İsrail'de yapılan yeni bir araştırma, İsraillilerin yaklaşık dörtte birinin 2024 yılı içerisinde ülkeyi terk etmeyi düşündüğünü ortaya koydu.
İsrail'in İbranice yayın yapan Wala haber sitesinde, Ruppin Akademik Merkezi'nin yaptığı araştırmaya yer verildi.
İsraillilerin tırmanan güvenlik sorunları sebebiyle ülkelerini terk etmeyi düşündüğü aktarılırken, "kişisel güvenlik duygusu ile İsrail’den göç etme isteği arasında ilişki bulunduğu" belirtildi.
Araştırmaya katılanların yüzde 31'i, İsrail'den ayrılmayı düşünmelerinde güvenlik durumunun en önemli etken olduğunu ifade etti.
İsraillilerin yüzde 46'sı ülkeyi terk etmeyi planlayanlara olumsuz bakarken, araştırmada son bir yılda İsraillilerin yüzde 24'ünün ülkeden ayrılmayı düşündüğü, iki yıl önce ise bu oranın sadece yüzde 18 olduğuna işaret edildi.
İsraillilerin üçte birinden fazlası çeşitli faktörler nedeniyle İsrail'den ayrılmayı düşünürken bunlardan yüzde 31 ile güvenlik durumu, yüzde 28 ile ekonomik durum en dikkat çeken noktalar arasında bulunuyor.
Çalışmaya katılanların yüzde 40'ı İsrail'de kalmaya karar vermelerinin nedeninin "Yahudi halkının ulusal vatanı" olması olduğunu düşünürken, yüzde 21'i ise ailelerine yakın olmalarının kalma kararlarında önemli bir etken olduğuna inanıyor.
***
Travma sonrası stres bozukluğu yaşamışlar
İsrail basınına göre 7 Ekim 2023 saldırılarının ardından 3 milyon İsrailli travma sonrası stres bozukluğu belirtileri yaşarken savaşın ilk altı ayında bunların yalnızca yüzde 0,6'sı tedavi görebildi.
![](/Sites/YeniAsya/Upload/images/Content/2025/02/14/esirtakasi.jpg)
İsrail basınında, İsrail Kamu Denetçisi Matanyahu Englman'ın, hükümetin savaşın başlamasından önce ve sonra vatandaşları tedavi etme konusundaki başarısızlığıyla ilgili yayınladığı ve bir dizi başarısızlığın yanı sıra ruh sağlığı sisteminin hazırlıksızlığını ortaya koyduğu raporuna yer verildi.
İsrail'de yayın yapan Calcalist internet sitesinin haberinde, "Englman'ın 7 Ekim saldırılarının mağdurlarına yönelik ruh sağlığı hizmetlerine ilişkin raporu, ruh sağlığı sistemlerinin başarısızlığını ve çöküşünü gösteriyor." ifadesi kullanıldı.
Haberde, "İsrail halkının yüzde 38'inin orta veya ağır düzeyde psikolojik sıkıntı yaşadığı ancak kamuya bağlı ruh sağlığı sisteminin savaşın ilk 6 ayında bu kişilerin yalnızca yüzde 0,6'sına tedavi sunabildiği" aktarıldı.
Kanal 12'nin, Englman'ın raporuna ilişkin haberinde de "Savaşın başlangıcından bu yana yaklaşık 3 milyon kişi travma sonrası stres bozukluğu, depresyon veya anksiyete belirtilerinden sıkıntı çekti. Ancak bunların yüzde birinden azı tedaviye başvurdu." ifadesine yer verildi.
Haberde, Englman'ın raporunda yer alan ankete katılanların yüzde 34'ünün travma sonrası stres bozukluğu semptomlarından, yüzde 32'sinin orta veya şiddetli depresyon, yüzde 21'inin kaygı ve yüzde 38'inin de bunlardan en az birinin semptomlarından şiddetli veya orta derecede sıkıntı çektiğini belirttiği ifade edildi.
Kanal 12'nin haberinde, ankete katılanların yüzde 38'i 6 aya kadar uzayan bekleme süreleri, yüzde 23'ü de tedavi alma imkanları konusunda bilgi eksikliği sebebiyle tedaviye başvurmadığını söylediği aktarıldı.
AA