İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yer altı otoparkı yapılmak istenen geçmişi 16. Yüzyıla dayanan tarihi Piyalepaşa Külliyesi Bostanı’nı kültür varlığı olarak korumaya alıp projeyi iptal etti.
Konuyla ilgili Beyoğlu Kent Savunması ve Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi üyeleri, bostanın bulunduğu yere gelerek açıklama yaptı.
Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Yiğit Ozar, “Beyoğlu ilçe sınırları içerisinde yer alan geçmişi 16. Yüzyıla kadar uzanan tarihi Piyalepaşa Camii Bostanı, bir süredir İstanbul Büyükşehir Belediyesi eliyle yapılmak istenen zemin altı otopark projesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Bu proje İstanbul 2 numaralı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nu 08.10.2013 tarih ve 1711 sayılı kararıyla onaylanmıştır. Projeye bostanın altında otopark inşa edilecek, üstündeki bostan alanı da bir park düzenlemesine kurban edilecekti.” dedi.
BOSTANLAR 16. YÜZYILDA CAMİNİN GİDERLERİNİ KARŞILAMAK İÇİN KURULMUŞTU
Bu bostanın günümüze ulaşan son örnek olduğunu belirten Ozar, şu ifadeleri kullandı:
“Piyalepaşa’nın vakfiyesine göre 16. Yüzyılda caminin inşa edildiği alanda bostanlar bulunmaktaydı. Külliye inşaatından sonra geriye kalan bostanlar, külliyenin inşası ve sonrası için akar olarak değerlendirilmiştir. Günümüze ulaşabilen yaklaşık 8 dönümlük bostan alanı da bu bostanlardan geriye kalan son parçadır.
İşte bu gerekçelerle hazırladığımız bilimsel rapor ve eski harita, fotoğraf gibi belgeleri içeren eklerle yaptığımız başvurular neticesinde konuyu değerlendiren kurul, 07.09.2015 tarih ve 2719 sayılı kararıyla Piyalepaşa Camii Bostanı’nı tescillemiştir.
Kurul kararında; 1467 ada 2,3,9 ve 10 parsellerde akarı olarak kullanıldığı anlaşılan camilerin giderlerini karşılamak üzere vakıflara gelir sağlayan bostanların günümüze ulaşan son örneği niteliğindeki bostan alanının özgün arazi kullanım biçiminin devamı olması kültürel ve estetik değeri bulunması, cami bostan birlikteliğinin geriye kalan örneğini temsil etmesi nedenleriyle Osmanlı tarım teknolojisinin mimari unsuru olan su kuyusu ve havuz ile birlikte bütüncül olarak tescilleyerek bir bostanı kültür varlığı olarak kabul edip korumaya alan ilk karara imza atmıştır.”