MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Haziran seçimleri öncesi ‘tarafsızlık yeminine’ aykırı olarak düzenlediği mitinglerle ‘hak ihlalinde’ bulunduğu iddiasıyla, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.
Yılmaz, avukatlarıyla Adana Adliyesi’ne gelerek Anayasa Mahkemesi’ne yönelik dava dilekçesini Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne sundu. Yılmaz, burada yaptığı açıklamada, "Erdoğan'ın Meclis'te bütün partilere eşit mesafede olacağını, tarafsız ve kurumların uyum içerisinde çalışmasını sağlayacağına dair namusu ve şerifi üzerine yemin ettiğini" söyledi. Cumhurbaşkanlığı makamının Anayasa’nın 103. ve 104’üncü maddelerinde tanımlandığını ifade eden Yılmaz, "Seçim sathı mahalline girdiğimiz şu dönemde Erdoğan, bir buçuk aydır il il gezerek, meydanlarda AKP’ye oy istemekte. Diğer partilere ağır hakaretlerde bulunmakta. Bu çalışmaları milletin parasıyla yapıyor. Devletin uçağını ve imkanlarını kullanıyor. Vali, kaymakam ve bürokratları seferber ediyor. Memurları mitinglerine katılmasını zorunlu hale getiriyor. Kamu kurumlarına afişleri asılıyor. Aleni bir şekilde AKP’nin tarafı olarak seçimlere hile katmakta ve gölge düşürmektedir." dedi.
Seçimlerin demokrasi şöleni şeklinde geçtiği ve yasaya göre siyasi partilerin eşit şartlar altında kendilerini halka anlatarak, iktidara talip olduğu bir sırada Cumhurbaşkanı’nın devreye girerek, ayrı bir seçim kampanyası yürüttüğünü dile getiren Yılmaz, Erdoğan’ın Başbakan’ını bile ikinci planda bırakarak, sanki AK Parti’nin genel başkanı gibi hareket ettiğini vurguladı. Bunun ‘hak ihlali’ anlamına geldiğinin altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti: "Milletvekili adayı olarak sabah namazında kalkıp dar bir bütçe ile gece-gündüz seçim kampanyasını yürütürken; Erdoğan, aleni olarak AKP’nin lehine televizyon ve meydanlarda bu partiye oy istiyor. Bu, Cumhuriyet tarihinde olmayan bir durumdur. 1980 darbe Anayasası’nın verdiği hükümden yararlanıyor. Cumhurbaşkanı aleyhine yaptığımız suç duyurularında hiçbir mahkeme dilekçelerimizi kabul etmiyor. Milli iradeden bahsedenler, askeri ihtilal döneminde hazırlanan Anayasa’nın Cumhurbaşkanına sağladığı dokunulmazlık zırhından yararlanıyor. Kendisini yasaların üstünde tutarak ve çiğneyerek taraf oluyor. Son çare olarak ‘hal ihlali’ gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk."
Cumhurbaşkanı’nın milletin iradesini yönlendirdiğini kaydeden Yılmaz, televizyonlarda ‘milletin iradesini her şeyin üstünde tuttuğunu’ belirten Erdoğan’ın Anayasa’nın ‘tarafsızlık’ ilkesini ihlal ettiğini savundu. Cumhurbaşkanı’nın Anayasa'yı ayaklar altına aldığını ileri süren Yılmaz, "Bu seçimlere ve millet iradesine direk müdahaledir. Türkiye bir hukuk devletidir; böyle olması gerekiyor. Demokrasisi gelişmiş hiçbir ülkede bugün bizde yaşanan manzara ile karşılaşılmaz. Cumhurbaşkanı’nın yaptıkları ancak geri kalmış, demokrasisi olmayan, tek adamla yönetilen sistemlerde geçerli. Ülkede korkunç şeyler oluyor. Cumhurbaşkanı'nın taraf olduğu bir seçim hakim, savcı, sandık görevlileri ve valileri de tehdit anlamına gelir. Erdoğan’ın tarafsızlığını bırakarak, AKP’den yana direkt tavır alması seçim güvenliğini de ciddi manada tehlikeye sokmaktadır. Haksız rekabetin olduğu bir seçime gidiyoruz. Hakkımızı Anayasa Mahkemesi’nde arayacağız. Suç işleyenler mutlaka cezasını çekecektir." diye konuştu.