Rusya'nın Ukrayna'ya bağlı "Kırım Özerk Cumhuriyeti"ni işgalinin üzerinden geçen bir yılda özellikle Kırım Tatarları büyük zorluklar yaşadı.
Rusya'nın uluslararası hukuka aykırı olarak Ukrayna'ya bağlı " Kırım Özerk Cumhuriyeti"ni işgal etmesinin üzerinden bir yıl geçti. İşgal, bir ay içinde Kırım'ın Rusya'ya katılmasıyla sonuçlanırken, bundan en fazla etkilenenler arasında özellikle KırımTatar Türkleri bulunuyordu.
Bir yıl önce 28 Şubat'ta Kırım'a askeri müdahalede bulunan Rusya, aradan geçen bir yılda Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM), Kırım Tatar Televizyonu ve Kırım Haber Ajansı'nın faaliyetlerini durdurdu. Kırım Tatar Türklerinin sembol ismi ve lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile KTMM Başkanı Rıfat Çubarov başta olmak üzere çok sayıda Kırım Tatar Türkünün ülkeye girişine yasak koyuldu.
İlhaka giden süreç
Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasına giden süreç 2013'ün son aylarında Ukrayna yönetiminin AB ile Ortaklık Anlaşması'nı imzalamaktan vazgeçmesiyle başladı. Ülkede sokaklara dökülen Batı yanlılarının eylemleri, Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in 22 Şubat 2014'te Rusya'ya kaçışına kadar sürdü. Ancak daha önce ülkede meydana gelen Batı destekli "renkli devrimlere" adeta bir yenisinin eklenmesine bu kez Rusya'nın tavrı çok sert oldu.
Batı'yı Rusya'yı "çevrelemeye" çalışmakla suçlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ilk hedefi Kırım oldu. Rus askeri araçları 28 Şubat'ta Sivastopol'de bulunan Rus üssünden ayrılarak Kırım'a doğru hareket etti. Aynı anda yüzü maskeli, askeri üniformalı ve "kim oldukları bilinmeyen" paramiliter gruplar, başbakanlık ve parlamento binası başta olmak üzere Kırım'daki kamu kurumlarının kontrolüne ele geçirdi. Böylece Kırım'ın Rusya'ya ilhakını getiren süreç başladı.
İşgal altındaki parlamento başbakan seçti
Kırım'da her yeri saran askeri üniformalı ve silahlı gruplar, parlamento binasını işgal ederek milletvekillerinin çalışmasını engelledi. Parlamentoyu önce çalışamaz hale getiren gruplar, Rusya yanlısı milletvekillerini kontrollü olarak parlamentoya getirerek, ülkenin yeni "başbakanı" olarak Sergey Aksyonov'u seçti.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Kırım kamu binalarındaki Ukrayna bayrakları yerine Rusya bayrakları dalgalanmaya başladı. Yeni başbakan ve parlamento tarafından 16 Mart 2014'te düzenlenen referandumda ise Kırım'ın Rusya'ya bağlanması yönünde yüzde 90'ın üzerinde bir oran çıktı. Kırım Tatarları ise referandumu protesto ederek oy kullanmadı. Ukrayna ve uluslararası camianın referandumu tanımadığını ve hukuk dışı olduğunu açıklamasına rağmen, Kırım'ın Rusya'ya ilhakına adım adım yaklaşıldı.
Putin ilhakı onayladı
Referandum sonucunu fırsat bilen Rusya, zaman kaybetmeden Kırım'ın ilhak sürecini tamamlamak istedi. 21 Mart 2014'te Putin, Başkanlık Sarayı Kremlin'de "Kırım'ın Rusya'ya bağlanması ve yeni federal bölgeler oluşturulmasını" öngören yasaya imzaladı. Böylece tüm dünyanın gözü önünde Rusya, Kırım'ın ilhakını tamamladı. Kırım ile Rus askeri üssünün bulunduğu Sivastopol de Rusya'ya katıldı.
Kırım Tatarları içinse sürgün yıllarını anımsatan zorlu bir süreç yeniden başladı.
Tatar Milli Meclisi kapatıldı
Kırım'ın ilhakından en fazla etkilenen topluluk Kırım Tatarları oldu. Sovyetler Birliği döneminde sürgünün acısını yaşayan Kırım Tatar Türkleri yeni bir sürgünden endişe ederken, siyasi varlıklarına da büyük bir darbe vuruldu.
İlk olarak nisan ayında Kırım Tatar Türklerinin lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun vatanına girişi yasaklandı. Yasaklar bununla da sınırlı kalmadı ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Rıfat Çubarov'un da Kırım'a girişine yasak getirildi. Bu gelişmelerin ardından KTMM'nin faaliyetleri yasaklandı. Kırım Tatarlarının yayın organı olarak bilinen ATR televizyonuna da baskın düzenlendi ve tüm cihazlara el koyuldu.
Rusya'nın Tatarlara yönelik baskısı bunlarla da sınırlı kalmadı. Kırım Haber Ajansı'nın faaliyetleri de baskılar sonucunda durduruldu. Ajansın Rusya yasalarına göre faaliyet göstermesi istendi ancak faaliyet için gereken belge verilmedi.
AA