"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Marmara depreminin 20. yılı... Tehlike kapıda, tedbir yok

17 Ağustos 2019, Cumartesi 00:17
17 AĞUSTOS 1999’DA MEYDANA GELEN MARMARA DEPREMİNİN ÜZERİNDEN 20 YIL GEÇTİ. UZMANLAR GEREKLİ TEDBİRLERİN ALINMADIĞINA DİKKAT ÇEKİYOR.

İDARECİLER SÖZ VERDİ, YAPMADI

Gölcük merkezli 17 Ağustos 1999’daki deprem Marmara Bölgesinde büyük yıkıma sebep olmuştu. İdareciler yeni deprem ihtimallerine karşı her türlü tedbirin alınacağına söz verdikleri halde gerekli çalışmalar yapılmadı. Türkiye hâlâ depreme hazır değil. 

RANT İŞTAHI TEDBİRİ UNUTTURDU

Depreme dayanıklı olmayan bütün binaların yıkılıp yeniden yapılacağı vaadlerine rağmen çalışmalar rant iştahı karşısında neticesiz kaldı. Çoğu yerde ‘kentsel dönüşüm’ projeleri de vatandaşı mağdur etti. Tehlikeye rağmen tedbir alınmaması soru işaretlerine sebep oluyor. 

Sonuçlar dramatik olur

17 Ağustos depreminin 20’nci yıldönümünde dikkatler uzmanların yıllardır “büyük deprem” uyarısında bulunduğu İstanbul’a çevrildi.

Alman sismolog Prof. Dr. Marco Bohnhoff, İstanbul’da büyük bir deprem yaşanması tehlikesinin her geçen gün daha da arttığını, sonuçlarının da dramatik olacağını söyledi.

Zarar, 200 milyar lira

Connected Business initiative (CBi) Türkiye Platformu tarafından hazırlanan KOBİ'lerde Dayanıklılık: Yeni Riskler, Yeni Öncelikler Raporu'na göre, 30 binden fazla işletmenin zarar gördüğü 17 Ağustos 1999'daki Marmara depremi, bugünün parasıyla 200 milyar liralık ekonomik kayba sebep oldu.

***

Prof. Dr. Marco Bohnhoff: Sonuçlar dramatik olur

Alman sismolog Prof. Dr. Marco Bohnhoff, İstanbul’da büyük bir deprem yaşanması tehlikesinin her geçen gün daha da arttığını, sonuçlarının da dramatik olacağını söyledi.

17 Ağustos depreminin 20’nci yıldönümünde dikkatler uzmanların yıllardır “büyük deprem” uyarısında bulunduğu İstanbul’a çevrildi. Alman sismolog Prof. Dr. Marco Bohnhoff, İstanbul’da büyük bir deprem yaşanması tehlikesinin her geçen gün daha da arttığını, sonuçlarının da dramatik olacağını söyledi. Yerbilimleri araştırmalarıyla dünyanın önde gelen kurumlarından sayılan Potsdam merkezli Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nin (GFZ) uzmanlarından Bohnoff, depremin İstanbul merkezine çok yakın bir mesafede yaşanacak olması nedeniyle etkisinin de büyük olacağına dikkat çekti. Bohnoff şu şekilde konuştu: “Depremden korunmanın en etkili yolu depreme dayanıklı binalardır. Bu ne yazık ki çok maliyetli. Türkiye’de de güvenli, depreme dayanıklı inşaatlar için yatırım yapılıyor, ama tabiî bu ne yazık ki hiçbir zaman tam anlamıyla yeterli değil… Soru, belli şiddetteki bir sarsıntıya dayanıklı olacak şekilde bir binanın ne ölçüde gerekli tadilatı yapılıyor ya da yeniden inşa ediliyor? Bu nedenle, tıpkı dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi İstanbul bölgesi depreminde de büyük bir deprem olması halinde çok sayıda can kaybı olacaktır…” 

***

Herkes konutunu denetlemeli

DW Türkçe’deki röportajda kendisine yöneltilen “Tsunami tehlikesi var mı?” sorusuna Bohnhoff, “Tsunami tehlikesi var ama bu Sumatra ya da Japonya’da tanık olduklarımıza benzemeyecektir. Çünkü Türkiye’deki iki levha yatay olarak hareket ediyor, tsunami deniz tabanının dikey olarak yükselmesi veya alçalmasında söz konusu oluyor. Bu daha sınırlı bir şekilde, yerel ölçekte söz konusu olabilir. Geçmişteki büyük depremlerde de İstanbul Boğazı’nda, 6 metre yüksekliğe ulaşan tsunami dalgaları olduğu hakkında bilgiler mevcut. Bu büyük İstanbul depreminde de söz konusu olabilir, bu gayet tabii ki kıyı bölgelerinde hasara yol açabilir ama asıl en önemli konu sismik dalgalar, çünkü asıl bunlar binalar için sorun teşkil edecektir…” cevabını verdi. Bohnhoff deprem için alınacak önlemler hakkında şöyle dedi: “Bizlerin hedefi deprem öncesinde daha fazla önlem alınmasını sağlamak, yaşanacaklara hazırlıklı olmaları için halkın bilgilendirilmesidir. Herkes kendi evini, konutunu denetlemeli. Ancak en önemlisi bir deprem anında kişilerin doğru hareket etmeleri, bulundukları binalardan çıkmaya çalışarak kopan, yıkılan bina parçaları altında kalmamaları konusunda bilinçlendirilmelidir. Bizim bilimsel olarak hedefimiz ise depreme yol açan süreçleri, öngörülerimizi çok daha iyi yapabilmek için incelemek.”

***

Zarar 200 milyar

Connected Business initiative (CBi) Türkiye Platformu tarafından hazırlanan “KOBİ’lerde Dayanıklılık: Yeni Riskler, Yeni Öncelikler” Raporu, 17 Ağustos 1999’daki Marmara Depremi’nin 20. yıl dönümünde kamuoyuyla paylaşıldı. CBi Türkiye’nin ilk çalışması olan ve kamuoyu ile paylaşılan rapora göre, 20 yıl içinde Türkiye ekonomisiyle aynı ölçüde potansiyel riskler de büyüdü.  Depremde büyük fabrikalar kadar ülkenin ve bölgenin bel kemiğini oluşturan KOBİ’ler de etkilendi. Türkiye sanayisini kalbinden vuran depremde 30 binden fazla işletme zarar gördü ve bugünün parasıyla 200 Milyar TL düzeyinde zarar oluştu. Özellikle iklim değişikliğine bağlı olarak gittikçe artan kuraklık ve aşırı hava şartları dolayısıyla yaşanan insanî ve ekonomik kayıpların önemli ölçüde artış gösterdiğini kaydeden Boyner, şu ifadeleri kullandı: “20 yıl önce binlerce insanımızı kaybettiğimiz 17 Ağustos depreminin acısını halen hissediyoruz. Doğal afetler sadece fiziki altyapımıza ve ekonomimize zarar vermekle kalmıyor, insani ve toplumsal acıdan önemli travmaları beraberinde getiriyor. CBi Türkiye tarafından hazırlanan bu rapor da esas itibarıyla işletmelerin ve özel sektörün, bu travmaların insani, toplumsal ve ekonomik etkilerini azaltacak stratejiler geliştirmesi ve sorumlulukların kendi içinde paylaşılmasına rehberlik etmeyi hedefliyor.”

Etiketler: deprem
Okunma Sayısı: 1760
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı