"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaratmanın anahtarı: ‘Ol der oluverir’ emridir

17 Şubat 2015, Salı
‘Yaratmanın Anahtarı Emr-i Kün Fe Yekûn’ adlı seminer veren Mikro ve Moleküler Biyoloji Uzmanı Dr. Bahri Tayran Dayıoğlu: Allah’ın yaratma gücü sonsuzdur. İlk yaratılış hikmeti gereği uzun zamanda olmakla beraber ikinci yaratılış bir anda olacaktır.

Mikro ve Moleküler Biyoloji Uzmanı Dr. Bahri Tayran Dayıoğlu Süleymaniye Yeni Asya Vakfı Konferans Salonunda Demokrat Eğitimciler Derneği’nin (DED) düzenlediği “Yaratmanın Anahtarı Emr-i Kün Fe Yekûn” konulu bir seminer verdi. Yoğun bir katılımla gerçekleşen seminerde Bahri Dayıoğlu, Kur’ân-ı Kerimin Allah’ın kitabı olarak anlam bütünlüğü yanında çok geniş, her asra ve zamana hitap eden anlam zenginliği de olduğunu da vurgulayarak, “Bu bakımdan Bediüzzaman’ın ifadesi ile ‘Zaman ihtiyarladıkça Kur’ân gençleşiyor, rumuzu tavazzuh ediyor’” diye konuştu. Dayıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü, “Yine Bediüzzaman’ın ifadesi ile Kur’ân-ı Kerim “Yedi vecihle harika ve kırk vecihle mu’cize...” Bu mu’cizevî yönün kırk vechinden bir kaç yönünü müfessirler tefsirlerinde beyan etmişler; ancak kırk vecihle mu’cize ve yedi vecihle harika olduğunu beyan eden Bediüzzaman olmuş ve bu kırk vech-i i’cazı da Risale-i Nur’da beyan etmiştir. Malûm Kur’ânın muhkem ve müteşabih ayetleri vardır. Muhkem manası açık olan, müteşabih manası kapalı olup ilimde ihtisas sahibi olan ilim adamlarının derin araştırmaları sonucu anlaşılacak olan ayetler demektir. Bu manada Kur’ân-ı Kerimde müteşabih ayetlerin sayısı muhkem ayetlerden daha fazla olduğunu görüyoruz. Meselâ “Arza gireni ve çıkanı, semadan ineni ve semaya uruc edeni bilir” (Hadid Suresi, 57: 4.) ayetinde arza giren ve çıkan, semadan inen ve çıkan ifadesinde anlatılmak istenen hususlar elbette ilim adamlarının derin tetkikleri ile anlaşılacak hususlardır.”

HADİSLERDEKİ GENİŞ MÂNÂLAR

Aynı şekilde Peygamberimizin (asm) hadislerinin de geniş mânâları havi olduğunu kaydeden Dayıoğlu, “Zaten Peygamberimiz “Ben cevamiu’l-kelimim. Arap dilini en fasih konuşan benim!” buyurmuşlardır. Bu manada meselâ “Deccalın bir günü bir sene ve bir ay ve bir haftadır” hadisi harika ve mu’cizedir. Zira böyle bir söz Peygamberimizden başkası asla söyleyemez ve söylememiştir. Yeryüzünde bir günü bir hafta ve bir ay ve bir sene olan yer var. Ama o gün bu meçhuldü. Peygamberimiz 25. enlemde bulunmuş ve kuzeye 66, 68 ve 90. enlemlere gitmemiştir. 66. enlemde bir hafta güneş batmaz, 68. enlemde bir ay batmaz ve 90. enlemde kuzey kutbunda bir sene bir gündür. Bu husus çok daha sonra anlaşılmıştır” diye konuştu. 

EŞ ZAMANLI ÇOK FARKLI YARATILIŞLAR

Dayıoğlu, “Yüce Allah’ın “Allah bir şeyin olmasını murad ettiği zaman ona ol der o da oluverir.” (Yasin, 36: 82.) ayeti de yine müteşabihtir. İhtisas sahiplerini araştırmaya sevk eder” diyerek şöyle konuştu; “Biz burada “Kün fe yekün” kelimesindeki “Fe” harfine dikkat çekmek istiyoruz. Bu cümlede “Fe” harfi olmazsa mânâ değişmemekte gibi görünmektedir. O zaman “Fe”nin ifade ettiği mana Arapça gramerdeki “Fa-i takibiye” kuralının ifade ettiği “Hemen” kelimesinden daha başka mânâları çağrıştırmaktadır. Zira Mü’minun Sûresinde “Halekna’l-alakate mudgaten fe haleknâ’l mudgate izamen fe kesevna’l-izame lahmen” (Mü’minun, 23:14.) ayetinde “Fe” hemen mânâsına gelmemektedir. İki oluşum arasında uzun bir süreç vardır. Yine İnfitar Suresinde “Halekake fe sevvâke fe adeleke” yani “Yarattı, tesfiye etti ve ölçü ve biçim verdi” (İnfitar Suresi, 82:7.) ayetinde yine “Fe” ile ifade edilmektedir. Burada da “Fe”  olmasa da anlam değişmemektedir. Dolayısıyla “Kün fe yekûn”deki “fe” harfinin ifade ettiği mana da çok derin ve çok anlamlı olup bir mu’cizedir. Buradaki “fe”nin ifade ettiği mânâ “Her yaratılışın ayrı bir yaratılış olması ve farklı bir yaratılışın meydana gelmesi anlamındadır. Zira yaratılışın sebebi olan “zigot” mitoz bölünme ile çoğalır. Bu bölünme mutat devam etse ortaya şekilsiz bir büyüme çıkar. Halbuki zigotun ilk bölünmesinden iki ayrı oluşum meydana geliyor. Birincisi Plasenta dediğimiz, halk arasında “eş” denen besleyici hücreler, ikincisinden insan meydana gelmektedir. İnsan da 200 ayrı azadan meydana gelmektedir. Her azanın hücre yapısı ve organları çok farklıdır. Sinir hücresi ile kas hücresi ve kemik hücresi ayrıdır. Ciğer ve dalak ve midenin hücre yapıları ve azaları çok farklıdır. Bu sebeple buradaki “fe” hemen mânâsından çok “eş zamanlı çok farklı yaratılışlar” mânâsını ifade etmektedir. 

ALLAH’IN YARATMA GÜCÜ SONSUZDUR

“Fe haleka” “fe sevva” ve “Fe adalek” kelimelerinin ifade ettiği mânâ çok büyük mucizedir. Yaratılış, tesfiye ve ölçülü olmak eş zamanlı farklı yaratılışlar demektir. Kâinatta her şey mucize olmakla beraber bizler bir şeyin hızlı olmasına mucize diyoruz. Cenab-ı hak “Zigot” ile “İnsan” arasında büyük bir “Hikmet” alanı yaratmakta, sebepler zinciri ve zaman koymaktadır. Burada “Esma-i İlâhiyi” anlayabilmemiz için bize süre tanımaktadır. İsterse ilk insanı yarattığı gibi bir anda da yaratabilirdi. Zaten ilk insan olan Adem’in (as) yaratılışı ile babasız yaratılan Hz. İsa’nın (as) yaratılışını yüce Allah birbirine benzetmektedir. “İsa’nın yaratılışı Adem’in yaratılışı gibidir. Biz Adem’i topraktan yarattık ve ona Ol dedik ve oluverdi” (Âl-i İmran Suresi, 3: 59.) buyurur. Burada dikkatimizi çeken bir husus daha vardır. O da “Mesel” kelimesidir. Mesel, misal ve örnek manasında değildir. Örnek ve temsil “Misl” kelimesidir. Mesel ise bir anda hızla mu’cize olarak vücuda gelen şeyler için kullanılır. Yüce Allah’ın yaratmasında ilk yaratılış “Esmanın tecellisi ile olduğu ve hikmeti gereği uzun bir süre konmuşken ikinci yaratılış “Tarfetü’l-ayn” dediğimiz göz açıp kapayana kadar olacaktır. Tarfetü’l-ayn, saniyenin yirmide biridir. Yani 1/20 sn. demektir. Birinci Yaratılış: Yüce Allah 0, 15 mm. Yani bir bir milimetrenin on beşte biri (1/15 mm) büyüklüğünde ve bir gramın iki bin beş yüz yirmide biri (1/2520 mg.) ağırlığındaki bir zigottan, 9 ayda 3,5 kg ağırlığında bir bebek yaratmaktadır. İkinci Yaratılış: (Öldükten sonra ikinci diriliş) Şayet zigot bir saniyede ikiye bölünürse bir bebek 46 saniyede yaratılmış olur. 10 dakikada bir bölünürse 8 saatte, 1 saatte bölünecek olsa 46 saatte ve 24 saatte bölünecek olsa 48 günde bir insan yaratılmış olur. Sonuç olarak yüce Allah’ın yaratma gücü sonsuzdur. İlk yaratılış hikmeti gereği sebepler tahtında “Esmanın tecelliyatını” bizim görüp anlayabilmemiz için uzun zamanda olmakla beraber ikinci yaratılış “Kudret”in tezahürü olarak “Tarfetü’l-aynda” yani bir anda olacaktır. Bu da yine sebepler tahtında dahi mümkündür. “Kün fe Yekûn” kelimesindeki “Fe” harfi bütün bu yaratılışın anahtarı ve özeti hükmündedir.

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 5124
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı