‘Fast food’ ve hazır gıdaların insan sağlığına verdiği zararlara bakliyatla çözüm aranıyor. Bakliyat obezite, kolestrol ve gluten gibi günümüz dünyasının önemli sorunlarına sağlıklı çözümler barındırıyor.
Türk mutfağında önemli bir yer teşkil eden bakliyat ürünleri sağlıksız ve hızlı beslenme biçimlerine karşı bir çözüm olabilir mi? Sağlık açısından birçok faydası olan ve unutulmaya yüz tutan bu ürünler için Türkiye Birleşmiş Milletler’de girişimlerde bulundu. Başvuru sonucunda BM, her sene 10 Şubat’ın Dünya Bakliyat Günü olarak kutlanmasına karar verdi. Euronews’in haberine göre, Türkiye’nin bakliyat konusundaki ısrarlı girişimlerinin temelindeyse hem ülkenin önemli bir bakliyat üreticisi olması hem de bu ürünlerin sağlığa faydaları yatıyor. Fakat 1990’lara göre üretim oranlarındaki çarpıcı düşüş dikkat çekiyor. Dernekler üretimin hızla arttırılmasının şart olduğu kanısında.
‘Hamburger’e karşı ‘Anadolu Diyeti’
Bakliyatın sofralarda önem kazanmasının bir diğer sebebi ise ‘fast food’ ve hazır gıdaların insan sağlığına verdiği zararlar. Bakliyat obezite, kolestrol ve gluten gibi günümüz dünyasının önemli sorunlarına sağlıklı çözümler barındırıyor. Neredeyse et ürünleri kadar protein barındıran bu ürünler, lifli yapıları sayesinde hazmı kolaylaştırırken kolestrol ve gluten ihtiva etmemelerinden dolayı da sağlıklı hayatın kapılarını açıyor. Uzmanlar düzenli bakliyat tüketiminin kardiyovasküler ölüm oranlarını düşürdüğünde de hem fikir. Hazır gıdalar yerine bakliyat tüketiminin arttırılmasını tavsiye eden Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, “Fast food dediğimiz şey aslında hazır gıdanın da ötesinde bir kavram. Bu kavram, dünyada yok olmaya başlıyor, herkes buna karşı. Bunun çözümü de var, bakliyat. Yani Anadolu diyeti” diyor.
Ucuz ve erişilmesi kolay, ama hazırlanışı zor
Hem kırmızı etten ucuz olması hem de protein açısından zenginliği bakliyat ürünlerini ete en iyi alternatiflerden biri haline getiriyor. Mercimek, fasulye ve nohut dünyada hızla sayıları artan vejetaryenlerin yemek tarzına da hitap ediyor. Bakliyat ürünlerinin bütün bu avantajlarına rağmen hazırlanışının uzun sürmesi belki de en olumsuz yanı. Türkiye’de büyükşehirlere yaşanan göçle birlikte genç nesillerin bakliyat tüketmediği gözleniyor. Bir gece evvelinden suda bekletilmelerinin gerekmesi ardından da haşlanmaları genç nesillerin tabaklarında yer bulmasını engelliyor bakliyatın. Fakat bu duruma da çözüm yok değil. Meselâ ABD gibi ülkelerde humus konserveleri raflarda hızlı tüketime hazır şekilde yerini almış durumda. Türkiye’de de aynı yöntemin uygulanabileceğini söyleyen Özdemir, “Bizim de marketlerde satılabilecek bakliyat ürünlerine ihtiyacımız var. Bunları geliştirmek, tanıtmak lâzım. Bunların tüketimini teşvik etmek lâzım” diyor.