İstanbul’daki arkadaşlarla yazın bir haftalığına Barla’ya gitmeğe karar verdik. Bu kararımızı verdiğimiz zaman Nisan ayıydı. Bu maksatla Selman kardeşimiz Nisan ayında Barla Yeni Asya Sosyal Tesisleri ile irtibata geçerek 5-11 Ağustos tarihleri için tesisin bütün odalarını rezerve etti.

5 Ağustos günü herkes Barla’ya vardı. Bütün katılımcıların ortak kararı ile bir program yapıldı. Program sabah namazının cemaatle kılınması ile başlıyor. Namaz sonrası Hizmet Rehberi’nden sıra ile okunarak ders yapılıyor. 2-2,5 saatlik bir dinlenme sonrası saat 9-10 arası kahvaltı. Saat 10-12 arasında Risale-i Nurdan belirlenen konularda ders yapılıyor.

Öğle namazı vaktinde kılındıktan sonra, öğleden sonra yapılan program gereği her gün gezilecek yerlere gidiliyor. Gezilecek yerler hakkında tekrar bilgi vereceğim. İkindi namazı cemaatle kılınıp kısa bir namaz dersi. Akşam yemeği saat 19-20 arası. Akşam namazı ile yatsı namazı arasında belirlenen bir konuda ders yapılıyor.

Programda gezilecek yerler Çamdağı, Süleyman Demirel Demokrasi Müzesi ve Anıtmezar, Üstadın Isparta’daki evi, Barla gölü sahilinde piknik, Barla Kabristanı, Üstadın Barla’daki evi, Cennet bahçesi.

Barla, Risale-i Nur ve Nurculuk tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri 1926 yılında Barla’ya sürgün edildiğinde, Eğirdir’den Barla’ya kayıkla getirilmişti. Yol yok, bir mahrumiyet bölgesi. Sürgün edenlerin amacı Said Nursi artık 50 yaşını geçmiş, burada unutulsun, ölsün, gitsin.

Sürgün hayatı. Gözetim altında. Kiminle konuştuğu, kiminle görüştüğü takip altında. Kütüphanesi yok. Elinde sadece Kuran-ı Kerim. O burada ruhuna yazmış olduğu Kuran hakikatleri ile Risale-i Nur Külliyatını yazmaya başladı. İmkansızlıklar içinde Cenab-ı Hak imkanlar nasib ediyor. Sözler ve Mektubat eserleri Barla’da yazıldı. Akrabası yok. Fakat Barla halkı ile nesebi akrabalıktan daha yakın kardeşlik bağları tesis etti. 

Barla Sıddıkları, Isparta Kahramanları yetiştirdi. İlk Nur Medresesi Barla’daki üstadın evidir. İki odalı olan bu medresenin altında suyu soğuk ve devamlı olan bir çeşme akmakta. Evin önünde muazzam bir çınar ağacı. Üstad Hazretleri bu çınar ağacının üzerinde ağaçtan bir çardak yapmış. Geceleri Nur Dersanesinin penceresinden buraya merdivenle geçerek tesbihat yapıyor, tefekkür ediyor.

“Barla, ehl-i imanın mânevî imdadına gönderilen Risale-i Nur Külliyatının telif edilmeye başlandığı ilk merkezdir. Barla, millet-i İslâmiyenin, hususan Anadolu halkının başına gelen dehşetli bir dalâlet ve dinsizlik cereyanına karşı, Kur’ân’dan gelen bir hidayet nurunun, bir saadet güneşinin tulû ettiği beldedir.’’(1)

Üstad Barla’dan Çamdağı’na kestirme yoldan gidermiş. Bu yol 3 saat sürer. Şimdi ise vasıta ile Boyalı Mahallesi üzerinden Çamdağı’na varmak mümkün. Bu yol 20 km. Çamdağı’nda Çam ağacı ve Katran ağacı vardı. Bu çam ağacı üzerinde üstadın ağaçtan yapmış olduğu bir menzil vardı. Üstad Hazretleri bu menzil üzerinde tefekkür ediyor. Bu Çamdağı aynı zamanda bölgenin en yüksek tepesidir. 

Buradan Senirkent’i, Eğirdir Gölünü, Isparta’dan Afyon’a giden yolu (Dağyolu) kuşbakışı görmek mümkün. Gerçekten muhteşem bir manzara. Görünen Isparta-Afyon yolundan (Dağyolu) hayali bir çizgi çizerseniz tam da Çamdağına çıkar. Bu iki mübarek ağaç 2001 yılı Ocak ayında, karlı bir günde, menhus, alçak, korkaklar tarafından gizlice kesilmiş. Çınar ağacı hala yere yatmış bir vaziyette orada. Üstadın Yıldız Saray’ına değişmem dediği bu menzilleri gerçekten görmek lazım.

