"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir İstanbul Beyefendisiydi Vehip Sinan

19 Nisan 2018, Perşembe 01:08
Karikatürist Vehip Sinan’ı vefat yıl dönümünde rahmetle anıyoruz. “Sadece güldürmeyi, gülümsetmeyi hedef aldığı zaman hüzün veriyor bana” diyen Sinan, bir İstanbul beyefendisi olarak tanınıyor.

Karikatürist Vehip Sinan’ı 18 Nisan 2010 tarihinde vefat etti. Hayatını karikatüre ve çizgi sanatına adayan ve bu sanatını inançlı çizgisinden asla taviz vermeden sürdüren karikatürist Vehip Sinan, Yeni Asya’da oldukça ses getiren siyasî karikatürlere imza atmıştı. Sinan, bir röportajında karikatürü şöyle tanımlıyor: “Karikatür bir ‘abartma sanatı’dır bence… Sözle ve yazıyla aslında hepimizin, herkesin durmadan yapageldiğimiz bir şey… Çizgiyle yapıldığı zaman ise bambaşka bir anlam ve önem kazanıyor. Alanı ve tesiri de hayli geniş bir olay. Sadece güldürmeyi, gülümsetmeyi hedef aldığı zaman hüzün veriyor bana. Düşündürme, mesaj dağıtma fonksiyonu başta gelmeli.”

‘Topuz’ karakteriyle çocukların gönlünde taht kurdu

Sinan, uzun ve bereketli ömrü boyunca özellikle “Topuz” karakteriyle çocukların gönlünde taht kurdu. 1950’li yıllardan itibaren günlük siyasî karikatürleri ve çizgi romanlarıyla çizgi sanatına büyük katkı sağlayan Sinan, kalabalıklardan uzakta mütevazı bir hayatı tercih etmiş olmasına rağmen ismi en çok tanınan ve duyulan isimlerden biri oldu. 

Vehip Sinan, yaklaşık yarım asır, çizgileriyle gündeme mizah penceresinden baktı, pek çok çizer onun çizgilerine özenerek çizerliğe başladı. Hayatı boyunca manevî değerlerden hiç taviz vermeden yaşadı ve 18 Nisan 2010’da Hakk’ın rahmetine kavuştu. Vehip Sinan’ın vefatının ardından mesai arkadaşları ve yakın dostlarının hakkında söyledikleri ve yazıp çizdikleri onun nasıl bir hayat yaşadığını şöyle ortaya koyuyor:

İBRAHİM ÖZDABAK: “O, çağımızın Nasreddin Hocasıydı”

Merhum Vehip Sinan’la ilk karşılaşmam 1981 yılında nasip oldu. Onun öncesinde çizgilerini 10 yıldan fazladır tanıyor ve takip ediyordum. Çocukça aklımla diyordum ki bu çizgileri uzaydan gelen biri mi çiziyor acaba? Vehip Sinan özellikle 1970’li yıllarda Türkiye siyasetinde mizahıyla parlak ve hoş bir bahar iklimi yaşatan önemli fikir adamlarımızdan biridir. O hep sağ görüşlü gazetelerde çizmeyi tercih etmiştir. Bu yüzden sol kesimin yokluğa mahkûm ettiği bir çizerdi. Kendini; namusu, maneviyatı, hürriyeti için karınca kararınca vatanını kurtarmaya çalışan siperdeki bir er gibi görüyorum diyordu bir söyleşisinde. 

Vehip Sinan ustamla 1990’lı ve 2000’li yıllarda birçok teşrik-i mesaim oldu. Karikatürlerini yayına hazır hale getiriyordum. Karikatürlerini bire bir ölçülerinde çizerdi. Biraz büyüterek, şöyle manşetin yanında kullanınca çok sevinirdi. Beğenildiğini hissederdi. O gün arayanlarının çoğaldığını söylerdi. Eski dostların arayıp çizgisini beğendiğini söylemesinden mutluluk duyardı. Bulunduğu ortamda tebessüm eksik olmazdı. Çağımızın bir Nasrettin Hoca’sıydı. Edep bilir erkân bilir, küçük bilir büyük bilir, hatır bilir gönül bilir.

GÜRBÜZ AZAK: ‘Türkiye’yi 7 defa dolaşacak kadar karikatür çizdi’

Karikatür kelimesi aslında İtalyanca “karikare”den geliyor. Mübalâğa, abartma demek oluyor. Fakat günde 70 karikatür çizen (geçen gün hesapladım), Türkiye’yi 7 defa dolaşacak kadar çizen Vehip Sinan Beyefendi; bu mübalâğayı, bu abartmayı seviyelendiren, yönlendiren, şahsiyet kazandıran bir çizgi ustasıdır. Vehip Sinan, İstanbul’un nev-i şahsına münhasır bir tipi. Kızmayı ömür boyu aklına getirmemiştir, küsmeyi hiç düşünmemiştir. Bir küçük anekdotu, bu vesileyle anlatmak isterim. Bir gün beraber çalıştığımız bir gazetede yan yanayız. Vehip Bey güzel bir dolmakalem almış. Benim de hoşuma gitti. Bakalım ne yapacak diye düşündüm. “Vehip Bey şu kalem benim, niye masamdan aldınız?” dedim. O kadar terbiyeliydi ki, “Buyurun Gürbüz Bey” dedi. O kalem hâlâ bende durur.

SUAD ALKAN: ‘Karikatür çizerken canlanıyordu’

Son iki yıldır Vehip Sinan Elif dergisinde karikatürlerini çiziyordu. Ölümüne yakın bir zamanda onun dünyasına şahit olmak çok önemli benim için. Onunla çok hassas konuları konuştuk Aktüel mevzuları gençliğinden daha büyük bir heyecanla çiziyordu. İhmal edilmiş, bir koltukta öylece bırakılmış bir hali vardı son zamanlarda. Son karikatürlerinden birini çizerken bana, ‘Karikatür çizerken canlanıyorum’ demişti. Münzevî değil aksine her zaman hayatın içinde yaşayan biri idi.

OSMAN AKKUŞAK: ‘Hem güldürüp, hem düşündürüyor’

Vehip Sinan’ın çizdiği resimler; temsil ettiği varlıkları mükemmel dile getirir. Kahra- manları arasında cereyan eden konuşma ve olaylarda ortaya çıkan mesajlar; mizah, ironi ve şaka unsurları, onun ruhunda mevcut olan duyguları sevgileri ve istekleri gözler önüne serer… Hem güler hem düşünürsünüz... (22 Mayıs 2010, Yeni Şafak)

YURDAGÜL GÖKER: Tam bir Osmanlı Beyefendisi idi”

Vehip Sinan Türkiye’deki karikatüristlerden değildi. Her şeyiyle bir Osmanlı Beyefendisi idi. Bizler gülmenin ne demek olduğunu unutmuş bir toplumuz. Vehip öfkesini çok iyi bir şekilde kontrol etmesini bilen biriydi. Eleştiri zor bir şeydir. İnsanları kırmadan onları kazanarak eleştirmek düzeltmeye çalışmak, ancak karikatüristlerin işi olsa gerektir. Vehip zarif insanlara karikatür çiziyordu.”

ELİFNUR KURTOĞLU - İSTANBUL

Okunma Sayısı: 12466
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı