"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’un hukuk zaferi

11 Aralık 2015, Cuma 12:00
Danıştay, Risale-i Nur Külliyatı’nın basım ve neşir yetkisini Diyanet İşleri Başkanlığına devreden Bakanlar Kurulu Kararnamesine ilişkin yürütmeyi durdurma kararı aldı.

Danıtştay Kararname’yi iptal ederse, Risale-i Nurların serbestçe basılabilmesinin önü açılacak. 

Danıştay Dava İdareleri Kurulu, Risale-i Nurların basım ve neşir yetkisinin Diyanet İşleri Başkanlığına devreden Bakanlar Kurulu Kararnamesine ilişkin ‘Yürütmeyi durdurma Kararı’ verdi. Avukatımız Kadir Akbaş, Risale-i Nurların basım ve neşir yetkisini  Diyanet İşleri Başkanlığına devreden Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin iptali ve yürürlüğün durdurulması için Danıştay’a başvurmuştu. Danıştay iptal kararı vermeden önce Yürütmeyi durdurma kararı aldı. Daha önce Anayasa Mahkemesi de 11 Haziran 2015 tarihinde Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yapılan değişiklikleri iptal ederek, Risale-i Nurları “Devlet Tekeli”ne alınmasının önüne geçmişti. AYM kararının ardından merakla Danıştay’ın Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin iptal etmesi bekleniyordu. Danıştay aldığı kararın gerekçesini ise, Torba Yasa ile yapılan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK) 47. Maddedeki değişiklikleri iptal eden AYM kararına dayandırdı. 

AYM kararını referans gösterdi 

İptalin gerekçesi “Bakanlar Kurulu Kararının yasal dayanağı olan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 47. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi karşısında, yasal dayanaktan yoksun dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır” ifadeleriyle açıklanan Danıştay kararında özetle şu ifadeler yer aldı: 

“Anılan Anayasa Mahkemesi kararı ile, iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de, Anayasa Mahkemesince bir kanunun tümünün ya da belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde eldeki davaların Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemez. Bir başka anlatımla, Anayasa Mahkemesinin, iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ileriye dönük olarak ertelemiş bulunması öncelikle yasama organına aynı konuda, iptal kararının gerekçesi dikkate alınarak, yeni bir düzenleme için olanak tanımak ve ortada hukuki bir boşluk yaratmamak amacına yönelik olup, yargı mercilerinin bakmakta oldukları uyuşmazlıklarda hukuka ve Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş kuralları uygulaması ve uyuşmazlıkları bu kurallara göre çözümlemesi sonucunu doğurmaz. Diğer yandan Anayasanın 153. maddesine göre yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının, bu karardan önce açılmıs bulunan ve henüz sonuçlanmamış olan tüm davalara uygulanması gerekmektedir. Bu durumda, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının yasal dayanağı olan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 47. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi karşısında, yasal dayanaktan yoksun dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, olayda 2577 sayılı Idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 4001 sayılı Kanunla değişik 27. maddesinde öngörülen ve yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından, davacı itirazının KABULÜ ile Danıştay Onuncu Dairesinin 18/05/2015 günlü, E:2014/6384 sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının yürütülmesinin durdurulmasına,10/09/2015 gününde oy çokluğuyla karar verildi.”

AYM, Anayasa’ya aykırı bulmuştu

AYM, FSEK. 47. maddede değilişkilik yapılarak bir eserin devlet tarafından müsadere edilmesini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmişti. FSEK 47. maddede yapılan değişikliklerin, mülkiyet hakkı ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğu hatırlatılan AYM kararında, ‘Sahibi vefat eden her eserin memleket kültürü bakımından mühim görülerek kamuya mal edilmesi sonucunu doğurabilecek şekilde Bakanlar Kurulu’na takdir yetkisi tanınmasının, ifade özgürlüğü ile bilim ve sanat özgürlüğüne demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmayan bir müdahale teşkil ettiği’ kanaatine ulaşarak dava konusu kuralın Anayasa’nın 13., 26. ve 27. maddelerine aykırı olduğu ifade edilmişti.

Risale-i Nur serbestçe basılabilecek

Avukatımız Kadir Akbaş’ın Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin yasal varisi Saadet Kaynak Hanımefendi ile birlikte hazırladığı muvakatname ile Risale-i Nurların serbestçe basılabilmesini önü açıldı. Akbaş, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerini yasal varisi Saadet Kaynak’ın Risale-i Nurların serbeste neşri için gerekli olan muvakatnameyi imzaladığını söyledi. Risale-i Nurlar üzerinde yapılan sadeleştirme çalışmalarının, Devlet Tekeli sürecini başlattığını hatırlatan Akbaş, bu konuda hassas olan Nur talebelerinin başlattığı girişimin olayı Devlet Tekeli’ne vardırdığını belirterek, “Biz temel olarak Risale-i Nurların serbestçe basılmasının önünde hiçbir hukuki engel olmaması gerektiğini savunduk ve Risalelerin resmî bir kurumun, devletin izin verdiği ölçüde basılabilmesinin Üstadımızın arzusu hilafına olduğu noktasında itirazlarımızı sürekli dile getirdik. Bugün gelinen noktada Risale-i Nurları devlet tekeline FSEK 47. maddede yapılan düzenleme AYM tarafından iptal edildi” dedi.

Sadeleştirmenin önü kesin olarak kapatıldı

Danıştay’ın aldığı yürütmeyi durdurma kararını çok güzel bir haber olduğunu belirten Akbaş, yakın zamanda iptal kararının açıklanmasını beklediklerini söyledi. İğtal kararının gelmesiyle birlikte, Risale-i Nurların orjinal diliyle aslına uygun olarak serbestçe basılabileceği müjdesini veren Akbaş, yaşanan son gelişmeyi su cümlelerle aktardı: “Bu güne kadar Risale-i Nurlar ancak Kur’ânın malıdır, biz yasal mirasçılara ait  bir hak değildir deyip yayınevleri ile neşir sözleşmesi yapmaktan kaçınan Üstadımızın yeğeni rahmetli Abdülmecid Ünlükul’un  kızı Saadet Kaynak Hanımefendi gelinen noktada, Risale-i Nurların neşrinde bir inkıtaya yol açmaması açısından bir muvakatname verdi. Bu muvafakatname noter tarafından düzenlendi ve ilgili resmi kurumlara ulaştırıldı. Bu muvafakatname ile artık Risale-i Nurların sadeleştirilmesinin önü hukuken kesin olarak kapandı. Hiç kimse sadeleştirilmiş bir eser için bandrol alamayacak!” Saadet Kaynak’ın Risale-i Nurların tahrif edilmesine şiddetle karşı olduğunu belirten Akbaş, hazırlanan muvakatname ile, Risale-i Nurların yalnızca orijinal diline sadık kalan yayınevleri tarafından serbestçe neşredilebileceğini ve Saadet Kaynak’ın Risalelerin Bediüzzaman’a ilham olunan haliyle basılmasını arzu ettiğinden dolayı, muvafakatnameye ‘kesinlikle sadeleştirilmeden, eserlerin orijinal dili’ ifadesini özellikle koyduklarını belirtti.

Haber: Gökhan Yılmaz / [email protected]

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 6803
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mehmet balta

    12.12.2015 04:57:51

    Dava Islama hizmet ise sade hali veya orjinal hali olsa Ne yazar. Onemli olan yazilani anlasmak degilmi.

