Diyetisyen Duygu Deniz, yiyecek seçimi ve tüketilme biçimlerindeki küçük değişiklikler ile kalori miktarlarının azaltılabileceğini söyledi.
Her yiyeceğin kalori miktarı ve kana karışma zamanlarının birbirinden farklı olduğunu belirten Kayseri Özel Tekden Hastanesi Diyetisyeni Duygu Deniz, yiyecek seçimi ve tüketme biçiminde yapılan değişikliklerle, alınan kalori miktarının azaltılabileceğini ifade etti. Yiyeceklerin kana karışma oranlarını ‘glisemik indeks’ şeklinde tanımlayan Diyetisyen Duygu Deniz, besinlerin glisemik indeksinin yüksek olmasının yanı sıra porsiyon kontrolü yapılmadığı zaman kilo alımını tetiklediğine dikkat çekti.
PİRİNÇ YERİNE BULGUR, SÜT YERİNE YOĞURT
Duygu Deniz, glisemik indeksi düşük olan besinlerle ilgili şunları söyledi; “Süte göre yoğurt ve kefir; pirinç ve makarna yerine bulgur ve kepekli makarna; atıştırmalıklar yerine leblebi ile yağ ve tuz kullanılmadan patlatılan mısır; kuru ve bol sulu olan karpuz ve üzüm gibi meyvelerin yerine de kabuklu meyveler tercih edilmelidir. Bunlar glisemik indeksi düşük olan besinlerdir ve porsiyon kontrolü yapıldığında zayıflamaya yardımcı olur. Bunun yanı sıra, pişirildiği zaman havuç ve bezelyenin glisemik indeksi yükselecektir. Bu nedenle çiğ ya da az pişmiş tüketilmelerinde fayda vardır.”
MEYVE VE SEBZE HAM TÜKETİLMELİ
Besinlerin işlemden geçirilmesi halinde glisemik indekslerinin yükseleceğini de belirten Diyetisyen Duygu Deniz, meyve, sebze ve tahıl grubunun mümkün oldukça ham haliyle tüketilmesi gerektiğini dile getirdi. Diyetisyen Duygu Deniz, “Herhangi bir sebzeyi az pişirmek glisemik indeksini artırmazken, örneğin pirinç ile çorba yaparak ekstra işleme tabi tutmak glisemik indeksini artırıyor. Aynı şey meyveler için de geçerli. Meyveyi tek başına yemek yerine meyve suyu ya da marmelat haline getirmek glisemik indeksini artırıyor. O nedenle meyve, sebze ve tahıl grubunun çok fazla pişirilmemesi ve işlemden geçmemesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.