-Daha okul bitmedi ne evliliği?
-Askerlik dururken evlenilir mi hiç?
-İşin yok, gücün yok nasıl geçindireceksin aileni?
-Biraz hayatımızı yaşayalım nasılsa evlenmeyecek miyiz?
Bu ve bunun gibi cevapları çok duyuyoruz. Maalesef artık özelikle gençler, evlilik gibi önemli bir ibadeti, ihtiyacı gayrimeşrû yollardan sağladıkları için evliliği yıllarca geciktiriyorlar. Ve yukarıda saydığımız bahaneleri sıralıyorlar. Peki Peygamberimiz (asm) ve Rabbimiz (cc) ne buyuruyor, isterseniz ona bakalım: “Bir Müslüman erkek, saliha bir kadınla evlendiğinde dininin yarısını kurtarmış olur. Geri kalan yarısında da gayret etsin, Allah’tan korksun.”
Yani sevgili peygamberimiz (asm), terazinin bir kefesine evliliği, diğer kefesine de namazı, orucu, haccı ve diğer ibadetlerimizi koymuş. Biz, ihtiyaç duyduğumuz halde evlenmiyorsak ya da yukarıda saydığımız bahaneleri öne sürüyorsak, hangi ibadeti yaparsak yapalım dinimizin yarısını boşa geçiriyoruz demektir. İşte evlilik bu kadar önemlidir.                                                                                                                              
İsterseniz biraz da evliliğin bahanelerine bakalım: İlk bahanemiz, fakültenin bitmemesi. “Fakülte bitmeyince evlenilmez” diye bir ayet veya hadis hatırlamıyorum. Aslında bizim sıkıntımız düşünce yapımızda. Birçok aile, okulu bitmeyen, askerliğini yapmayan gençleri, kız olsun erkek olsun evlendirmiyorlar. Neden diyorsunuz, cevap hazır: “İşin yok, gücün yok, ne yiyip ne içeceksiniz?” Tabiî benim de cevabım hazır. Hem de ayet ve hadis üzerinden: Allah (cc), Nur Sûresi 32. Âyette buyurmuşlar ki: “İçinizdeki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfu ile zenginleştirir. Allah lütfu bol olandır, bilendir. Resulullah (asm) ise bu konuda, “Her kim fakirlik korkusuyla evlenmeyi terk ederse bizden değildir” buyurmuşlar. Ve yine Peygamberimiz (asm), Nur Sûresi 32. Âyette olduğu gibi müjdeyi vermiş ve şöyle buyurmuşlar: “Evlenin, zira evlenmek rızkınızı arttırır” Buradan da anladığımız gibi bizim rızkımız asıl olarak evlenince artıyor. Bunlara rağmen iş, okul, askerlik gibi bahaneler öne sürülüyorsa, Allah’a ve elçisine güvemizi, tekrar gözden geçirmemiz gerektiği ortaya çıkıyor.
Aslında bizim sorunumuz bu. Allah’a güvenmiyoruz. Ve evlenmemiz gerektiği halde erteliyoruz. Allah için, zamanı gelen evlâtlarımızı okulu, askerliği gözetmeden evlendirelim. Zira bu konuda da Peygamberimiz (asm) bizi uyarmış: “Size, dininden ve ahlâkından hoşlandığınız biri kız istemeye gelirse verin. Bunu yapmazsanız yeryüzünde fitne, fesat alır yürür.”
Bu konuyu ciddî ciddî düşünmemiz gerekiyor. Çoğu genç, zina tehlikesiyle karşı karşıya. Ehl-i Dünya gençler zaten şeytanın avucunda. Şeytan dindar gençleri zorlayacak, onları saptırmaya çalışacak. “Bize Allah yeter, O ne güzel vekildir” düsturuyla hareket etmemiz gerekmez mi?
“Evlendik diyelim, nasıl geçineceğiz?” diye düşünmek Allah’ın Rezzak ismini reddetmek olur. Bu da Müslüman gence yakışmaz. Bizim yapmamız gereken şey; ailemize, güvendiğimiz büyüklerimize konuyu açmak ve bu konuda yardım istemek, elimizden ne geliyorsa yapmak ve bol bol dua etmek. Allah yardımcımız olsun…

FURKAN ULUSAL