Demokrat Eğitimciler Derneği’nin organize ettiği ve Yeni Asya Vakfı’nda düzenlenen Örnek Bir Devlet Adamı “Adnan Menderes” konulu seminerde konuşan yazarımız İslâm Yaşar, Nur Talebelerinin 1950-60 yılları arasında Bediüzzaman Hazretleri’nin ortaya koyduğu siyasî tavrı çok iyi anlamaları ve neticesinde ortak bir görüş ortaya koymalarının çok önemli olduğunu söyledi. Adnan Menderes’in daha çocukken hayatı idrak etmeye başladığı yaşlarda annesi ve babasının veremden öldüğünü ifade eden Yaşar, “Babaannenin müdebbiriyeti altında Menderes büyür ve kendisine çok düşkündür. Menderes’in çocukluk yıllarına dikkat etmemizin sebebi zorlukları aşma direnci, inancı, vazgeçmeme hasleti ve pes etmeme durumudur.

Okullarda çocukluk hikâyeleri özellikle ilkokullarda örnek verilebilecek ders kitabı olarak okutulması gereken ender devlet adamlarından birisidir. Bediüzzaman Hazretleri’nin de çocukluğu harikulâde örnek alınması gereken bir çocukluk dönemidir keza Mevlânâ Hazretleri de. Hayat hikâyeleri çocuklara hayat direnci ve bilinci kazandırması açısından manidardır. Babaannesinin Menderes’e ısrarlı bir talebi vardır: ‘Toprağın kokusunu kaybetme, toprağı inkâr etme, toprak seni belli bir yere getirecektir’ der. Gerçekten de toprak Menderes’i belli bir yere getirecektir. İnsanî ve İslâmî değerleri bilen insanlar toprakla haşir neşir insanlardır. Menderesi milletin kalbine yerleştiren sır tabiri caizse babaannesinin vasiyeti üzerine toprağa olan bağlılığıdır. Menderes, ilk defa Türkiye’de pamuğu oraya eker ve ilk kooperatifi o kurar” şeklinde konuştu.

Ezanımızı ne zaman geri vereceksin?

Tek parti devrinden sonra ikinci parti olarak iktidara gelen Menderes’in normalde ilk yapacağı iş partisinin yerini sağlamlaştırmak olacağına değinen Yaşar, “Ama Menderes ilk Bakanlar Kurulu toplantısında ezanı Türkçeden Arapçaya çevirme kararını getirir. Menderesin halka böyle bir vaadi yoktu, ama Manisa taraflarında bir kahvede siyasî vaatleri sıralarken tam o sırada ezan okunur oradan bir köylü şöyle seslenir: ‘Dur Bey dur! Sen bizim ezanımızı ne zaman geri vereceksin?’ der. Kim istemez yol, köprü ya da elektrik, ama halkın hassasiyeti önce ezan. Menderes o zaman milletin ezan hasretini anlar.

Hatta meclise sunmadan önce Arapça ezan teklifini Celal Bayar’a götürür. Celal Bayar oyalama taktiği kullanır. Menderes ısrar eder, ama oyalandığını görünce şöyle söyler: ‘Millete bir söz verdim tutmam gerekir eğer tutamıyorsam bu koltukta oturmam’ diyerekten istifasını sunar. Celal Bayar yeni kurulmuş bir hükümetin daha ilk Bakanlar Kurulu’nda Menderes’in istifasını göze alamaz ve geri adım atar” açıklamasında bulundu.

Örnek siyasetçi

Günümüz devlet adamlarının Adnan Menderes’in insanî, İslâmî, siyasî ve bilhassa demokrasi cihetinden almaları gereken çok ders olduğunu söyleyen Yaşar, “Hem manevî hem de ekonomi açısından 50-60 arası o dönem hakkında siyaset fakülteleri tezler hazırlanmalı ve çok dikkatli incelenmelidir. Nur Talebeleri en çok o dönemi incelemeli, tahlil etmelidirler. Nedense Nur Talebelerinin de böyle bir gayretleri yok. Üstadın o dönemdeki siyasî tavrını ne kadar iyi anlarsak bundan sonraki siyasî hareketlerimiz sağlam bir zemine oturur. Nur Talebelerinin en büyük hatası siyasî tercihlerinin farklı olması ve ortak bir siyasî tavır ortaya koyamamalarıdır. Bunun neticesinde 60-80 arasında siyasete ve siyasîlere Nur Talebeleri müsbet manada yön verirken şimdilerde ise siyasilerin Nur Talebelerini yönlendirdiğini görüyoruz” şeklinde konuştu. Seminerin ardından kaleme aldığı son eseri “İslâm Kahramanı Adnan Menderes” adlı kitabını imzaladı.

HABER: MURAT ERCAN

Haber Merkezi