Dünyada ilk kez gerçekleştirilmesi nedeniyle tıp literatürüne de giren yöntem "geleceğin cerrahisi" olarak nitelendiriliyor.

Aynı zamanda Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği Eğitim Sorumlusu olan Prof. Dr. Tuğcu, açıklamalarda bulundu.

Tuğcu, Prostatın vücudun çok derin bir bölgesinde bulunduğunu dile getirerek, artık o bölgeye robotik cerrahi ile rahatlıkla ulaşabildiklerini aktaran Tuğcu, "Eskiden bu bölgeye açık operasyonda el yordamıyla giriyorduk, gözümüz o derin yerleri çok iyi göremiyordu. İşte robotik cerrahiyle, teknolojinin ilerlemesiyle bir üst kademeye geçebildik." dedi.

Prof. Dr. Volkan Tuğcu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ancak bazen bu karın bölgesinden ameliyatlı hastalar oluyor. Mesela böbrek nakilli, bağırsak ameliyatlı ya da kapalı ameliyat sonrası ışın tedavisi görmüş hastalarımız olabiliyor. Bu nedenle bu bölge çok yapışık oluyor ve robotik cerrahiyle de giremediğimiz vak'alar olabiliyor. O zaman aşağıdan, yumurtalığın altından, kalın bağırsak bölgesinden küçük bir kesi yaparak robotla girebiliyoruz. Prostat o bölgeye daha yakın aslında, oradan prostatı çıkarıyoruz ve bu sayede bağırsaklarla da hiç temasımız olmuyor. Böylece hastalar, ameliyatın ertesinde çok çabuk ayağa kalkabiliyor. Çünkü bağırsakları görmediğimiz için bağırsak sorunlarını yaşamıyorlar. Bir de böyle ileri düzeydeki hastalara da tedavi şansı olmuş oluyor. Bunun açık ameliyatı olabiliyordu ama sınırlı yapılabiliyordu. Mesela lenfleri alamıyorlardı ve prostat biraz büyük olursa, kemik biraz dar olursa işlem yapılamıyordu. Ama biz geliştirdiğimiz yöntem sayesinde artık bu işlemlerin hepsini robotik cerrahiyle yapabiliyoruz."

"Bu çalışma hem ülkem hem de dünya adına önemli bir gelişme"

Prof. Dr. Volkan Tuğcu, yöntemi geliştirmek için Amerika'dan bir kadavra getirtiklerini ve bunun üzerinde uygulama yaptıklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi:

"Yöntemi kadavra üzerinde lenflere ulaşabilmek için denedik. Çünkü hastaların lenflerine bugüne kadar dünyada hiç kimse ulaşamamış. Dünyada böyle bir metot da yok. Bağırsak bölgesinden prostatı çıkardık ve kadavranın lenflerine de ulaştık. Sonrasında hastalarımızda yöntemi uygulamaya başladık. Şimdiye kadar 1,5 yıl içerisinde 90 hastamız bu yöntemle sağlığına kavuştu. Bu hastalarımızın yaklaşık 10'unun lenflerini de çıkardık. Bu metodu da Tuğcu Bakırköy Metodu olarak yazdık ve kabul oldu. Şimdi uluslararası camia bunu gördü, çok da ses getirdi açıkçası. Avrupa Üroloji Derneği'nin kılavuz yazarları da bu başarımızı tweet olarak yazmışlar. Yöntem için 'geleceğin cerrahisi' deniliyor. Özellikle şişman, daha önce ameliyat olmuş hastalarda kullanmak üzere, geleceğin cerrahisi olarak nitelendiriliyor."

Yöntemi, ileri evrede olmayan prostat kanseri tanısı almış vakalara da uygulamaya başladıklarını dile getiren Tuğcu, "Prostat kanseri çok yaygın şekilde görülen bir kanser türü. Bunu düşük, orta ve yüksek riskli diye üçe ayırabiliyoruz. Artık lenflere ulaşabildiğimiz için bu ameliyatı, sadece düşük risklilere değil, yüksek riskli hastalara da uygulayabiliyoruz. O yüzden artık her şey değişti. Ayrıca bu işlemin bir devlet hastanesinde yapılması ve dünyaya duyurulması da başka büyük bir başarı. Bu çalışma hem ülkem hem de dünya adına önemli bir gelişme oldu." şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Tuğcu, yöntemi öğrenmek için yurt dışından hekimlerin de Türkiye'ye gelerek bilgi almak istediğini sözlerine ekledi.

"Ameliyat olamazsın dediler ama oldum"

Yaklaşık 10 yıldır prostat kanseriyle mücadele eden ve şu ana kadar lenfleri temizlenemeyen 60 yaşındaki hasta Kamuran Adatepe de yöntem sayesinde sağlığına kavuştu.

Adatepe'nin, geçtiğimiz Aralık ayında Prof Dr. Tuğcu tarafından "Tuğcu Bakırköy Tekniği" kullanılarak gerçekleştirilen ameliyatında tüm lenfleri temizlendi.

Şimdi hastalıktan kurtulmanın sevincini yaşayan Adatepe, bundan sonraki hayatını sağlıklı şekilde sürdürebilmenin hayalini kuruyor.

Açıklamalarda bulunan, evli ve 2 çocuk babası Adatepe, yaklaşık 10 yıl boyunca prostat kanseriyle mücadele ettiğini söyledi.

Adatepe, şu ana kadar kendisine radyoterapi de olmak üzere birçok tedavi uygulandığını ancak lenflerin yok edilemediğini aktararak, şunları söyledi:

"Ben hastalığım için çok hastane dolaştım. Bana, her seferinde ameliyat yapamayacaklarını söylediler. Daha sonra bir arayış içerisine girdim ve Volkan hocama ulaştım. Sonra Volkan hoca, bana bu ameliyatı yapabileceğini söyledi ve şu an gayet sağlıklıyım. Şimdi hiçbir sıkıntım yok. Hocama çok teşekkür ediyorum."

İlme adanan bir ömür: İbn-i Sina (1)

AA