06 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Biz neden yokuz?

HÜKÜMETİN trafik cezası, sigorta primi tahsili, vergi, elektrik ve su borçlarını da içine alan kamu alacaklarını yeniden yapılandırma tasarısı doğalgaz borcu olanları içermiyor.

Bu duruma tepki gösteren borçlular, İstanbul Gaz Dağıtım AŞ (İGDAŞ) gibi henüz özelleştirilmemiş belediye şirketlerinin zamanı geçmiş alacaklarının da bu kapsama alınmasını istiyor. Ancak Maliye ve ilgili şirketlerin buna cevabı olumsuz. Çünkü bu tür şirketler özel sektörde sayılıyor. Ancak bu durumu ‘baştan savma’ olarak niteleyen tüketiciler, tasarının Meclis görüşmelerinde kendilerinin de kapsama alınmasını talep ediyor. Doğalgaz borçlusu İbrahim Hamzaoğlu, hükümetten konutların gaz borçlarını da yeniden yapılandırma kapsamına dâhil etmesini istiyor. Bir ara dara düştüğü için gaz borcunu ödeyemediğini 3 bin liralık anaparanın şimdi 15 bin liraya ulaştığını aktaran Hamzaoğlu, “İSKİ’nin alacaklarını bu çalışmanın içine kattılar ama evlerin doğalgaz borcunu katmadılar. Hatta organize sanayideki doğalgaz borcunu bile yapılandırmışlar. Elektrik, su var da neden doğalgaz yok?” diye soruyor. Hamzaoğlu, bu anlamda malî yapılandırmanın kapsamının genişletilmesi halinde borcunu vakit kaybetmeden ödeyeceğini taahhüt ediyor.

Maliye Bakanlığı, yapılandırmanın kamu alacaklarını ilgilendirdiğini, dolayısıyla özel sektöre olan borçlar noktasında bir şey yapılamayacağını dile getirerek cevapladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İGDAŞ, alacaklarının vergi alacağı gibi görülemeyeceğini vurgulayan Maliye Bakanlığı, “Bu tasarı kamu alacaklarının yapılandırılması tasarısı. Belediyelerdeki gaz şirketlerinin çoğu özelleştirilmiş ya da özelleştirme kapsamında.” ifadesini kullandı.

Talebin muhataplarından İGDAŞ’ın Genel Müdürü Bilal Aslan devletin özel sektörün alacaklarına yönelik bir tasarrufta bulunamayacağını belirtirken, şu değerlendirmelerde bulundu: “Doğalgaz dağıtımını ağırlıklı özel sektör yapıyor. Dolayısıyla devlet özel sektörün alacaklarına yönelik bir tasarrufta bulunamaz. Ülkemizde doğalgaz dağıtımı yapan 55 şirket var. İGDAŞ dışında tamamı özel. Bu anlamda sadece İGDAŞ için bir düzenleme olamaz. Biz, belediye kuruluşuyuz ama kamu kurumu konumunda değiliz, anonim şirketiz. Alacaklarımız vergi alacağı gibi görülmemeli.”

Maliye Bakanlığı ile İGDAŞ’ın açıklamalarına tepki gösteren Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya da şunları söyledi: “Kamu kurumları, ‘özel şirketlere olan borçlarla ilgili inisiyatif alınamaz’ diyerek tüketiciyi başlarından savıyor. Devlet, doğalgaz borçları noktasında hakem rolü oynayabilir. Kredi kartlarında borç yapılandırmaları yapıldı. Doğalgazda da benzeri bir uygulamaya gidilebilir. Devlet düzenleyici olup, özel sektörle görüşüp borçları yapılandırabilir. Eğer bu ödeme kolaylığı sunulmasa tüketicinin rahatlamasını, borçlarını ödemesini beklemek beyhude olacaktır.”

06.12.2010


 

YOLCU OTOBÜSÜ TIRLA ÇARPIŞTI: 24 YARALI

Manisa’nın Kırkağaç ilçesi yakınlarında yolcu otobüsünün TIR'la çarpışarak dereye düşmesi sonucu 24 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Balıkesir’den İzmir’e giden İlhan Yeşilkır’ın kullandığı 35 FL 005 plakalı yolcu otobüsü, Kırkağaç’a bağlı Demirtaş Köyü yakınlarında, önünde seyreden Harun Dündar yönetimindeki 45 PA 0623 plâkalı TIR'la çarpıştı. Çarpışma sonucu yol kenarındaki dereye düşen otobüste bulunan 26 kişiden 24’ü yaralandı. Aralarında şoförün de bulunduğu yaralılar, Balıkesir Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kazadan yara almadan kurtulan 2 yolcunun başka otobüsle yollarına devam ettiği öğrenildi.

06.12.2010


 

Türkiye’ye eksik eğitimli doktor gelecekse gelmesin

ERCİYES Üniversitesi (ERÜ) Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Adnan Öztürk, ‘’Rusya ve eski Doğu Bloku ülkeleri ile bazı Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi paralı tıp fakültelerinde eğitim almış Türk ve yabancı uyruklu doktorlar ülkemize gelecekse, bu Türk milletine hakaretten başka bir şey değildir’’ dedi.

Prof. Dr. Öztürk, yaptığı açıklamada, yabancı uyruklu doktorların Türkiye’de çalıştırılmasına yönelik çalışmaları değerlendirdi. ABD ve Batı Avrupa’daki okullarda eğitim almış doktorların Türkiye’de çalışmasının Türk tıbbına önemli katkılar sağlayacağını vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, şöyle konuştu: “Ancak, Rusya ve eski Doğu Bloku ülkeleri ile bazı Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi paralı tıp fakültelerinde eğitim almış Türk ve yabancı uyruklu doktorlar ülkemize gelecekse, bu Türk milletine hakaretten başka bir şey değildir. Bu şu an ülkemizde kaçak olarak çalışan Afgan, Azeri, İranlı doktorların yaptığı gibi Türk halkının sağlığı ile oynamaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bu şekilde getirilecek doktorları kendi doktorlarımıza yaptığımız gibi mecburî hizmete sokabilecek miyiz? Onlar bu şartlarda çalışmazlarsa yaptırımı ne olacaktır? Kendi doktorlarımıza eziyet çektirirken, ithal doktorları refah içerisinde çalıştırmak hekimlerimize reva mıdır? ‘İthal doktor’ adı altında uluslar arası büyük sermayenin Türk sağlık hizmetlerinin rantını almak için Türkiye’de büyük hastaneler ve sağlık merkezleri açmasına izin verilecekse, bu ülkemiz tıp camiasına hakaretten başka bir şey değildir ve tamamen sermayenin bir oyunudur. Buna da asla müsaade edilmemelidir. İnşallah böyle bir arka planın ön yatırımını konuşmamaktayız.’’

Prof. Dr. Öztürk, yardımcı sağlık personeli açığına da dikkati çekerek, ‘’Sağlık Meslek Yüksek Okullarının sayısı ve kadrosu arttırılmalı, gerekirse 4 yıllık eğitim yaz dönemini de içine alacak şekilde 3 yıla düşürülerek hızla hemşire açığı kapatılmalıdır’’ dedi.

06.12.2010


 

DGS yolsuzluğunda 5 kişi tutuklandı

SİİRT’İN Eruh ilçesinde Doğrudan Gelir Desteği (DGD) ödemelerinde yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 12 kişiden, aralarında 4 mühendisinin de bulunduğu 5 kişi tutuklandı.