Süleyman Demirel Demokrasi Müzesi ve Anıtmezar Barla’ya 30 km mesafede. Merhum Cumhurbaşkanı Demirel’in kabri başında fatiha okuduktan sonra Süleyman Demirel Demokrasi Müzesini gezmek, görmek ve incelemek lazım. Demirel’in bütün hayatını ve eserlerini müzede görmek mümkün. Muhteşem bir müze. Gazeteci Hasan Pulur: Demirel’in hayatında birçok kırık çizgiler görebilirsiniz. Fakat, Said Nursi ve Nurculuk konusunda asla kırık bir çizgi yoktur.

Müzeyi etraflıca gezdikten sonra Ziyaretçi defterine Said Nursi ve Nurculuk konusundaki korkusuz ve müsbet fikirlerinden ve ülkeye yaptığı maddi ve manevi eserlerinden dolayı teşekkür mesajlarımı yazarak imzaladım.

Üstadın Isparta’da 1953-1960 yılları arasında kaldığı evi, Isparta Dersanesi. Üstadın odası, yatağı, yatağın başucundaki zili. Üstad ile birlikte kalan Zübeyr Gündüzalp, Bayram Yüksel, Tahiri Mutlu, Mustafa Sungur Ağabeylerin odaları.

Üstadın evinde giydiği cübbeyi, saati, çaydanlığı, el yazması Risale-i Nur eserlerini, termosu, seccadeyi, sarığı, ibriği, hatta üstadın bazen kullandığı bir ilacın kutusunu görmek bile mümkün. Daha önceleri Üstadın evinin giriş kapısının sol tarafındaki araba garajında Üstadın arabası sergileniyordu. Bu da ziyaretçilere ayrı bir duygu veriyordu. Fakat arabayı yerinden kaldırmışlar. Bilmiyorum kim hangi maksatla, ne amaçla yerinden almışlar. Dileğimiz Üstada ait bu hatıranın tekrar yerine konulmasıdır.

Barla Kabristanı, Barla’nın üst tarafındadır. Kabristanı kapısından girince, sağda Ali Uçar Ağabeyin kabri, solda Bayram Yüksel Ağabeyin kabri. İkisi arasındaki mermer levha üzerinde Tevbe Suresi 20,21,22. Ayetler:

İman eden, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler, Allah katında en yüksek derecededirler. Onlar kurtuluşa erenlerin ta kendisidir. Rableri onları kendi katından bir rahmetle, rızasıyla ve onlar için hazırladığı, daimi nimetlerle dolu Cennetlerle müjdeler. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır. Mükafatın büyüğü elbette Allah katındadır.

Barla Kabristanında Barla Sıddıkları ve Nur’un ilk katiplerinin kabirlerini görmek mümkün. Rahmetli Mehmet Kutlular Ağabey hayatta iken 1-19 Temmuz arası İzmir Gölcük’e giderdi. 20-30 Temmuz tarihleri arasında Barla’da kalırdı. Kendisi ile birlikte 10-15 aile de Barla’ya gelirdi. 

Mehmet Timur, Yakup Erdoğan, Abdülhamit Doğan, Said Özadalı, Malik Atom, Mesut Toplayıcı, Mehmet Yurttaş, Oğuz Umurca, Bekir Gönüllü, Ahmet Rüzgar, İsmail Benek, Mehmet Aybak, Mehmet Sayıner, Metin Gürsan programa katılanlardan hatırladıklarım. Ben de müteaddit defalar bu programlara katılmıştım. İsimleri geçen ağabeylerden bazıları, herhalde nerede olmasını gerektiğini etraflıca düşünüyorlardır.

“Barla sıddıkları Nurların yazmasına tam çalışmaları, herkesten evvel onların vazifeleridir. Çünkü Barla, birinci medrese-i Nuriye şerefini kazanmasından, o mübarek medreseyi talebesiz bırakmak câiz değil. İnşaallah, tekrar şenlenecek. Çalışanlara Bârekâllah deriz. Cenâb-ı Hak tevfik versin. Âmin.’’ (2)

Barla’ya gelin.

(1) Tarihçe-i Hayat.

(2) Emirdağ Lahikası.