Ersoy, yaptığı açıklamada, Türkiye ve dünyada, erişkin tip 2 diyabet tedavisinde cerrahi girişimin daha çok uygulanmaya başlandığını ifade etti.

Tip 2 erişkin diyabetinin obezitenin orta ve ileri düzeyde hızla artmasıyla büyük problem haline geldiğini aktaran Ersoy, "Hem obezite hem de diyabete bağlı ciddi yan etkiler ve hastalıklar da hızla artıyor. Göz, böbrek, kalp ve diğer hayati organlarda zamanla gelişen ve yaşamı tehdit eden hastalıklar görülmekte. Özellikle obezite ve diyabetin beraber görüldüğü durumlarda, damar hastalıklarına bağlı gelişen kalp krizleri ani ölümlere neden olmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

Ersoy, bu gibi hastalıkların obezite ve diyabetin birlikte tedavi edilmesiyle önlenebileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bazen yapılan obezite ameliyatı tek başına hastanın kilo vermesini sağlamasına rağmen, diyabetini tam düzeltmemektedir. Bu problem çözmek amacıyla metabolik cerrahi yöntemi uygulanabilir. Bu cerrahilerdeki temel felsefe, bağırsak sisteminden salınan ve kan şekeri regülasyonunu sağlayan hormonların daha aktif hale getirilmesidir. Açlık ve tokluk hissiyle de ilgili olan bu hormonların mümkün olduğunca fazla etkin hale getirilmesi gerekiyor. Hepimizin çok iyi bildiği gibi yemek yemeğe başladığımızda hemen tokluk hissi başlamaz, bu bir süreç alır. Yemek yediğimizde ilk önce mide duvarı gerilir midenin üst kubbe kısmından bir hormon salgılanır, daha sonra ince bağırsakların son kısmı olan ileuma kadar olan süreçte birtakım bilinen tokluk hormonları da işe ilave olur ve yemek hissi azalıp bitebilir."

AA