Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, başta konut olmak üzere tüketici kredilerine yönelik yapılandırma talebinde bulunan borçlulardan aylık yüzde 2,02'e varan yüksek faizler talep edildiğini öne sürerek, bu durumda bankaların yapılandırmaya ilişkin yönetmeliğin ruhunu anlamadığının görüldüğünü söyledi.

Ağaoğlu, yaptığı açıklamada, Başbakan Yıldırım'ın bizzat açıklama yaparak duyurduğu, tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarının 72 aya kadar vadeyle yapılandırılmasına yönelik projenin bankalar tarafından engellendiğini iddia etti.

Başbakan Yıldırım'ın açıklamasının ardından kredi işlemleri ve kredi kartları hakkında değişiklik içeren yönetmeliklerin 27 Eylül'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlatan Ağaoğlu, borçlarını yapılandırarak ödemek için bankalara koşan milyonlarca insanın umutlarının kırıldığını ifade etti.

Ağaoğlu, yaklaşık 11 milyon kişinin 260 milyar liralık borcunun yapılandırılması fırsatının önüne engeller çıkarıldığını savunarak, "Çünkü yönetmelikte hangi tür kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarının yapılandırılacağı, faiz oranının kaç olabileceği belirtilmediği gibi borçların yapılandırılması için emredici hüküm de bulunmuyor. Yani yönetmelik bu projede bankalara geniş inisiyatif tanıyor. Gelen şikayetlerden anlaşılıyor ki bankalar kendilerine tanınan bu inisiyatifi kullanırken ödeme kolaylığı sağlayacaklarına başvuran tüketicilere adeta dik bir yokuş göstermektedirler. Yapılandırma talebinde bulunan borçlulardan şu anda aylık yüzde 2,02'e varan yüksek faizler talep edilmektedir. Bu oran günümüzdeki kredi faiz oranlarının neredeyse iki katıdır. Yani faiz bindiriyorlar. Bize ne yapması gerektiğini soran borç yapılandırması arayışındaki insanlara verecek cevap bulamıyoruz." diye konuştu.

"Yapılandırma konusu ilk sırada"

Son günlerde gelen tüketici şikayetlerinde, yapılandırma konusunun ilk sıraya oturduğunu belirten Ağaoğlu, "Görülüyor ki bankalar yönetmeliği okumuşlar ancak ruhunu anlayamamışlar. Oysa bu yönetmeliğin ruhunda borç sarmalında yaşam mücadelesi veren bu milletin fertlerinin 15 Temmuz günü darbe kalkışması karşısında ortaya koyduğu kahraman duruş ve kararlılığa şükran duygusunun yansıması vardır." ifadelerini kullandı.

Burada tüketicilerin yanında olunması gerektiğine dikkati çeken Ağaoğlu, "Bu yönetmelik, tankların önüne yatarak canını hiçe sayan onurlu insanların ödemekte zorlandıkları taksitlerini 72 ay vadeye yayarak borç yükü altında ezilmekten kurtarma amacını taşımaktadır. Ne yazık ki, bankalar bankacılık sektörünün aktörleri bu ruhu kavrayamamış, ticari mantıkla yaklaşmışlardır." dedi.

"Bazı bankalar tefecilerin kulaklarını çınlattı"

Ağaoğlu, bankaların yapılandırma için başvuran tüketicilere, onların durumuna göre cevaplar verdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Tüketicilere umutları kırık, boynu bükük halde kapı gösteriliyor. Tüketici zorlanarak da olsa kredi kartının asgarisini ödediğini söylüyorsa, ona sadece temerrüte ve icraya düşmüş borçların yapılandırılabildiği, karşılarındaki kişi aksi durumda yani temerrüte düşmüş veya icralık olmuş ise ona da bu yapılandırmayı ödeme gecikmesi olmayan canlı kredilere uygulayabildiklerini bildiriyorlar hatta bazı banka görevlilerince böyle bir durum olmadığı 72 ay yapılandırmanın medya tarafından uydurulduğunu ifade eden tüketici şikayetleri geliyor."

Ağaoğlu, yapılandırma talebinde ısrar eden tüketicilerin bankaların fahiş faiz oranlarıyla karşılaştığını ifade ederek, "Öyle ki, piyasadaki en yüksek faiz olan kredi kartı temerrüt faiz oranını yani aylık 2,52'yi talep bazı bankalar tefecilerin kulaklarını çınlattı. BDDK, sahaya inip, oyunun kurallarını belirlemeli." dedi.

Konuyla ilgili haber ve makaleler:

"11 milyon kişi, bankaların insafına bırakılmamalı"

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/ekonomi/11-milyon-kisi-bankalarin-insafina-birakilmamali_411503

“Sen çalış ben yiyeyim” düzenine karşı Kur'an ve Risale-i Nur'daki uyarılar!

 “Ribânın (faizin) haram oluşu, günahı ve ribâdan kurtulma yolları konularında Kur’ân’da ve Risale-i Nur’da neler zikredilmektedir?” 

Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi, 'Sa’y (emek, işçi) grubu ile sermaye nasıl barışır?' şeklindeki bütün insanlığı ilgilendiren önemli mesele doğrultusunda 'Acaba ikisini barıştırmak çaresi yok mudur?' sualine karşı ifade ettiği ''Evet, vücub-i zekât [zekâtın verilmesi] ve hurmet-i riba [faizin haramlığı], karz-ı hasen [faizsiz verilen borç] şerait-i sulhiyedir [barış şartlarıdır].'' veciz cevabıyla Kur'ani ve İslami ve bütün insanlığı kapsayabilecek bir çözüm yolunun önemle üzerinde durmaktadır.

Devamını okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/sen-calis-ben-yiyeyim-duzenine-karsi-kur-an-ve-risale-i-nur-daki-uyarilar_395450

AA