Ömrünü İslam Bilimler Tarihi’ne adayan Prof. Dr. Fuat Sezgin 94 yaşında vefat etti. 27 Mayıs 1960 darbesinde ihraç edilen Fuat Sezgin, çalışmalarına Almanya’da devam etti.
Ömrünü İslam Bilimler Tarihi’ne adayan, 94 yaşında İstanbul’da vefat eden Prof. Dr. Fuat Sezgin’in de 27 Mayıs’ta ihraç edilmişti. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz, bu konuya dikkat çekerek, günümüzde de yaşanan akademisyen kıyımlarını anlattı. Güleçyüz Scope yayınında şunları söyledi; “Fuat Sezgin dünya ilim cenahında son derece önemli yeri olan ve bilhassa İslam ilim tarihi, İslam ilim tarihinde Müslümanların katkıları, ilim ve medeniyete Müslümanların katkıları konusunda Almanya’da son derece değerli çalışmalara imza atmış olan bütün ömrünün ilme vakfetmiş olan bir insan. Şimdi bu insan neden Türkiye’de değil de Almanya’da? Evvela bu sorunun da cevabını bulmak lazım. Çok enteresan bir hikayesi var… “27 Mayıs 1960 darbesiyle, üniversiteden uzaklaştırılan 147 akademisyenden biriydim” diyor Fuat Sezgin. 27 Mayıs bir kıyım yapmış üniversitelerde ve 147 akademisyeni üniversitelerden uzaklaştırmış. Onlardan biri de Prof. Dr. Fuat Sezgin. Diğer isimler kimlerdi bu başlı başına bir araştırma konusu ama tek başına Fuat Sezgin’in kaybedilmiş olması dahi Türkiye açısından darbelerin ilim hayatımıza ne kadar ağır bedeller ödettiğinin çok çarpıcı bir örneği.
Üniversiteler derin bir sessizliğe büründü
Şimdi gelelim bugüne yani 27 Mayıs’tan sonra 147 akademisyen üniversiteden uzaklaştırılmış, bunlardan biri de Fuat Sezgin. Şimdi 20 Temmuz “OHAL” sürecine baktığımız zaman, biraz önce yine gözden geçirdim, 5 binden fazla akademisyen ihraç edilmiş kanun hükmünde kararnamelerle ve bunların içerisinde böyle sosyal medyada bilgi kırıntıları olarak çıktı. Dünya çapında başarılara imza atmış insanlar var ama bunların şimdi esamisi bile okunmuyor. Ve hakikaten birçok yerde karşılaşıyoruz gittiğimiz yerlerde, üniversitelerde kürsüler boşalmış. Tıp Fakültelerinde ameliyat yapacak hoca bulamıyorlar. Herkes atılmış. Üniversiteler derin bir sessizliğe büründürülmüş. Bu insanlar ne yapıyorlar ne ile meşguller?
Mehmet Altan örneği
Bir kısmı tutuklu içeride, Mehmet Altan’ı konuştuk. Bu insan bir bilim insanı 30 yıl İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine emek vermiş. Hocalık yapmış talebe yetiştirmeye başlamış. Kendisini ilme adamış. 644 gün içeride tutuldu. Biz Mehmet Altan ile Risale-i Nur Enstitüsünü tertiplediği paneller de konuşma imkânı bulduk, aynı platformlarda bir araya gelme imkânı bulduk. Her zaman söylediği şeydir demokrasi. Hukuk Avrupa Birliği kriterleri kaliteyi çok vurguluyordu. Avrupa Birliğine bilhassa önem vermesinin sebebi hayat standartlarının kalitesinin yükselmiş olması. Aldatma olmayacak, hile hurda olmayacak. Her şey kalite standartlarında olacak hayat seviyemiz yükselecek. Bunlar zaten iç içe olan şeyler. Bunları anlatmaya ömrünü vakfetmiş bir bilim insanı ipe sapa gelmeyen gerekçelerle, iddialarla üniversiteden koparıldı.
20 Temmuz, 27 Mayıs’ı ve 12 Eylül’ü geride bıraktı
Kendi bilim insanına kendi düşünce insanına bu kadar hoyratça muamele eden bir ülkenin belini doğrultması mümkün mü? Geleceğe ümit ile bakması mümkün mü? Anayasada bilim ve sanat hürriyeti diye bir şey var. Avrupa Anayasasında da vardır. Bilim ve sanat hürriyetinin olmadığı yerde bilim olur mu? Sanat gelişir mi? Fikir ve ifade hürriyetinin olmadığı yerde demokrasi gelişir mi? Maalesef her zaman söylediğimiz şey 20 Temmuz OHAL sürecinde yaşanan şeyler. 27 Mayıs’ı ve 12 Eylül’ü geride bıraktı. 27 Mayıs’tan sonra işten atılan, üniversiteden atılan akademisyenlerin sayısı 147. 20 Temmuz sürecinde atılanların sayısı 5 binden fazla. Üniversitelerdeki kıyım idari personellerle beraber 7 bini geçiyor. Kendi geleceğine kasteden bir anlayış var. Üniversiteleri bu hale getiren bir ülke.
Fuat Sezgin şanslıymış Almanya’ya gidebilmiş
20 Temmuz’un bilim hayatımızda, üniversitelerimizde meydana getirdiği tahribatın daha hasar tespitini yapabilmiş değiliz. Kimlere kıyıldı bu süreçte? Ve hangi parlak başarılara imza atan, ülkeye çok büyük kazanımlar getirmesi söz konusu olan güzel insanlar şuanda bilim hayatından, akademiden uzak. Artı darbe dönemlerinde bile yapılmayan şeyler bu dönemde yapılıyor. Pasaportunu iptal ediyor, yurtdışına çıkma imkanı vermiyor. Fuat Sezgin şanslıymış Almanya’ya gidebilmiş. Çalışmalarını orda devam ettirebilmiş. Milletvekili İbrahim Kaboğlu Mısır’dan, Fransa’dan, başka ülkelerden daha beter olduğunu çok kere söyledi. Yeni yeni Fuat Sezgin’ler yetiştirmemiz gerekirken daha mevcudun kıymetini bilmiyoruz. İnsanlarda karamsarlığa kapılıp, yurtdışına çıkma arzusu oluyor doğal olarak. Gençler mutsuz, üniversiteliler mutsuz, Türkiye’de kendilerine bir gelecek göremiyorlar. 28 Şubatta yaşanan psikolojiden daha ağır bir psikoloji var şuanda. Hocalarının başlarına gelenler, yapılanlar ortada.
HABER: HİLAL YURTSEVEN-LÜTFİYE KEF
Haber Merkezi