"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hizan'dan tefekkürlük manzaralar

28 Kasım 2015, Cumartesi 10:29
Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin doğduğu yer olan Bitlis'in Hizan ilçesinde, sonbahar mevsiminin de gelmesiyle tefekküre medar görüntüler oluştu.

İlçenin, şehir merkezine ulaşımını sağlayan karayolunun Panor mevkisindeki ağaçlık alanlar, mevsimin sunduğu renk cümbüşüyle göz kamaştırıcı bir güzelliğe ev sahipliği yaparken; Cenab-ı Hakk'ın lütuf, ihsan, rıza sıfatlarının karşılığı olan Cemâl isminin tefekkür edilmesine de vesile oluyor.

TEFEKKÜR VAKTİ

Üstad Bediüzzaman, Risale-i Nur külliyatında yer alan Mesnevi- i Nuriye'nin 159. sayfasında bizlere eşref-i mahlukat olan insanın tefekkür vazifesini hatırlatıyor ve O'nun azametine secde-i hayret etmeye davet ediyor.

İşte o satırlar:

İ’lem eyyühe’l-aziz! Sath-ı alemde kurulan şu sergi-yi İlahide teşhir edilen tezyinata, kemalata, güzel manzaralara ve rububiyetin haşmetiyle ulühiyetin azametine bir müşahit, bir mütenezzih, bir mütehayyir, bir mütefekkir lazımdır ki, o güzellikleri görsün, o manzaralar arasında tenezzüh etsin, o harika nakışlara, ziynetlere tefekkürle hayran olsun. Sonra o sergiden Saniinin celaline, Malikinin iktidar ve kemalatına intikalle Onun azametine secde-i hayret etsin. Bu vazifeyi ifa edecek, insandır. Çünkü, insan gerçi cahil, zulmetli birşeydir, ama öyle bir istidadı vardır ki, aleme bir enmuzeç ve bir nümune olmaya liyakatı vardır. Hem o insanda öyle bir emanet vedia bırakılmıştır ki, onunla gizli defineyi bulur, açar. Hem o insandaki kuvvetler tahdit edilmeyerek mutlak bırakılmıştır. Buna binaen, külli bir nevi şuur sahibi olur ki, Sultan-ı Ezelin azamet ve haşmetinin şaşaasını idrak ediyor.

Evet, maşukun hüsnü, aşıkın nazarını istilzam ettiği gibi, Nakkaş-ı Ezelinin rububiyeti de insanın nazarını iktiza eder ki, hayret ve tefekkürle takdir ve tahsinlerde bulunsun.

Evet, gül ve çiçeklerin yüzlerini güzelleştiren Zat, nasıl o güzel yüzlere arılardan, bülbüllerden istihsan aşıkları icad etmesin? Ve güzellerin güzel yüzlerinde güzelliği yaratan, elbette o güzelliğe müştakları da yaratır.

Kezalik, bu alemi şu kadar ziynetlerle, nakışlarla tezyin eden Malikü’l-Mülk, elbette ve elbette o harika, antika, mucize manzaraları, ziynetleri, seyircilerden, müşahitlerden, aşık ve müştaklardan, arif dellallardan hali bırakmayacaktır. İşte, camiiyeti dolayısıyla insan-ı kamil, halk-ı eflake ille-i gaiye olduğu gibi, halk-ı kainata da semere ve netice olmuştur.

Mesnevi-i Nuriye, s. 159.

Haber Merkezi

Etiketler: bitlis, hizan, sonbahar, tefekkür
Okunma Sayısı: 7879
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı