Kırklareli Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Yeşiltaş, NASA'dan aldığı ödünç meteoritleri inceleyerek hazırladığı 6 makaleyle bilim dünyasına katkı sunuyor.
Kırklareli Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Yeşiltaş, yaptığı açıklamada, meteoritler üzerine yaptığı birçok inceleme ile Türkiye'nin Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı'nda (NASA) söz sahibi olmasına katkı sağlamaya çalıştığını söyledi.
2014 yılında yapılan çalışmada, ABD'de Kaliforniya eyaletine düşen meteoritin içerisindeki kimyasal yapıların farklı farklı asteroitten geldiğini tespit ettiklerini anlatan Yeşiltaş, bu bilgiyle de bilim dünyasına katkı sağladığını dile getirdi.
Bilim dünyasında karanlıkta kalan birçok soruya cevap bulmak için çalıştığını ifade eden Yeşiltaş, "Meteoritlerin kimyalarını anlamaya çalışıyoruz ki mineorolojik oluşumlar, organik moleküller, milyon, milyar yıl önce uzayın derinliklerinde nasıl oluşmuş olabilir onları anlamaya çalışıyoruz. Bu anlamda da 2018 yılında 6 makaleye imza atmış bulunuyoruz. Bu da bizim için büyük bir başarı. NASA'dan 5 yıllığına ödünç aldığımız meteoritler üzerine çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mars ve aydan gelen meteoroitler üzerinde yaptığımız çalışmalar ile oluşumları ve bilinmeyenlere yönelik cevaplar aramaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'de özellikle bilimsel makale anlamında neredeyse hiçbir çalışma olmadığını savunan Yeşiltaş, "Bunun en önemli sebebi ise meteor örneğinin olmaması ve ne tür araştırma yapılacağının bilinmemesidir fakat meteorit örneklerini ödünç almaya, temin etmeye çalışıyoruz ki Türkiye'de meteorit biliminde araştırmalara devam edeceğimizi düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"NASA'dan 702 meteorit ödünç aldım"
Yeşiltaş, NASA'dan 5 yıllığına ödünç aldığı 702 meteorit üzerinde çalışmalar yürüttüğünü belirtti.
702 meteoritin yarısını incelediğini dile getiren Yeşiltaş, meteorit grupları arasındaki ilişkiyi inceleyerek bilim dünyasına yeni katkılar sunmaya çalıştığını anlattı.
Yeşiltaş, "Evrenin nasıl oluştuğu, bu asteroitlerin, gezegenlerin oluşumu nasıl oldu, asteroitte kimyasal yapıların nasıl oluştuğu, bunları anlamaya çalışıyoruz. Hangi asteroitten geldiğini anladığımızda geçmişte milyon yıllar önce oluşan kimyasal olaylara şahitlik etmiş olacağız. Bu bağlamda da bizim geçmişimize ışık tutmuş olacak bu araştırmalar." ifadelerini kullandı.
"Türkiye NASA'nın gözünde güvenli"
Yeşiltaş, Türkiye'nin NASA'nın gözünde güvenli bir ülke konumunda olduğuna vurgu yaptı.
Şu anda NASA'nın incelemek için kendilerine istedikleri kadar meteorit verdiğini ifade eden Yeşiltaş, şöyle devam etti:
"NASA'nın Antartik koleksiyonundan meteorit almak için öncelikle başvuru yapıyorsunuz. Başvurunuz incelendikten sonra size sadece 2 meteorit veriliyor ve güven oluşturmanız bekleniyor. Araştırmaları yayınlamanız ve bilimsel makaleye dönüştürmeniz gerekiyor ki NASA'nın gözünde meteoritlere zarar vermediğiniz ve yaptığınız araştırmaların değerli bir araştırma olduğu oluşsun. Biz bu araştırmaları yaptığımız, yayınlarımızı yaptığımız için bu güveni oluşturduk. Şu anda biz bilim dünyasına sunduğumuz katkılardan dolayı Türkiye olarak istediğimiz kadar meteoriti NASA'dan alabiliyoruz, güveni ve tecrübeyi kendilerinde oluşturduk."
***
Okumak İçin Tıklayınız:
Risale-i Nur’u okuyan kâinat kitabını okuyabilir
Coğrafyacı gözüyle: Bol tefekkürlü geceler dilerim
Coğrafyacı gözüyle - 1
O dolunay
Tefekkürlük Ağrı Dağı
***
Tefekkür Penceresi...
Allah'ın Müzeyyin ((herşeyi eşsiz sanatıyla süsleyen, güzelleştiren Allah)) ve Cemil ((Sonsuz güzellik sahibi Allah)) isminin tarif edildiği Risale-i Nur'dan bir bölüm;
''...Eğer o yüksek hakikatleri yakından temâşâ etmek istersen, git, fırtınalı bir denizden, zelzeleli bir zeminden sor. “Ne diyorsunuz?” de. Elbette “Yâ Celîl, yâ Celîl, yâ Azîz, yâ Cebbâr“ dediklerini işiteceksin.
Sonra, deniz içinde ve zemin yüzünde merhamet ve şefkatle terbiye edilen küçük hayvanattan ve yavrulardan sor. “Ne diyorsunuz?” de. Elbette “Yâ Cemîl, yâ Cemîl, yâ Rahîm, yâ Rahîm“ diyecekler.
Semâyı dinle. Nasıl "Yâ Celîl-i Zülcemâl" diyor. Ve arza kulak ver. Nasıl "Yâ Cemîl-i Zülcelâl"diyor. Ve hayvanlara dikkat et. Nasıl "Yâ Rahmân, yâ Rezzâk" diyorlar. Bahardan sor. Bak, nasıl "Yâ Hannân, yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ Kerîm, yâ Lâtif, yâ Atûf, ya Musavvir, yâ Münevvir, yâ Muhsin, yâ Müzeyyin" gibi çok esmâyı işiteceksin. Ve insan olan bir insandan sor. Bak, nasıl bütün Esmâ-i Hüsnâyı okuyor ve cephesinde yazılı; sen de dikkat etsen okuyabilirsin. Güya kâinat azîm bir musika-i zikriyedir. En küçük nağme, en gür nağamâta karışmakla, haşmetli bir letâfet veriyor. Ve hâkezâ, kıyas et.''
Sözler, 24. Söz, Birinci Dal - Devamını Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#534
***
"Ne kadar güzeldir" deme!
''Dünyayı ve ondaki mahlûkatı mânâ-yı harfiyle ((bir şeyin kendisini değil de, san'atkarını, ustasını, sahibini bilip tanıtan mana)) sev; mânâ-yı ismiyle ((birşeyin bizzat kendisine bakan ve kendisini tanıtan manası)) sevme. "Ne kadar güzel yapılmış" de. "Ne kadar güzeldir" deme. Ve kalbin bâtınına, başka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünkü, bâtın-ı kalb âyine-i Sameddir ve Ona mahsustur.''
Risale- Nur, Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf
Risale-i Nur'dan Sözler isimli eserden 32. Söz'ü okumak için tıklayınız;
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#962
AA