Bakıma muhtaç yaşlı, yatalak hasta ve kanser hastalarına hizmet veren palyatif bakım merkezlerinden Ulus Devlet Hastanesi, AÜ İlahiyat Fakültesi ile hastalara manevi destek protokolü imzaladı.
Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) kısa süre önce geri ödemeye aldığı, bakıma muhtaç yaşlı, yatalak hasta ve kanser hastalarının hastane ortamında bakıldığı "palyatif bakım merkezleri"nin sayısı her geçen gün artıyor.
Ülkede sayısı 20'ye ulaşan merkezlerde, hastalarla yakınlarına bu durumla baş edebilmeleri için yara bakımı ve beslenmeden manevi terapiye kadar her türlü destek veriliyor.
Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Derneği (EVSAD) Genel Başkanı ve ülkedeki palyatif bakım merkezlerinden birinin bulunduğu Ulus Devlet Hastanesi Başhekimi Orhan Koç, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Palyatif bakımın SGK tarafından ödenecek olmasının büyük önem taşıdığını ifade eden Koç, "Ancak bu tedavi şimdilik sadece Sağlık Bakanlığına bağlı palyatif tedavi konusunda tescil edilmiş hastanelerde verilecek" dedi.
Palyatif bakımın mekan ve işletim açısından Sağlık Bakanlığının yönergesine uygun verilmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Koç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Palyatif bakım amacına uygun mekanda, eğitimli kişiler tarafından verilmeli ki model iyi işlesin. Aksi halde amaçlanan fayda sağlanamaz. Palyatif bakım, evde bakım, sosyal bakım ve manevi bakım zincirleme bir model kurularak sürdürülmeli. Hasta taburcu edilirken raporunun çıkarılmasından sahip olduğu haklar konusunda bilgilendirilmesine kadar her ayrıntı yerine getirilmeli."
Halen Türkiye'de 20 palyatif bakım merkezi bulunduğunu, bu sayının her geçen gün artmasının beklendiğini dile getiren Koç, "Bu merkezlerde son dönemdeki kanser hastalarından, felç geçirmiş ya da ALS hastası nörolojik hastalığı bulunanlara kadar yatağa bağımlı her hastaya ve yakınına hayata tutunmaları için destek veriliyor" dedi.
Bu merkezlerde ana hedefin, hastalığın bulgularının ortadan kaldırılması olduğunu, hasta yakınlarına hastalıkla baş edebilmeleri için yara bakımından beslenmeye kadar eğitimler verildiğini anlatan Koç, "Yoğun bakımdan çıkıp eve gönderilecek hastalar burada yeni durumlarına adapte olabilmek için destek alabilecekleri gibi, evde bakım hizmeti gören hastalar da zaman zaman buraya getirilerek, ihtiyaç duydukları konuda hizmet alabilir. Yani palyatif bakımın en önemli yanı eğitim boyutudur" şeklinde konuştu.
Evde bakım hastalarının sorunları
Koç, evde bakılan hastaların birçok sorunla karşı karşıya kaldığını, bu hizmeti veren farklı bakanlıklar ve kurumlar arasında işbirliği ve eşgüdümün sağlanmasının sistemin işleyişini sağlıklı hale getireceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Evde bakılan ve cihaza bağlı hastaların en önemli sorunlarının başında elektrik faturalarının yüksekliği geliyor. Bu durumdaki hastalara elektrik kullanımında indirim yapılması, her türlü katkı payının kaldırılması, özelden ve üniversitelerden verilen evde sağlık hizmeti reçetelerinin de ödenmesi, hastaların rapor ve diğer nedenlerle hastanelere taşınması için nakil araçlarının sayısının artırılması gerekiyor. Eğer bu sorunlar giderilirse Türkiye'ye has başarılı bir model hayata geçirilmiş olur."
Manevi bakım
Bakıma muhtaç hastalarla yakınlarının en fazla ihtiyaç duyduğu hizmetlerden birinin de manevi bakım olduğunu, bu kişilerin en çok cezalandırılma duygusu yaşadığını ve "neden ben" diye sorduğunu anlatan Koç, bu kişilerin ciddi psikolojik desteği ihtiyacı bulunduğunu belirtti.
Koç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hem hastalara hem de yakınlarına burada psikologlar destek veriyor. Eğer istenirse uygun görülürse manevi destek de sağlanıyor. Manevi destek sadece İslamiyete inananlar için değil, diğer dinlerin mensupları, hatta hiçbir inanca sahip olmayanlara bile verilebilir. Biz Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ile bir protokol imzaladık. Bu destek din psikolojisi konusunda uzmanlaşmış kişiler tarafından verilecek. Bunu hastanelerde imamlar tarafından verilen din hizmetiyle karıştırmamak gerekiyor. Her ülkede palyatif bakımda bu destek veriliyor. Burada amaç hasta ve yakınlarının yaşadığı ciddi çöküntü ve çelişkilerin ortadan kaldırılması. Bu tedavinin başarısında da çok etkili olabiliyor."
Koç, manevi terapinin tek seferlik bir hizmet olmadığını, bunun uzun bir süreçte devam etmesi gerektiğini söyledi.