Akyüz, Ekonomi Gazetecileri Derneğinin (EGD) bu yıl 11'incisini düzenlediği Kartepe Ekonomi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, dünyada şeker üretiminin şeker kamışı, şeker pancarı ve mısırdan gerçekleştirildiğini söyledi.

Türkiye'de ise üretimin daha çok şeker pancarı ve mısırdan yapıldığı bilgisini veren Akyüz, pancardan üretimin daha maliyetli olduğunu bildirerek, "Yüksek maliyet dolayısıyla Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve Türkiye'de kota sistemi uygulanıyor. AB, altyapısını yaparak bugün maliyetlerini dünya fiyatları seviyesine getirdi. 2017'de AB'de şeker üretimine yönelik kotalar tamamen kalkıyor. 2017'de dünyada kota sistemi uygulanan tek ülke biz olacağız" diye konuştu. 

Akyüz, Türkiye'de 2001 yılında çıkarılan Şeker Kanunu ile mısır şekerine yüzde 10 kota uygulaması getirildiğini hatırlattı.

Türkiye'de ham maddesi pancar olan 33, mısır olan ise 5 şeker fabrikası bulunduğunu dile getiren Akyüz, "Kabataslak bakarsak toplamın yüzde 25'i kotadır. Türkiye'de gıda sanayisinin üretim rakamları yükseliyor. Glikozla ilgili sanayicinin ciddi talebi oldu. Sanayicinin glikoz hakkı var, bizim üretim hakkımız yok. Özelleştirme olduğu için binalar maliyeye devredildi. Fabrikalarda yatırım yok, bakım yok ve kayıp devam ediyor. 2014'te şeker fabrikalarında 361 bin ton kayıp oluştu. Devletin kaybı da 800 milyon doları bulmaktadır" ifadesini kullandı.

Türk gıda sanayisinin hızlı büyüyen sektörler arasında yer aldığına değinen Akyüz, 5 yıl sonra ülkenin en büyük sektörü haline geleceğini vurguladı. Akyüz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizdeki şeker, Japonya'dan sonra dünyanın en pahalı şekeri. Gıda sanayimizin önünde bu bir engel. 4 yıl önce Sanayi Bakanlığınca hazırlanarak TBMM'ye sunulan kanun tasarısı hala komisyonda bekliyor. 2017'den sonra bu kanunla devam ettiğimiz sürece bizim dış dünyayla rekabet etme şansımız yok. Türkiye'den 4 saatlik uçuşla gidilen bölgede 900 milyon insan yaşıyor. Bizim 4 saatte ulaşabileceğimiz insanlar bunlar ve bu ülkelerin yaptığı gıda ticareti 1,5 trilyon dolar. Bizim ihracatımız 15 milyar dolar. Bizim gıda sanayimizin ham madde sorunu yok, tek sorunumuz ham maddeleri dünya fiyatlarından alamıyoruz. En büyük sıkıntımız bu."

"Glikozsuz baklava olmaz"

Son günlerde kamuoyunda "şeker zehirdir" algısı oluşturulmaya çalışıldığına işaret eden Akyüz, oluşturdukları Akademik Araştırma Kurulunda sektörle ilgili her türlü iddia ve söylentinin bilimsel sonuçlarını araştırdıklarını anlattı. 

Glikozsuz baklava üretiminin mümkün olmadığını dile getiren Akyüz, şunları kaydetti: 

"Analizini yaptığınız zaman içinde mutlaka glikozu bulursunuz. Bulmamanız söz konusu değil. Sorun, yapılan yanlışların gerçekleşiyor olması ve yapanın da yanına kalıyor olması. Bunun sonucunda kamu algısı değişiyor. Bir baklavacı çıkıyor diyor ki 'Benim ürünümde glikoz yoktur.' Mümkün değil olmaması ama kamu, 'glikoz zararlıymış' gibi düşünmeye başlıyor. Glikoz yemezseniz kafanız çalışmaz. O zaman vücudunuz, aldığınız diğer gıdalardan glikoz çıkartmak mecburiyetinde kalır, proteini parçalar, proteinden glikoz yapar. Bunu karaciğer yapabilir ama karaciğer yaptığı zaman bir yan ürün çıkar, buna da keton derler. Bu keton, gider böbreklerinizde yoğunlaşır. Sonunda sizi hasta eder, böbreklerinizden olursunuz. İstediğiniz kadar glikoz yemeyin, vücut o glikozu temin etmek mecburiyetinde. Beyin başka türlü çalışmaz ama fazlası da zarar. Her şeyin fazlası zarar. Özetle şeker, zehir değildir."

Akyüz, Sağlık Bakanlığına hangi gıdaların aşırı tüketiminde fayda gördüklerini sorduklarını belirterek, "(Hiçbir gıdanın aşırı tüketimini tavsiye etmiyoruz) dediler. O zaman siz niye tuzu, şekeri cımbızla alıyorsunuz? 'Efendim şeker şişmanlık yapıyor.' Şeker şişmanlık yapmıyor, aşırı tüketim şişmanlık yapıyor. Aşırı et yerseniz de şişmanlarsınız, aşırı ot yerseniz de şişmanlarsınız. Bunun tek önlemi var, o da dengeli beslenme" değerlendirmesinde bulundu.

AA