Hrant Dink soruşturmasında ifade veren eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, mevcut bilgilere göre Dink istese de istemese de koruma verilmesi gerektiğini söyledi.
İstanbul istihbaratının eksik bilgi geldiği yönündeki savunmasına yönelik Yılmazer, “İstanbul'a giden yazı gerçekten sonuç doğuracak bir eksiklik yaratıyorsa bunun sorumlusu o yazıyı yazan kişidir. İstanbul eksik dediğinde Engin Dinç’e bunun hesabını sorsun.” dedi.
Yılmazer, soruşturma savcısının sorularını cevapladı. Dink'in Türklüğü aşağılama gerekçesiyle yargılandığı süreçte maruz kaldığı protestolar ve Trabzon’dan gelen eylem yapılacağına dair rapor birlikte değerlendirildiğinde istese de istemese de koruma tedbirleri alınmasının gerekli olup olmadığı soruldu.
Dink’in talebine bakılmaksızın koruma verilmese gerektiğini ifade eden Yılmazer, “Sorumluluk İI Koruma Komisyonu’ndadır. Ama Hrant Dink hakkındaki bu bilginin komisyona mutlaka intikali zorunludur. Bunu Trabzon, İstanbul'a bildirecek, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü de komisyona yazı yazması gerekiyordu.” dedi.
İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü’nün Merkez Koruma Komisyonu’na bilgi vermesinin gerekli olup olmadığı sorusuna Yılmazer, böyle bir zorunluluğun ve örneğin bulunmadığını kaydetti.
“İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün ‘İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü ve Trabzon Emniyet Müdürlüğü bize Hrant Dink’in ne pahasına olursa olsun öldürüleceği yönündeki bilgiyi içeren F:4 raporu bize bildirmediği için İl Koruma Komisyonuna başvurmadık’ diyor, bu konuda sizin sorumluluğunuz yok mu?” sorusu yöneltildi.
Yılmazer, o dönemde yurtdışında olduğu ve söz konusu raporu görmediği için şahsi olarak sorumluluğum olmadığını belirtti. İstihbarat Daire Başkanlığı’nın bu konuda bir görevi olmadığını da kaydeden Yılmazer, “İstanbul diyor ki, ‘Trabzon eğer evrakları tam olarak bize gönderseydi, biz bunu yapardık, göndermediği için biz bunu bildiremedik’ diyor. İstanbul'a giden yazı gerçekten sonuç doğuracak bir eksiklik yaratıyorsa bunun sorumlusu o yazıyı yazan kişidir. Daire Başkanlığı bunu takdir edemez. İstanbul eksik dediğinde Engin Dinç’e bunun hesabını sorsun, onun da cevabı size sunduğumuz mektupta mevcuttur.” diye konuştu.
Yılmazer Trabzon istihbarat şubedeki LOG kayıtlarının tutulduğu bilgisayar serverlerinin İstihbarat Daire Başkanlığı’nda silindiği iddialarıyla ilgili bilgisi olmadığını söyledi.
MAHKEME MEVCUT BİLGİLERİN DIŞINDA BİLGİ İSTEDİ DİYE DÜŞÜNDÜK
Cinayetle ilgili davaya bakan daha önceki mahkemenin, olaydan önceki günlerde Dink’in tehdit alıp almadığı sorusu üzerine 18 Haziran 2008 tarihli kendi imzası bulunan cevapta ‘önceki günlerde tehdit aldığını teyit eden herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır’ denildiği, ancak Dink’in daha önce tehdit edildiğine ilişkin İstanbul istihbarat şubede arşivinde kayıt bulunduğu ve hakkında mekansal güvenlik tedbirleri alındığı bilgilerini mahkemeye neden bildirmediği soruldu.
Yılmazer, “Evet ben bizim daha önce Hrant Dink'in öldürülmesi olayı ile ilgili olarak verdiğimiz bilgilerin dışında ilave bir duyum var mı yok mu şeklinde algıladım. Hrant Dink’in doğrudan tehdit alıp almadığına yönelik bilgi olup olmadığı sorulduğunu düşündük ve arkadaşlar bu yazıyı hazırladı, ben de imzaladım. Öyle hatırlıyorum. Ben daha önce arşivdeki bilgileri zaten soruşturma makamlarına iletmiştim.” cevabını verdi.
Bir televizyon programında Dink’e ‘koruma verilse de iş bitmezdi, eylem yapacak gruba operasyon yapılmalıydı’ dediği, kendisinin o dönemde operasyonu yapacak ve koordine edecek birimin başında olduğu, neden operasyon yapmadığı sorusu soruldu.
İstihbarat Daire Başkanlığı’nın icrai bir birim olmadığını vurgulayan Yılmazer, “Operasyonu iller yapar, onay alma yükümlülükleri illerdedir. İhtiyaç duyulursa illerin yapamayacağı bir mesele varsa biz takviye amaçlı koordinasyon amaçlı devreye gireriz.” dedi.