Diyanet’ten yapılan açıklamada, “'Satranç oynayan lanetlenmiştir, oyunculara bakan da domuz eti yemiş gibidir' şeklinde söylenen söz hadis değil uydurmadır” görüşüne yer verildi.
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün satrançla ilgili sözlerine Diyanet'ten fetva niteliğinde cevap geldi. Yanıtta, satrançla ilgili olduğu söylenen hadisin uydurma olduğu vurgulandı.
Ünlü, "Satranç tavladan da kumardan da beter. Satranç oynamaktansa ateşi tutmak daha hayırlı. Satranç oynayan kişi insanların en yalancısı. Oynayanlara ölürken kelime-i şahadet nasip olmayabilir. Satranç oynayan lanetlenmiştir. Oynayana bakan da domuz eti yiyen gibidir. Bu oyunları oynayacağınıza elinize tesbih alın, sübhanallah çekin" demişti.
CHP eski milletvekili, avukat Ziya Yergök, Diyanet İşleri'nin Dini Bilgilendirme Platformu'na başvurarak bu açıklamayla ilgili bilgi istedi. Yergök'e, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı'ndan şu açıklama geldi: "'Satranç oynayan lanetlenmiştir, oyunculara bakan da domuz eti yemiş gibidir' şeklinde söylenen söz, hadis değil uydurmadır. Peygamberimizden santranç oynamayı yasaklayan hiç bir sahih hadis gelmemiştir."
'KUMAR VE YASAK HUSUS BARINDIRMAYAN OYUNLAR MÜBAHTIR'
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun açıklamasının tam metni şöyle:
"Fıtrat dini olan İslam insanların maddi ve manevi ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmuş, bu arada meşru eğlenme ihtiyacını da dikkate alarak bununla ilgili ilkeler koymuştur. Eğlenmede temel ilke ise, dinin koyduğu emir ve yasaklara doğrudan ya da dolaylı şekilde aykırı olmamaktır.
Dinimizde eğlenmenin ibadetleri ve asli görevleri terk ve ihmale yol açacak şekilde birinci plana alınmaması öngörülmekte ve tercih edilecek oyunun yararlı olması tavsiye edilmektedir. İçerisinde kumar ve benzeri yasak hususlar bulunmayan oyunlar 'eşyada asıl olan mubah oluştur' ilkesi gereğince genel olarak mubah kabul edilir.
Buna göre kumara vesile yapılması, ibadetlere engel olması ve aşırı derecede zaman israfına yol açması durumunda satranç oynamak caiz değildir. Ancak kumara vesile yapmaksızın, ibadetlere engel olmayacak tarzda, fazla zaman israfına da yol açmamak kaydıyla sadece eğlenmek için oynamakta dini açıdan bir sakınca bulunmamaktadır.
‘Satranç oynayan lanetlenmiştir, oyunculara bakan da domuz eti yemiş gibidir' şeklinde söylenen söz, hadis değil uydurmadır. Peygamberimizden satranç oynamayı yasaklayan hiç bir sahih hadis gelmemiştir."
Konuyla ilgili olarak Yeni Asya İlahiyatçı Yazarı Süleyman Kösmene'nin makalesi:
Bazı malayâniyatın hükümleri
“Şu hususların dini durumları nedir: Fal, büyü, sihir, tavla, iskambil, satranç, dövme.”
Satranç Oynamak
Hint kaynaklı çok eski bir zekâ oyunu olan satranç Müslüman’lara Hazret-i Ömer’in (ra) hilâfeti devrinde Irak’tan intikal etmiştir. Bu sebeple satrancın caiz olup olmadığı gerek sahabe arasında, gerekse tabiin âlimleri arasında tartışma konusu olmuştur. Hazret-i Ali (ra) ve İbn-i Ömer (ra) satrancın haram olduğunu söylerken, İbn-i Abbas ve Ebu Hüreyre (ra) satrancın mubah olduğu görüşündedirler. Tabiin âlimlerden İbn-i Sirin, Said bin Müseyyeb ve Said bin Cübeyr de satrancın mubah olduğu kanaatindedirler.
Eğer para veya ödül karşılığı oynanırsa cumhura göre satrancın haram olduğunda şüphe yoktur. Çünkü bu durumda kumar olmaktadır.
Para veya ödül karşılığında oynanmayan satranç için ise mezhepler genellikle ihtiyatlı yaklaşmışlar, zaman öldürücü olması, kişiyi kendine bağlayıp aşırı meşgul etmesi ve oynanırken iddialaşmaya ve kötü sözlere sebep olması gibi cihetlerle cevaz vermekten çekinmişlerdir.
Bununla beraber, söz konusu mahzurları taşımamak şartıyla, zekâyı geliştirdiği ve düşmana karşı savunma tekniği öğrettiği için İmam-ı Şafii satranç oyununu caiz görmüştür. Şafii âlimlerden İmam Nevevi ise yine de satranç oyununu tenzihen mekruh sayıyor.
Hanefi âlimlerden İmam Ebu Yusuf’un mubah gördüğü satranç oyunu, İmam-ı Azam’a göre tahrimen mekruhtur. İmam-ı Azam karşılıksız da olsa satranç oynamayı mubah görmemiştir.
Devamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/suleyman-kosmene/bazi-malayaniyatin-hukumleri_346304