir’den oluşan heyet ile görüşmesinde, seçim kanunlarının neden seçimden kısa bir süre önce değiştirildiği, muhalefetin bu sürece katkı sağlayıp sağlamadığı sorularını yöneltti. Heyet üyelerinin “Seçim günü sahtecilik bekliyor musunuz” sorusu da dikkati çekti.
Seçim meşrûiyetini zedeliyor
Muharrem Erkek de, “2017 referandumunun meşrûiyeti hâlâ tartışılıyor. Seçim güvenliğiyle ilgili toplumun endişeleri giderilmemiş durumda. Kim kazanırsa kazansın OHAL’de gerçekleşecek seçimlerin meşrûiyeti mutlaka tartışılacaktır. Toplumun önemli bölümünde hile yapılacağı endişesi var, bunun sorumluları da bu yasaları değiştirenlerdir” dedi. AGİT’in seçim gözlemcileri, Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve Mardin Milletvekili Ali Atalan’dan oluşan HDP heyeti ile de bir araya geldi. HDP’den yapılan açıklamaya göre görüşmede, “OHAL koşulları altında seçim güvenliğinin sağlanmayacağı ve özellikle Kürt nüfusun yoğun olduğu kırsal bölgelerde önceki seçimlerde de olduğu gibi baskıların artabileceği kaygısı” aktarıldı. HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden seçim kampanyası yürütmek zorunda bırakılmasının sebep olduğu adaletsiz rekabetin seçim meşruiyetini zedeleyeceği de vurgulandı.
Sandıkların taşınması sonucu etkileyebilir
Heyetin soruları üzerine yasa değişikliğinin sandık güvenliği açısından riskler barındıran hükümleriyle ilgili ayrıntılı bilgi veren CHP’li Özgür Özel, “Aynı apartmanda oturan seçmenlerin farklı sandıklarda oy kullanmasının kontrol mekanizmasını ortadan kaldırdığını, 16 Nisan referandumunun en önemli itiraz noktalarından olan mühürsüz zarf ve pusulalarının kanuna eklendiğini, sandık başkanlarının kamu görevlisi olma zorunluluğunun sivil seçim yapma konusunda önemli bir geri adım olduğunu, kolluk güçlerinin bir muhbir tarafından sandık bölgesine çağrılmasının da doğru olmadığını” anlattı. Özel, kanunla getirilen sandıkların taşınması uygulamasının Doğu ve Güneydoğu’da seçime katılımın zorlaştırılmasına neden olabileceğine ve seçim sonuçlarının etkilenebileceğine yönelik endişelerini aktardı.