  • Dursun PENEKLİ

    11.12.2015 11:08:07

    Evvela Adil Türk Hakimlerini tebrik ediyorum.Haklı olduğunu Risale-i Nur'un bize bildirdiği meşru daire ve hukuk çerçevesi içinde kazanılması takdire şayan bir muzafferiyettir.Çeşitli baskı ve ayak oyunlarıyla oldu-bittiye getirilerek Risale-i Nurlara ilişenlere büyük bir ders olur da bir daha böyle yollara tevessül etmezler.Hafiz-i Zülcelal,Allem'ül Hazretleri hizmetimizi daim eylesin.Bu iş için emeği geçen Yeni Asya Gazetesi çalışanlarına teşekkürler.Yolunuz açık olsun,düşmanlarına Allah(celle celalühü) fırsat vermez İnşaallah.Yeni Asyam....

  • Abdurrahman KOÇAK

    11.12.2015 10:19:15

    Yeni Asya nın müspet ve meşruiyet içinde verdiği mücadalenin neticesi...Cenabu Hakka soznsuz şükürler olsun...Tüm içtimai ve siyasi konularda Yeni Asya farkı ..Çok kısa gelecekte Siyasal İslam konusundada Yeni Asyanın ne kadar haklı olduğu tescil edilecek...Allahın İnayeti ile...

  • Akif Arslan

    11.12.2015 10:09:02

    Risale-i Nur'u kimin haddi var ki yasak koysun!!!!! "Sadeleştirmenin de önüne geçilmiş oldu" başlığı da çok ama çok önemli. Elhamdülillah bu hayra da Hakikatin Gür Sesi Yeni Asya vesile oldu!!!!!!!

  • cemal özkaya

    11.12.2015 09:50:02

    yeni asyayı haklı davasında gösterdiği müsbet hareket çerçevesindeki mücadelesinden dolayı tebrik ediyorum. inşaallah kırılan kalplerin tekrar tesisine vesile olur.

  • selçuk yazıcı

    11.12.2015 09:25:38

    Diyanette bassın ki resmi kurumlarda ulaşılması inşallah daha kolay olsun.

  • Hayati Binler

    11.12.2015 08:09:37

    MaşaAllah, Barekallah.

  • Dursun PENEKLİ

    11.12.2015 07:56:52

    ELFİ ELFİ ELHAMDÜLİLLAH... Risâle-i Nur Talebeleri başkalarına benzemez, onlarla uğraşılmaz, onlar mağlûp olmazlar. Risâle-i Nur, Kur’ân’ın malıdır; Kur’ân-ı Hakîm’den süzülmüştür. Kur’ân ise, Arşı ferşle bağlayan bir zincir-i nûrânîdir... Kimin haddi var ki, buna el uzatsın. Risâle-i Nur, bu Anadolu’nun sînesine yerleşmiştir; hiçbir kuvvet onu söküp atamayacaktır. Tarihçe-i Hayat, s. 601

  • HÜSEYİN İLHAN

    11.12.2015 07:36:44

    Haklılığın meşru daire ve hukuk çerçevesinde kazanılması kadar HARİKA bir muzafferiyet olamaz.SİYASETİN kirli necis sularından,baskı ve ayak oyunlarıyla oldu-bittiye getirilere RİSALEİ NURLARA ilişenlere ders olsun.ALLAH hizmetlerimizi daim eylesin.Emeği geçen başta YENİ ASYA ve hukukçu kardeşimiz Av.KADİR AKBAŞ ı tebrik ediyorum.

  • İsmail Cebecili

    11.12.2015 03:10:21

    Demek ki, Danıştay 10. Dairesi, ne yazık ki, olumsuz karar vermiş, İdari Dava Daireleri Kurulu bu kararı bozmuş ve YDK vererek, uygulanması gereken bir karar almış. Kesin kararı beklemeye gerek yok. Kararın uygulanması için bütün mercilere müracaat etmek gerekir. Hemen Kültür Bakanlığına dilekçe vermek gerekir. Bu karar, Ülkemiz için ümitli olmamıza da bir delil olmuştur. Tebrikler.

  • Ali Rıza Özgen

    11.12.2015 01:05:32

    Elhamdülillâh, hâzâ min fadli Rabbî...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı