Atıf Ural, Bediüzzaman Said Nursi’nin talimatıyla, Risale-i Nur eserlerinin, 1956 senesinden itibaren, matbaalarda yeni harflerle Ankara’da ilk defa basımını yapan kişidir. 33 senelik kısa ömrüne çok büyük, çok şerefli tarihî hizmetleri sığdırmış kahramandır. Lise’yi Erzincan’da bitirip, 1952 yılında Ankara Hukuk Fakültesine kaydolan Atıf Ural, normal sürede tamamlayabileceği okulu, iman hizmeti için 6 sene daha uzatarak 10 senede bitirmiştir. Hukuk Fakültesini bitirince savcı olarak Sason, Nusaybin ve Bozkurt’ta görev yapmıştır. 1966 senesinde Bozkurt’ta vazifeli iken, Ankara’da bulunan ağabeyi Kemal Ural’ı ziyareti sırasında rahatsızlanır, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılır ve burada yatmakta iken 18 Eylül Pazar günü aniden vefat eder.
Atıf Üral’ın babası, aslen Rize/Çayeli’li (Çukurluhoca Köyü) olan Mekteb-i Kudât mezunu Ali Baha Üral’dır. Annesi Erzincanlı bir hanımdır. Ali Baha, Erzincan’da hâkimlik yaparken bu hanımla tanışıp evlenmiştir. Bir ara Ali Baha’nın tayini Kars’a çıkmış, orada ikamet ederden 1933 yılında Atıf Üral dünyaya ğelmiştir. Atıf Ural 1966 senesinde 33 yaşında iken vefat etmiştir.
“Muhlis ve fedakâr”
Son Şahitler kitabında, kendisi hakkında şöyle bahsedilir: “Atıf Ural’ı, en başta kendisine Risale-i Nur’u tanıtan ağabeyi Kemal Ural’a sordum. Kemal Ural Ağabey bizi evinde kabul etti. Gözyaşları içinde hatıralarını anlattı, sorularımızı cevaplandırdı. (Onun gayretiyle) İlk tab edilen iki ciltlik Sözler kitabını gösterdi. Ayrıca başka belgeler, dökümanlar da aldık Kemal ağabeyden.
Rahmetli Atıf Ural Ağabey için araştırmalarımız devam etti. Nusred Kocabay “Onun gibi bir insan görmedim ben.”; Ali Ulvi Kurucu “O arslan genç”; Av. Gültekin Sarıgül “Ona hayrandım”; Hasan Okur “Atıf hakikaten bir cevherdi”; (...) diyor Atıf Ural için. Mübalağa yok, ittifak var.” (Necmeddin Şahiner, Son Şahitler-IV.)
“Atıf, masonların belini kırdı”
“Atıf Ural’ın ağabeyi yüksek ziraat mühendisi Kemal Ural, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin yakın talebelerinden olup, iman hizmetindeki ihlâs ve fedakârlığı ile tanınmıştır. 1960’lı yıllarda yayınladığı “Şûle” dergisi, ancak sekiz sayı çıkabilmiş bulunmasına rağmen, daha sonra çıkacak olan ve hâlen çıkmakta bulunan İslâmî dergilerine örneklik ve öncülük etmiştir. (Merhum) Kemal Ural, kardeşi hakkında şunları söylemiş:
“Atıf, Erzincan Lisesi’nde okurken, ben Ankara Ziraat’te okuyordum; kendisine tanıması için küçük risaleler gönderirdim. Fakat Ankara’ya geldikten sonra, iman, ihlâs ve gayreti ile bizleri, kendisine talebe olmaya özenir hale getirdi. Üstad Hazretleri, kendisini çok severdi. Ziyaretlerimde bana, ondan bahseder, ‘Atıf, masonların belini kırdı’ derdi… 1960 öncesinde, Ankara’daki çalışmaların manevî lideri durumundaydı. Arkadaşları ile Risale basmaları için, kendilerine bir teksir makinası almıştım. Risalelerin yeni harflerle ilk baskılarını bununla yaptılar. (...) Teksirlerden sonra, Risalelerin matbaada dizilip ilk defa matbu bir kitap halinde ortaya çıkması da onun eliyle olmuştu. 1957’de iki cilt ve yedi yüz sayfa halinde yapılan ‘Sözler’ baskısının başında onun adı bulunur… Merhum Üstadımızın Tarihçe-i Hayat’ının başındaki ‘Önsöz’ün, Ali Ulvi Kurucu Beyefendi tarafından yazılmasında, kardeşimin bu şekilde müessir olduğunu bilmiyordum. Çünkü yaptıklarından katiyen bahsetmezdi.” (M. Ertuğrul Düzdağ, Gecelerin Gündüzü, s. 291)