Covid-19 sürecinde, salgınla ilgili haberleri gerekçe gösterilerek birçok gazeteci tutuklanırken, yüzlerce siteye sansür uygulandı.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, ‘Koronavirüs Döneminde Basın Özgürlüğü’ başlıklı raporunu açıkladı. Rapora göre, Türkiye’de ilk salgın vak’asının açıklandığı 11 Mart’tan bu yana salgınla ilgili yaptıkları haber ve yorumlar gerekçe gösterilerek 10 gazeteci gözaltı alındı, 1 gazeteci tutuklandı. Toplam 30 gazeteci hakkında ifade, soruşturma ve dâvâ süreçleri başladı. Salgın sürecinde basılı gazetelerin tirajının yüzde 22 ile 60 oranları arasında düştüğünü ifade eden Çakırözer, “Yaşamını sürdürmekte zorlanan gazeteler sansür ve ilan ambargoları ile mücadele ederken, haber peşindeki kanallara da RTÜK ceza yağdırdı” dedi.
Virüs haberlerine soruşturma
Rize’deki Çay-Kur fabrikasında 11 işçinin Covid-19’a yakalandığı haberini yapan gazeteci Gençağa Karafazlı hakkında Çay İşletmeleri’nin suç duyurusu üzerine soruşturma başlatıldı ve Karafazlı ifadeye çağrıldı. Mardin, Diyarbakır, Antalya ve Rize’de yerel basında çalışan gazeteciler korona virüs haberleri gerekçe gösterilerek gözaltına alındı ve ifade verdi. Salgın ile ilgili sosyal medya paylaşımı yapan Nurcan Baysal, Enver Aysever ve Hakan Gülseven hakkında da soruşturma açıldı. Hakan Aygün ise sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek bir aydır tutuklu bulunuyor.
Tirajlar düştü
Gazete Duvar’ın haberine göre, salgın sebebiyle yapılan “evde kalın” çağrıları ve alınan tedbirler sebebiyle gazete tirajları yüzde 22 ile yüzde 60 arasında düştü. Özellikle sokağa çıkma yasağı döneminde basılı gazetelere insanların ulaşamadığını belirten Çakırözer, “Tekel konumundaki dağıtım şirketine verilen izin de gazetelerin okura ulaşmasını sağlayamadı. Ulusal ve yerel bazda gazetelerin kapısına kilit vurulmasını önlemek ve gazetecilerin işsiz kalmasını engellemek için basına destek paketi açıklanmalı” dedi.
Kurumlar, iktidar kalkanlığından vazgeçmeli
Cumhurbaşkanı İletişim Başkanlığı, RTÜK ve Basın İlan Kurumu gibi kurumların “baskı ve sansürün aracı” olduklarını belirten Çakırözer, şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koltuğunda oturan kişi hakkında çıkan haberlerle ilgili gazetecilere dâvâ açtı, haberlere sansür getirdi. Salgın döneminde gazetelere destek vermesi gereken Basın İlan Kurumu, gazetelere inceleme ve ilân ambargoları başlattı. İktidarın sopasına dönen RTÜK’ün başkanı yayın durdurma ve para cezalarının ardından kanalları kapatmak ile tehdit etmekte. Bu kurumlar ve başlarındaki şahıslar bir an önce basına karşı sorumluklarını hatırlamalı, tek adam yönetiminin gönüllü sopası olmaktan, iktidar kalkanlığından vazgeçmelidir.”