Hukukçu Prof. Dr. Mustafa Erdoğan sosyal medya hesabından 2016 yılında yayınladığı bir yazısını yeniden takipçileriyle paylaştı.
Erdoğan’ın ilgili yazısındaki ifadeler şöyle; “Günümüz Türkiye’si de hukuktan ve adaletten uzaklaştığı ölçüde özgürlük kaybına uğruyor. Bu durum bizi sanki şöyle bir kısır döngüye mahkûm ediyor: Hukuk ve adalet kayboldukça özgürlüklerimizi yitiriyoruz, özgürlüklerimizi yitirdikçe de hukuk ve adaleti geri getirmek için pek bir şey yapamıyoruz. Türkiye son yıllarda başka birçok toplumsal-siyasal değerden olduğu gibi hukuktan da gitgide uzaklaşıyor. Sadece “hukuk”tan değil, daha temelde hukuk fikrinden uzaklaşıyoruz. Buna, insanca varoluşu mümkün kılan bütün değerler için; barış için, adalet için, hürriyet için üzülmeliyiz. Üzülmeliyiz, çünkü hukukun ve hukuk fikrinin tahribi medenî bir hayat imkânının kaybolması demektir.
Kısır bir döngü oluşuyor
David Schmidtz adaleti bir yanıyla da “birlikte-yaşamanın maliyetini azaltan bir çerçeve” olarak nitelemişti. Gerçekten de adaletsizliğin bir topluma yüklediği birçok maliyet vardır; ancak güçle ayakta tutulabilecek istikrarsız bir toplum olmak bunların en çok işaret edilenidir. Ne var ki, “güç aracılığıyla ayakta tutulabilen” toplum başka bir yanıyla hür olmayan insanlar anlamına gelir. Bu demektir ki, adaletsizliğin topluma yüklediği en büyük maliyet hürriyet kaybıdır. Nitekim günümüz Türkiye’si de hukuktan ve adaletten uzaklaştığı ölçüde hürriyet kaybına uğruyor. Bu durum bizi sanki şöyle bir kısır döngüye mahkûm ediyor: Hukuk ve adalet kayboldukça hürriyetlerimizi yitiriyoruz, hürriyetlerimizi yitirdikçe de hukuk ve adaleti geri getirmek için pek bir şey yapamıyoruz. O kadar ki, bu yönde sırf çağrı yapmak bile çağrının öznesini müesses adaletsizliğin mağduru olma riskiyle karşı karşıya bırakıyor.
Haber Merkezi