Zorla ev ve arazilerinden göç ettirilen Hindistan’ın Assam eyaletindeki Müslümanlar, çadır ve barakalarda yaşamaya çalışıyor.
Hindistan’ın Assam eyaletinde iktidardaki Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) başlattığı tahliye kampanyası sonrası evsiz kalan Müslümanların yaşadığı insanlık dramı sürüyor. Al Jazeera’nın haberine (aktaran: gzt.com/mecra) göre, BJP hükümetinin Assam eyaletinde hızlı bir şekilde başlattığı tahliye çalışmaları sonrası polis müdahalesiyle evlerinden çıkarılan 1300 aile, derme çatma çadırlarda ve tenekeden yapılmış sığınaklarda yaşama mücadelesi vermeye çalışıyor.
23 Eylül’de 1300 Müslüman aile yaşadıkları ev ve arazilerden göç ettirilmişti. Al Jazeera’nın haberine göre, BJP hükümetinin Assam eyaletinde hızlı bir şekilde başlattığı tahliye çalışmaları sonrası bölgede insanlık dramı yaşanıyor. Assam’dan göçe zorlananan Müslüman ailelerin gayriinsanî şartlarda yaşama mücadelesi verdiği belirtiliyor.
Arazi anlaşmazlığı
Assam eyaletinde komşu Bangladeş’ten gelen belgesiz göçmenler sorunu uzun yıllardır bölge siyasetinin gündeminde bulunuyor. Öte yandan, Assam eyaletindeki Müslümanların tahliyesi, Hindu milliyetçisi BJP iktidarının Müslümanları hedef alan bir başka uygulaması olarak görülüyor. Assam’da 12 milyon nüfusa sahip Müslümanlar, bölge hükümeti tarafından “saldırganlar”, “dâvetsiz misafirler”, “işgalciler” ve “yasadışı göçmenler” olarak niteleniyor.
Politikalarını Müslüman-Hindu kutuplaşması üzerinden yürüten BJP üyesi Sarma, eyalet başbakanı olarak seçildikten sonra Darrang’daki arazilerin “işgalci” olarak tanımladığı Müslümanlardan arındırma vaadinde bulunmuştu.
Ancak Dhalphur 1 ve 3 köylerinden tahliye edilen Müslümanlar, yaklaşık 40 yıldır burada yaşadıklarını ve 1970’lerde ve 80’lerde Hindistan’ın Nagaon, Barpeta ve Goalpara bölgelerinden göç ettiklerini söylüyor.
Yerel aktivist Saddam Hussain de konuyla ilgili olarak ailesinin 1982 yılında Barpeta’dan Dhalpur bölgesine taşındığını belirtti.
Hussain, köy sakinleri ve bölge idaresi arasında yeniden yerleşim konusunda görüşmelerin devam ettiği sırada tahliye sürecinin başladığına dikkat çekti.
Hussain, 20 Eylül’de yetkililerin kendilerinden, nehir kenarında, yerleşime elverişli olmayan bir bölgeye taşınmalarını istediklerini söyledi.
Eyalet yönetimi polis müdahalesini savunmuştu
Eyalet Başbakanı Himanta Biswa Sarma, 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarda, köylüleri polise saldırmakla suçlamış, yaşanan şiddet olaylarının komplo olduğunu ileri sürmüştü. BJP’nin Assam Sözcüsü, “8-10 binden fazla kişinin sopalarla ve silahlarla toplanarak polise saldırdığını” iddia etmişti.
Bir gecede polis zoruyla çıkarıldılar
Assam’da yaşayan Müslüman aileler onlarca yıldır yaşadıkları evlerden ve arazilerden bir gecede polis zoruyla çıkarıldılar. Bölge sakinlerine tahliyeden yalnızca bir gün önce haber verildiğini belirten Hussain, güvenlik güçlerinin müdahalesine ilişkin, “Onların silahları vardı, bizim hiçbir şeyimiz yoktu.” ifadelerini kullandı.
Bunun yanı sıra Dhalpur yerlilerini temsil eden Guahati Yüksek Mahkemesi Avukatı Santanu Borthakur da köylülerin devlet arazisi üzerinde yaşadıklarını ve hükümetin tahliyeleri gerçekleştirmek için bir engelinin bulunmadığını belirtti.
Ancak, hükümetin tahliye kararının “keyfi” olduğuna dikkat çeken Barthakur duruma ilişkin şunları söyledi:
Assam’da insanlar devlet arazisi denilen yerde yüzyıllardır yaşıyorlar. Yeniden yerleşim planı olmadan bu tür tahliyeler yapılmamalı. BJP’ye muhalif Kongre Partisi milletvekili Abdul Khaleque de hükümetin kendisine oy vermeyen halktan “intikam almak için” tahliye sürecini başlattığını savundu. Khaleque, Assam’da her yıl erozyon nedeniyle birçok kişinin topraksız kaldığını ve devletin bu kişilere toprak vermek için bir girişimde bulunmadığını söyledi.