"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstanbul Sözleşmesi’ne itirazlar artıyor: Çare olamadı

30 Ağustos 2020, Pazar
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu’nun İstanbul Sözleşmesi hakkında hazırladığı rapor, sözleşmenin şiddete çare olamadığını ortaya koydu.

Memur-Sen Kadınlar Komisyonu, kamuoyunda tartışmalara sebep olan İstanbul Sözleşmesi hakkında detaylı bir rapor hazırladı. Sözleşmeyi çeşitli yönleri ile inceleyen Odak Analiz Raporu Memur-Sen Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaşıldı. Raporda İstanbul Sözleşmesi’nin olumlu ve olumsuz yönleri ile çözüm teklifleri yer alıyor. 

Çözüm üretmekten uzaklaştı

Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, İstanbul Sözleşmesi’ne dair tartışma zemininin, şiddeti önlemeye dair uzlaşı ve çözüm üretmekten gün geçtikçe uzaklaştığını söyledi. Aydın, “Lehte tavır takınanların sözleşme olmadan, kadınların korunamayacağını iddia etmeleri ne kadar uç bir düşünce ise, sözleşmeden çekilmekle aile ve toplumsal yapımızın tehdit ve sorunlardan tümüyle arınacağını düşünmek de o kadar uçtur” diye konuştu. Özellikle fiziki şiddet boyutunda kadın mağduriyetinin daha aşikâr olduğunu belirten Aydın, şiddetin göz ardı edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Şiddetle mücadelenin parametreleri noktasında farklı bir noktada olduklarının altını çizen Aydın, “Bu bağlamda, İstanbul Sözleşmesi’nin şid- detle mücadelede ön kabullerinden parametrelerine değin birçok hususta sorun çözmek yerine, yeni sorunların üretme potansiyelini belirtmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Alternatif görüşleri baskılıyor

Kadın ve aile temelinde tartışılan, aynı zamanda bu değerlere risk oluşturan İstanbul Sözleşmesi’ne ve 6284 sayılı Kanun’a itirazlarını dört başlıkta özetleyen Aydın, “Sözleşme’nin din, gelenek, aile, cinsiyet gibi pek çok konuda marjinal görüşlerin etkisinde olması ve alternatif görüşleri baskılamak için kullanılması; 6284 sayılı Kanun’un insaflı bir sosyolojik okumaya dayanmaması; mevcut sosyal yapıları ıslah etmek şöyle dursun, tahrip etmesi; Sözleşme ve Kanun’un şiddetle mücadelede etkisiz kalması, bilâkis şiddeti körükleyici etkilerinin olması; Sözleşme’nin parametrelerinden olan toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelim gibi kavramların kültürel altyapıya empoze edilmesi problemli gördüğümüz noktalardır” dedi. 

Aileyi koruyacak tedbirler alınmalı

“Sözleşme’de din, gelenek, töre, namus, şiddetin kaynağı olarak kodlanırken; ideolojik körlükle, şiddeti ortaya çıkaran çok katmanlı nedenler görülmemektedir” diyen Aydın, “Kumar, içki, madde bağımlılığı, ahlâkî yozlaşma, cehalet, bencilliği körükleyen aşırı bireycilik, kapitalizmin neden olduğu yoksulluk ve işsizlik, psikolojik sorunlar, maneviyattan uzaklaşma gibi şiddetin birçok nedeni, bilinçli bir körlükle görmezden gelinmektedir” dedi. Kadına karşı şiddetin inkâr edilemez bir vak’a ve ciddî bir toplumsal sorun olduğunu belirten Aydın,  bütün önerilerin, eleştirilerin ve tesbitlerin bu gerçeklik göz önünde tutularak hazırlandığını söyledi. Aydın, “Ailenin korunması ve geliştirilmesi hususunda çok yönlü ve çok katmanlı çalışmalar yapılmalı ve bu bir devlet politikası olarak kabul edilmelidir. Aileyi, şiddetle özdeşleştirecek dil ve yaklaşımdan kaçınılmalı, her türlü olumsuz etkiden koruyacak tedbirler alınmalıdır” diye konuştu. 

İdeolojik bir kavram

Sözleşmenin taraflara, sözleşmeyi uygularken toplumsal cinsiyet bakış açısı ile yaklaşma yükümlülüğü getirdiğinin altını çizen Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, bu bakış açısını problemli gördüklerini belirterek “Toplumsal cinsiyet kavramı ideolojik bir kavramdır. Sözleşmede, Toplumsal cinsiyet rolleri negatif bir anlamda kültürel inşa olarak ele alınmaktadır. Oysa bizim inancımıza göre toplumsal rolleri belirleyen sadece kültür değildir; biyolojinin ve fıtratın tesiri gözden kaçırılamayacak kadar önemlidir” dedi. 

Toplum mühendisliği projesi

“İstanbul Sözleşmesi’ne yöneltilen; cinsel yönelimi akredite ettiği,  toplumsal cinsiyet gibi politik bir kavrama hukuki koruma sağladığı, aile kurumuna zarar verdiği şeklindeki itirazları ne yenidir ne de ülkemize özgüdür” diye konuşan Aydın, “Bu tartışmalar Pekin Deklarasyonu sürecinde de yaşanmıştır. Günümüzde eş zamanlı olarak birçok ülkede haklı ve küresel bir kaygı olarak tartışılmaya devam etmektedir” şeklinde konuştu. Aydın ayrıca “İstanbul Sözleşmesi; demokratik tartışmaya kapalı, düşünsel planda kendisine şerh düşülmesine izin vermeyen, dini anlayışları marjinalleştiren, geleneksel değerleri hor gören, dayatmacı, üstenci ve kazuistik bir metindir. Taraf ülkelere, kültürel esneme alanı bırakmamaktadır. Bu yönüyle sözleşme, kültür emperyalizmi aparatı, toplum mühendisliği projesidir” diye konuştu. 

Okunma Sayısı: 2297
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı