Fırat nehrinin sularının döküldüğü Halfeti, Doğu’nun incilerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bir gün Doğu turu yapacaksanız muhakkak uğramanız gereken bir durak olmalı. Gezinize yaklaşık bir saat süren tekne turuyla başlayabilirsiniz. Tekne turuyla ilk önce ruhunuzu dinlendiriyorsunuz. Tur devam ederken bir tarafınızda küçük dağların haşmetini izlerken diğer tarafınızda yeşile doyuyorsunuz.

Biraz daha ilerleyince karşınıza Halfeti Kalesi (Rumkale) çıkıyor. Sur duvarı düzgün kesilmiş kalker kesme taş bloklarıyla inşa edilmiş olup kalenin kuzey ve doğu surlarında 7 burç yer alıyor. Güney yönde yer alan kayalık uzantı 12. yüzyılda oyularak hendek haline getiriliyor. Kaleye doğu ve batı yönden olmak üzere iki ana giriş kapısıyla giriş yapılabiliyor. Ancak tekne turu esnasında kaleye girme imkânınız olmuyor ve sadece uzaktan izleyebiliyorsunuz. Şanlıurfa

Halfeti evleri

Herkesin gezdiği yerleri gezdikten sonra Halfeti’ye doymadıysanız üst mahallelere çıkabilir ve Halfeti evlerinin arasında tarihe ufak bir yolculuk yapabilirsiniz.

Halfeti evleri “Havara” olarak adlandırılan ve Halfeti’ye özgü bir taşın geçmişteki yapı ustalarının mimari birikimini gösteriyor. Eğimli araziye ayak uyduran yapılaşma her evin Fırat göl havzasının doyumsuz güzelliklerini seyretmesine olanak sağlıyor.

Ancak çok yakındaki Gümüşkaya köyünün sular altında kalmasından dolayı insanların çoğu göç etmiş. Çok az sayıda evde yaşam devam ederken bir kısmı da butik otellere çevrilmiş. Söylenenlere göre yılın sekiz ayı boyunca evlerin damlarında binlerce yıldızın altında yatılabilir.

Değİrmendere vadisi

Halfeti evlerini gezip gördükten sonra biraz daha ilerleyip Değirmendere Vadisi’ne yakın bir yere varabilirsiniz. Yakınlaştığınızı duyduğunuz kuş cıvıltılarından anlayabilirsiniz. Zira vadiyi özel kılan şey, çok sayıda farklı kuş türünü barındırıyor olması.

Değirmendere Vadisi’nde küçük ak balıkçıl, küçük karabatak, küçük ebabil, kaya serçesi, duvar tırmaşık ve arıkuşu kuşlarını görebilirsiniz. Asma köprü, Rumkale’de bulunan Aziz Nerses Kilisesi ve Barşavma Kilisesi ve karagül Halfeti’de görmek isteyeceğiniz diğer güzellikler arasında yer alıyor. Bir gün yolunuz Şanlıurfa’ya düşerse Halfeti’yi görmeden dönmeyin.

Batık Kent

200 yılında Birecik barajının faaliyete geçmesiyle Fırat’ın suları yükselmiş ve Halfeti’de ki Gümüşkaya köyü sular altında kalmış. Batık kent denilen köyde bir cami de sular altında kalmış ve şu anda caminin sadece minaresi görülebiliyor.

Araştırmacılar belirli aralıklarla dalışlar yapıp sular altında kalan köy ile ilgili incelemelerde bulunuyor. Yapılan araştırmalar sonucu Artuklular tarafından yaygın olarak kullanılan, Mardin ve Şanlıurfa’da sıkça rastlanan eyvanların sualtında kalmış olduğu görülüyor.

Haber: Fethiye Songül Akay

Fotoğraf: RECEP BOZDAĞ - YENİ ASYA