Türkiye’de 2013'te 13 bin 409 verem hastasına tanı konulduğu, 2005'ten bu yana tanı konulan hasta sayısının yaklaşık yüzde 35 oranında azaldığı bildirildi.
Türk Toraks Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Tülin Sevim, ''68. Verem Savaşı ve Propaganda Haftası'' dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüberkülozu yani veremi, insanlığın en eski, en çok öldüren hastalıklarından biri olarak tanımladı.
Veremin tedavisinin günümüzde mümkün ve ucuz olduğunu belirten Sevim, "Ancak buna rağmen hala dünyada büyük bir sağlık sorunudur'' dedi.
Tüberküloz mikrobunun (basili) hava yoluyla hastadan sağlıklı kişiye bulaştığına işaret eden Sevim, öksürüğün hastalığın yayılmasında önemli olduğunu kaydetti. En çok akciğerleri tutan hastalığın tüm organlarda görülebileceğini ifade eden Sevim, ''Tedavisi en az 6 ay sürer ve tümüyle iyileşir. Tedavi ile kısa sürede bulaştırıcılık sona erer. Bu nedenle düzenli ilaç kullanan hasta bulaştırıcı değildir. Tedavisiz kalan ya da düzensiz tedavi alan hastaların bulaştırıcılığı sürer, hastalık ilerler ve ölümlere neden olabilir'' şeklinde konuştu.
Dünyada 9 milyon yeni tüberküloz hastası
Dünya Sağlık Örgütünün 2013'te dünya genelinde 9 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıktığını hesapladığını anlatan Sevim, "Bunlardan 1,5 milyonu ölmüştür. Yani günümüzde hala her gün 4 bin 100 kişi verem hastalığından ölmeye devam etmektedir'' ifadesine yer verdi.
Veremin kontrol altına alınamamasının en önemli nedenlerinin yoksulluk, sağlık personeli sayısının yetersizliği, yapısal sorunlar nedeniyle hastalara tanı konulamaması, ilaç yokluğu, yetersiz tedaviler ve ilaç direnci olduğunu bildiren Sevim, uygun olmayan tedavi ve ilaçların düzensiz kullanılmasının tüberküloz mikrobunun ilaçlara karşı direnç geliştirmesine neden olduğunu belirtti.
Verem savaşında Türkiye başarısı
Sevim, Türkiye'de verem savaşı dispanserlerinin ücretsiz çalıştığını ve hastalara ilaçların bedelsiz verildiğini, bu hastalara hastanede ya da ayakta tetkik, tedavi ve diğer tıbbi hizmetlerinin ücretsiz olduğunu ifade etti.
Türkiye’de 2013'te 13 bin 409 verem hastasına tanı konulduğunu bildiren Sevim, şöyle devam etti:
''2005'te 20 bin 535 tüberküloz hastasına tanı konulurken, 2013'te 13 bin 409 hastaya tanı konulması, 8 yılda nüfus artışı da olduğu dikkate alınırsa verem savaşının başarılı olduğunu göstermektedir. Bu başarıda, yüksek olgu bulma hızı, yüzde 90’ları geçen tedavi başarı oranları, temaslı muayenesi ve koruyucu tedavi uygulamaları ile verem savaşı dispanserlerinin rolü büyüktür. Bu başarının devamlılığının sağlanabilmesi için verem savaşı dispanserleri güçlendirilmeli, bu kurumlardaki sağlık çalışanları desteklenmeli ve aile hekimleri de hasta takibinde gerekli rolü üstlenmelidir.''
Hastalar toplumdan dışlanmamalı
Tedavi başlanan ve düzenli ilaç kullanan tüberküloz hastalarında bulaştırıcılığın hızla azaldığını ve kısa süre sonra da ortadan kalktığını anlatan Sevim, bu hastaların artık toplum için bir risk oluşturmadığını söyledi.
Toplumun tüm kesimleri bu konuda eğitilmesi gerektiğini vurgulayan Sevim, ''Tüberküloz hastalarının damgalanması, toplumdan dışlanması, işlerini, sosyal statülerini kaybetmeleri önlenmelidir'' şeklinde konuştu.
Verem savaşında tek başına ilaç tedavisi ile başarılı olmanın mümkün olmadığına işaret eden Sevim, hastaların maddi ve sosyal ihtiyaçlarının da karşılanması gerektiğini belirtti.
Sevim, Türk Toraks Derneğinin, göğüs hastalıkları uzmanlık derneği olarak, verem savaşı hizmetlerine tanı ve tedavi sunan hekimlere ve Sağlık Bakanlığına eğitim, araştırma ve bilimsel destek anlamında yardımcı olmayı sürdürdüğünü sözlerine ekledi.