Alınan bilgilere göre, Eruh Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı üzerine Siirt Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Malî Suçlar Büro Amirliği ekiplerince, gözaltına alınan ve aralarında Kadastro Müdürlüğü ile Tarım İlçe Müdürlüğü çalışanlarının da bulunduğu 12 kişiden 6’sı Eruh İlçe Emniyet Amirliğindeki sorgulamanın ardından serbest bırakılırken, 6 kişi ise ‘’rüşvet, evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık’’ suçlaması ile nöbetçi savcılığa çıkarıldı. Tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen ve aralarında Eruh İlçe Tarım Müdürlüğünde görevli 3 ziraat mühendisi ile Siirt Kadastro Müdürlüğünde görev yapan 1 kadastro mühendisinin de bulunduğu 5 kişi tutuklanırken, 1 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 1 Aralık'taki eş zamanlı operasyonlarda, DGD'de rüşvet, evrakta sahtecilikten Eruh’ta 7, Siirt’te 4 ve Mersin’de 1 kişi olmak üzere toplam 12 kişi gözaltına alınmıştı.

06.12.2010


 

Basit tedbirlerle hırsızlardan kurtulun

EMNİYET Genel Müdürlüğü, vatandaşların alınacak basit ama etkili tedbirlerle hırsızlık mağduru olmayacaklarını bildirdi.

Emniyetin resmî internet sitesinden yapılan açıklamada, özellikle ev ve işyerinden hırsızlıklara karşı alınacak tedbirlere yer verildi. Evlerin birinci, ikinci kat balkon ve pencerelerinin kilitlerinin sağlam ve demir olmasına dikkat edilmesi istenen açıklamada, kapılarda çift kilit bulundurma ve geceleri kapı arkalarına emniyet zinciri takılmasının önemine işaret edildi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ‘Tavsiyelerimiz’ bölümünde ‘Hırsızla mücadelede alınacak tedbirler’ başlıklı uyarı yazısında, evlerin kısa süreli olarak terk edileceği zaman özellikle geceleri bir lambanın yanık kalmasının hırsızları caydırdığına vurgu yapılıyor. Vatandaşlardan mahallelerinde gördükleri şüpheli şahısları ‘155 Polis İmdat Hattı’na numaralı telefona bildirmesi istendi.

06.12.2010


 

Pilot üniformasıyla dolandırıcılık iddiası

PİLOT üniformasıyla hostesleri dolandırdığı ileri sürülen şüpheli gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, elde ettiği pilot üniforması ve sahte isimlerle hazırlanan uçuş mürettebat kartlarıyla kendisini Türk Hava Yolları’nda pilot olarak tanıttığı iddia edilen D.P.T (29), hosteslerle arkadaşlık kurarak onların güvenini kazandı.

THY üst düzey yöneticilerinin yakını olduğunu söyleyerek, arkadaşlık kurduğu hostesleri çeşitli vaatlerle kandırdığı öne sürülen ‘’Özel belgelerde sahtecilik’’ suçundan sabıkası olduğu bildirildi. D.P.T’nin, Atatürk Havalimanı Araştırma Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalandığında üzerinde özel bir havayolu şirketinde çalışan bir kişi adına düzenlenmiş apron-terminal kartı bulundu. Hosteslerin de şikayetçi olduğu şüpheli, karakoldaki ilk sorgusunun ardından Bakırköy Adliyesine sevk edildi.

06.12.2010


 

Hurdacının bulduğu poşet evde patladı

ADANA’DA bir hurdacının, yolda bulduğu poşeti evinde açtığı sırada meydana gelen patlamada kolu koptu. Alınan bilgiye göre, merkez Seyhan ilçesi Şehitduran Mahallesi 19149. Sokak’ta oturan, geçimini hurdacılıkla sağladığı belirtilen Abdullah Akarsu (49), sokakta bulduğu poşeti evinde açtığı sırada patlama meydana geldi.

Patlama dolayısıyla kolu kopan Abdullah Akarsu, Adana Devlet Hastanesine kaldırıldı. Patlama sırasında Abdullah Akarsu’nun eşi Emine ve oğlu Ramazan’ın da evde bulunduğu, evde maddî hasar meydana geldiği bildirildi. Adana Emniyet Müdürlüğünün bomba uzmanları, evde inceleme başlattı.

