ABD'nin başkenti Washington'da bulunan Georgetown Üniversitesi'nde düzenlenen "Fakirlikle Mücadele" konulu etkinlikte konuşan Obama, ülkede giderek artan ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri değerlendirdi.
Obama, son 40 yılda, gelir piramidinin en altında kalan Amerikalıların yüzde 90'ınına düşen payın, yüzde 65'ten yüzde 53'e gerilediğine dikkati çekerek, "Bu, büyük bir değişim ve önemli bir transfer. Dolayısıyla orta sınıfa ne olduğunu tartışmadan, fakirlik üzerine konuşamayız" ifadesini kullandı.
Geçmişte, ülkedeki zenginlerle fakirlerin aynı okullara, aynı parklara, aynı kiliselere gidebildiğini anımsatan Obama, buna karşın artan gelir eşitsizliğinin zamanla sosyal dinamikleri de değiştirdiğine işaret etti. Obama, "Serbest piyasada, zenginliğin belirli bir grupta toplanmasına ve bazılarının geride kalmasına yol açabilecek eğilimler her zaman olmuştur. Ancak, bizim ekonomimizde olan, daha eğitimli, daha kalifiye, daha şanslı ve daha çok imkanlara sahip bu kişilerin halkın geri kalanından ayrılması" diye konuştu.
"Afrikalı Amerikalılar bunların hepsini 40 yıldır yaşıyor"
Obama, ülkedeki siyahiler ile azınlıkların, yıllardır içinde bulundukları fakirlikten kurtulmalarını sağlayacak kaynaklardan mahrum bırakıldığının altını çizerek, şunları kaydetti:
"Zaman içinde bu insanlar daha az kaynaklar ve daha çok zorluklarla karşı karşıya kaldı. Fakirlik çok zor, zaman tüketen ve stresli... Aileler bu yüzden yıprandı, iş bulamayan babalar evi terk etti, tek başına kalan anneler çocuklarına yeteri kadar bakamadı. Afrikalı Amerikalılar, bunların hepsini 40 yıldır yaşıyor. Şimdi, bu eğilim hızlandı ve daha geniş kitlelere yayılıyor."
"Baltimore ve Ferguson, yaşanan olayların yanı sıra gelir eşitsizliğine yönelik farkındalığın artması, fakirliğe yeniden odaklanılmasına olanak sağlayabilir" diyen Obama, bu sorunların ülke siyasetini etkileyeceği zamanın da gelmekte olduğu öngörüsünde bulundu.
Obama, "Hepimizin, fakirliğe karşı en iyi programın sadece gelir değil, itibar ve aidiyet duygusu da oluşturan istihdam olduğu konusunda anlaşacağına inanıyorum. Bu makroekonomi, yani ekonominin geneli üzerine düşünmemiz gerektiğini ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulundu.
AA