Bu sözü okuyunca çok şaşırdı. Nasıl yani? Hiçbir şey vermeden bir sadaka mı vermiş oluyorum? Bu ne güzel bir inanç böyle? Her tebessümün sadaka oluyor.
Aynanın karşısına geçti, son zamanlarda somurtmaktan yüzünde yeni çizgiler belirmişti. O çizgilerine bakarken aklına tebessüm geldi. Tebessüm edince o çizgiler ortadan kayboluyordu. “Demek sadaka vermek aynı zamanda insanı güzelleştiriyor” diye düşündü. Tekrar gülümsedi. Evet, bundan sonra insanlarla konuşurken hep gülümseyecek, hem sadaka vermiş olacak, hem de güzelliğini koruyacaktı. Ondan sonra yüzünde tatlı bir ifade belirdi. Ne zaman suratını asacak olsa, kendini hem daha mutsuz, hem de daha yaşlı hissediyordu.
Evet, tebessüm etmek sadakaydı, karşındaki insana güzel duygular veriyorsun. İnsanın kalbine mutluluk dolduruyorsun. Muhabbet duygusunu veriyorsun. Aslında maddî olarak hiçbir şey vermiyorsun, ama bu verdiklerin maddî hediyelerden daha önemlidir. Bir insana huzur, mutluluk ve muhabbet vermek, en güzel hediye değil midir?
Hep deriz ya, “İslâm dini barış ve huzur dini” diye. İşte huzurun da, barışın da, mutlulluğun da anahtarı tebessüm etmektir. Bu anahtarla gönül kapıları açılıyor, insanlar arasına sevgi ve barış tohumları saçılıyor.
Maddî imkânın yok, sadaka veremiyorum diye üzülmeye hiç gerek yok. İşte İslâm dini böyle güzellik ve kolaylık dinidir. Herkesin sadaka vermeye, zekât vermeye, bir muhtaca maddî yardım yapmaya güce yetmeyebilir, ama en fakir bir insanın da gülümsemeye, tebessüm etmeye gücü yeter. Bu hareketiyle bir insanı sevindirebilyorsa, onun üzüntüsünü bir parça da olsa giderebiliyorsa, işte en güzel sadakayı vemiş olur. Bir çocuğa güleryüzle bakmak, ona sevgi ve şefkatimizi göstermek, yaşlı bir teyzeye tebessümle selâm vermek, onların sevinçlerini paylaşmak, üzüntülerine ortak olmak, ne güzel bir sadakadır değil mi?
Tebessüm etmek, mutlu görünmektir. Tebessüm etmek, üzüntülerini Allah’a tevekkül ve teslimiyetle gidermektir. Tebessüm etmek sevmektir. Karşındaki insana “kardeşim, ben seni seviyorum” diyebilmektir. Tebessüm etmek, kalpteki muhabbetin gözlere yansımasıdır.
Allah’ın Resulü (asm) çok tebessüm ederdi. Tebessüm ettikçe gül yüzünde güller açılırdı. Zaten o yüzü görenler de tebessümden nasibini alır, mutlu olurdu. Gelin biz de O’nun (asm) gibi tebessüm edelim, bir sünneti yerine getirirken, mutlu olalım, mutlu edelim. Kalbimizden çıkan, yüzümüze yansıyan tebessüm hazinemizden bol bol sadaka verelim.
Merve İRİYARI / [email protected]