06.12.2010


 

Arınç: Üç özgürlük çok önemli

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İhracatçı ve İthalatçı İşadamları Derneğinin 3. Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, ‘’Üç özgürlük çok önemlidir. Birisi din ve vicdan özgürlüğü, öbürü fikir ve düşünce özgürlüğü, üçüncüsü de teşebbüs özgürlüğü. Üçünü birbirinden ayırmak mümkün değil’’ dedi. H

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ‘’Üç özgürlük çok önemlidir. Birisi din ve vicdan özgürlüğü, öbürü fikir ve düşünce özgürlüğü, üçüncüsü de teşebbüs özgürlüğü. Üçünü birbirinden ayırmak ümkün değil” dedi. İhracatçı ve İthalatçı İşadamları Derneğinin (İHSANDER), Radisson Otel’deki 3. Olağan Genel Kurulunda konuşan Arınç, Türkiye bütün dünyada bir marka haline geldiğini belirterek, “Eskiden yoktuk, ama şimdi varız’’ dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, şunları kaydetti: ‘’Üç özgürlük çok önemlidir. Birisi din ve vicdan özgürlüğü, öbürü fikir ve düşünce özgürlüğü, üçüncüsü de teşebbüs özgürlüğü. Üçünü birbirinden ayırmak mümkün değil. Herkes inanabilir, inanmayabilir de, inancının gereğini yapabilir. Buna hiçbir kısıtlama koyamazsınız. Gerçek laiklik de budur zaten. Kıyafetinden dolayı, inancından dolayı ayrımcılık yapmak mümkün değil. Herkes nasıl inanıyorsa o şekilde yaşayacak ve ibadetini yapacak. Herkes düşüncesini ortaya koyabilir, herkes fikrini söyleyebilir. Birbirimize saygı göstereceğiz ve ona müdahale etmeyeceğiz. Baskı yok, totaliter istekler yok. Ekonomik faaliyetleri insanlar yapacak. Devlet elini çekecek. İnsan bu görevini yaparken teşebbüs özgürlüğü olacak. Önünde engel şu bu olmayacak. Şüphesiz kanun mevzuatı bazı kısıtlamaları, sınırlamaları bunun içine koyuyor.”

06.12.2010


 

Din eğitimi anaokulundan başlamalı

İMAM Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) Genel Başkanı Hüseyin Korkut, “Din eğitim ve öğretiminin bütün orta öğretime anaokulundan başlayarak yayılması, neslimizin muhafaza edilmesi ve geleceğe taşınması açısından önemlidir’’ dedi.

Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesinde düzenlenen 6. İmam Hatipliler Kurultayı, 2010 yılı Kuran Okuma Yarışması birincisi Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Beytullah Özdemir’in Kur’ân-ı Kerim okumasının ardından, İstiklâl Marşı’nın söylenmesiyle başladı. ÖNDER Genel Başkanı Korkut, kurultayın açılışında, bugün milletin göz bebeği ve yüz akı okullardan olan imam hatip liselerinin, kurulduğundan bu güne hem Türkiye’ye hem de medeniyete hizmet eden altın nesillerin yetişmesine vesile olduğunu ifade etti. Milletin değerlerini uhdesinde taşıyan imam hatip neslinin, kadim medeniyetin temsilcisi olarak yarınlara daha güçlü, daha mutlu yürüyeceğini dile getiren Korkut, ‘’Milletimizin sahiplenmesiyle bugüne gelen okullarımız, zaman zaman önüne çıkan engelleri aşmış ve bundan sonra da aşacaktır’’ dedi. İmam hatip liselerinin birçok sorunla karşı karşıya kaldığını belirten Korkut, bu sorunların başında, imam hatip lisesi mezunu olan öğrencilerin alan ve diplomalarıyla ilgili zorluklar, 1990’lı yıllardan itibaren önlerini kesme çalışmaları, kat sayı engeli, kesintisiz eğitim, kılık kıyafetle ilgili sorunlar, ilahiyat fakültelerinin kontenjanlarının sınırlandırılmasının geldiğini söyledi.

KESİNTİSİZ EĞİTİM GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Başarılı imam hatip lisesi öğrencilerine yurt dışında eğitim bursu sağladıkları gibi yurt içinde de destek verdiklerini anlatan Korkut, dernek bünyesinde spor faaliyetlerini koordine edecek bir birim oluşturduklarını, gençlerin önündeki kat sayı engelini aşmalarında bir fırsat olacak akademilere hazırlık kurslarını düzenlediklerini kaydetti.

‘’Kesintisiz eğitim, sadece imam hatip liseleri için değil, bütün orta öğretimin önündeki sıkıntıları ortadan kaldırmak amacıyla gözden geçirilmeli ve kademeli hale getirilmelidir’’ diyen Korkut, şöyle dedi: ‘’Beşikten mezara ilmin, eğitimin önemini şiar edinmiş bir inancın mensupları olarak elbette eğitimin süresiyle ilgili itirazımız yok, ama özellikle zorunlu eğitim, gerek kılık kıyafetle ilgili gerekse değerlerimize yaslanmış bir müfredatla ilgili dizayn edilmezse zorluklarımız devam edecektir. Din eğitim ve öğretiminin bütün orta öğretime anaokulundan başlayarak yayılması, neslimizin muhafaza edilmesi ve geleceğe taşınması açısından önemlidir.’’ Korkut, tarihi yarımada içinde bir kız imam hatip lisesinin açılması gerektiğini de belirtti. İstanbul / aa

06.12.2010


 

Erdoğan: Her türlü hakareti gördük

6. İMAM-Hatipliler Kurultayı’na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmada, İmam Hatip liselerinin kuruluşuna katkı veren, bütün varlığını bu yönde feda eden başta dönemin Başbakanı Adnan Menderes olmak üzere tüm emek verenleri rahmet ve şükranla yad ettiklerini söyledi.

‘’İmam Hatip Lisesi mezunu olmayı hayatım boyunca büyük bir gurur vesilesi olarak yüreğimde taşıdım’’ diyen Erdoğan, çocuklarının tamamının da İmam Hatip Lisesi mezunu olmasından iftihar ettiğini dile getirdi. Erdoğan, şunları kaydetti: “İmam Hatip Lisesinin sıralarında okuduğumuz anlarda da sonrasında da her türlü aşağılamaya, hakarete, baskıya, engellemeye maruz kaldık. Aralarda öyle hocalarımız çıktı ki içeride, dışarıda, bize ‘cenaze yıkayıcısı’ dediler, bize ‘taşralı’ dediler, ‘köylü’ dediler, zenci dediler; bize ‘siz doktor olamazsınız, mühendis olamazsınız, kaymakam, vali, siyasetçi olamazsınız’ dediler; bize ‘muhtar bile olamazsınız’ dediler. Allah’ın izniyle millete güvendik, ülkeye inandık, umutsuzluğu yanımıza yaklaştırmadık, yılgınlığa kapılmadık ve her kademede milletin teveccühüne mazhar olduk.’’

06.12.2010


 

Türkler dâvâsı yargı reformunun gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, DİSK Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler’in öldürülmesi davasının zaman aşımına uğramasının, yargı reformunun önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi.

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Ahmet Gündoğdu, davanın zaman aşımına düşmesinin mağdurlarından birinin de Kemal Türkler’in ailesi olduğunu belirtti. Bu kadar uzun süre sabırla bekledikten sonra dosyanın zaman aşımından ortadan kalkmasını eleştiren Gündoğdu, “Eşinin katilinin hak ettiği cezayı alışını görememek, gözü önünde katledilen babasının katilinin yargılandığı dosyanın zaman aşımı nedeniyle ortadan kalkmasını üzüntüyle izlemek çok zor bir durumdur. Kemal Türkler’in ailesine bir kez daha Allah’tan sabır diliyoruz.” dedi.

Gündoğdu, açıklamasının sonunda, 30 yıllık bir yargı felaketi olan ve sonu bir türlü getirilemeyen ünlü ve bir o kadar üzücü suikastın son celsesinde verilen zaman aşımı kararının sendikal söylemleri olan yargı reformunun gerekliliğini ortaya koyduğunu hatırlattı.

06.12.2010


 

Gilani Türkiye’ye geliyor

PAKİSTAN Başbakanı Yusuf Rıza Gilani, 4 günlük resmi ziyaret için bugün Türkiye’ye gelecek. Başbakanlık Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre Gilani, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın davetine icabetle, 6-9 Aralık 2010 tarihlerinde Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunacak.

Ziyaret sırasında, 25 Ekim 2009 tarihinde İslamabad’da imzalanan ‘’Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümetleri Arasında Yoğunlaştırılmış İşbirliği ve Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Tesis Edilmesi Hakkında Ortak Siyasi Bildiri’’ kapsamında, Erdoğan ve Gilani başkanlığında, iki ülkeden bakanların katılımıyla Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısı yapılacak. Görüşmelerde ikili ilişkilerin tüm veçheleriyle ele alınmasının yanı sıra her iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konularda da görüş alışverişinde bulunulması planlanıyor.

Gilani’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından da kabul edilmesi, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ile görüşmesi ve İstanbul’da Türk iş adamlarıyla bir araya gelmesi de öngörülüyor.

ABBAS, 3 KEZ GELDİ

Bu arada, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, resmi ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye geldi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu yıl üçüncü kez Türkiye’yi ziyaret edecek olan Abbas ile baş başa ve çalışma yemeğinde heyetler halinde görüşmeler gerçekleştirecek. Görüşmelerde, Filistin ile ikili ilişkiler tüm veçheleriyle gözden geçirilecek, Filistin’deki son durum ve Ortadoğu Barış Süreci başta olmak üzere, bölgesel gelişmeler hakkında istişare ve koordinasyon toplantısı yapılacak. Abbas, yarına kadar sürecek temasları çerçevesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la da bir araya gelecek. Filistin resmi haber ajansı Wafa’nın haberinde de Türkiye ve Yunanistan’ı kapsayan resmi ziyaretlerine bugün başlayacak olan Abbas’ın, temasları sırasında iki ülke ile Filistin arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini ve bölgesel konuları ele alacağı bildirildi. Wafa, Abbas’ın yarın günü Ankara’dan Atina’ya geçeceğini belirtti.

06.12.2010


 

Meclis, HSYK Tasarısını görüşecek

TBMM Genel Kurulunun, gelecek hafta başlanacak bütçe görüşmelerinden önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Kanunu Tasarısı’nı yasalaştırmak için çalışması bekleniyor.

Tasarı, HSYK’nın kuruluşu, teşkilatı, görev ve yetkileri ile çalışma usullerini yeniden düzenliyor Genel Kurul, yarın 15.00-23.00, 8-9 Aralık Çarşamba ve Perşembe günleri 13.00-23.00, 10 Aralık Cuma günü ise 14.00-23.00 saatleri arasında çalışacak. Alt komisyona sevk edilen ve bazı kamu alacaklarını yeniden yapılandıran ‘’Torba Tasarı’’nın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi bekleniyor. Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve bunların uygulamasına ilişkin tasarılar ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısının gelecek ay yasalaşması konusunda varılan mutabakat doğrultusunda, grubu bulunan partilerin katılımıyla oluşturulan komisyon da bu hafta içinde çalışmalarına başlayacak. Öte yandan, spor kulüplerinin sorunları ile sporda şiddet konusunda kurulan Meclis Araştırma komisyonu bu hafta çalışmalarına başlayacak.

06.12.2010


 

Müzakereler ekonomi başlığıyla devam edecek

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bugün Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’la yapacakları görüşmede, ‘’büyük bir ihtimalle geçen görüşmede ele aldıkları ekonomi başlığıyla müzakerelere devam edeceklerini’’ açıkladı.Cumhurbaşkanı Eroğlu, bugün bir kabulünde, bugünkü müzakere başlığında değişiklik olup olmayacağının sorulması üzerine, Rum tarafının değişik görüşlerinin olup olmayacağını bilemediğini belirterek, “ancak taraflara başlık konusunda seçme şansı verildiğini, kendilerinin de ekonomiyi seçtiğini”söyledi.

Eroğlu, teknik komitenin çalışmalarına ekonomi başlığında devam ettiğini, karşı tarafın mülkiyet konusuna girmeye hevesli olduğunu, ancak pazartesi günü Rumların da düşüncelerini öğreneceklerini belirtti. Pazartesi günü New York görüşmesinden sonra ilk kez buluşacaklarını ve bu sebeple muhtemelen bir program ortaya çıkarmaya çalışacaklarını ifade eden Eroğlu, 25-26 Ocakta Cenevre’de yapılacak görüşmelerden önce, teknik komitelerin ve liderlerin görüşme programını hazırlamaları gerektiğini söyledi.

06.12.2010


 

Akdağ: Beşli aşının dolumu yapılıyor

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, ‘’15 Ekim 2010 tarihinden itibaren Türkiye’de dünyanın en gelişmiş aşılarından biri olan beşli aşının artık uygun bir biçimde dolumu yapılıyor” dedi. Akdağ, Sanofi Pasteur, Mefar İlaç A.Ş ve Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle Pendik Kurtköy’de bulunan Mefar firmasının fabrikasında beşli aşı üretim ve dolum tesisinin açılış törenine katıldı.

Burada konuşma yapan Akdağ, bundan 8 sene önce aşıya, bugünün alım gücüyle yaklaşık olarak 14-15 milyon TL harcanırken, 2010 yılında 400 milyon TL’ye yaklaşan miktarlarda para harcandığını ifade etti. Akdağ, ‘’Bütçeyi Sağlık Bakanlığına veren, ‘bunu kullan’ diyen hükümetimize ben bütün Türk çocukları adına elbette büyük bir şükran borçluyum’’ dedi. Bugün Sağlık Bakanlığı, Sanofi Pasteur ve Mefar olarak bir ilke imza atıldığını dile getiren Akdağ, ‘’15 Ekim 2010 tarihinden itibaren Türkiye’de dünyanın en gelişmiş aşılarından biri olan beşli aşının artık uygun bir biçimde dolumu yapılıyor. Bu, aşının bütününün imalatı demek değildir. Ama Türkiye’de bu anlamdaki en yeni teknolojiyle üretilen bu aşıların üretimi için atılan önemli bir adımdır’’ diye konuştu. Bu aşıların devamının geleceğini belirten Akdağ, halk arasında menenjit ve zatürre aşısı diye bilinen aşının Türkiye’de üretimi için görüşmeler yaptıklarını ve 2011 yılında bunu da başlatmış olacaklarını ümit ettiğini söyledi.

06.12.2010


 

Kılıçdaroğlu: Gizli gündemimiz yok

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘’Delegeler kabul ederse çarşaf liste olacak. Hukuk neyse onu uygulayacağız. Bizim gizli gündemimiz, hesabımız yok’’ dedi.

Dokuma semti yakınlarında otobüsten inerek, bir kahvehaneye giren Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ‘’Silivri’de tutuklu bulunan Ergenekon sanığı gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay ile eski Rektör Mehmet Haberal’ın, ‘Sabahat Tuncel modeli’ ile TBMM’ye taşınması modeline yeşil ışık yaktığınız iddia edildi’’ sözlerine, ‘’Hayır böyle bir çalışmamız yok. Nereden çıkarılıyor anlamıyorum’’ karşılığını verdi. 18 Aralıktaki kurultayda seçimlere blok liste ile gidileceğini, ancak delegelerin önerge vermesinin yine delegeler tarafından kabulü halinde çarşaf listenin olabileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ‘’Delegeler kabul ederse çarşaf liste olacak. Hukuk neyse onu uygulayacağız. Bizim gizli gündemimiz, hesabımız yok’’ diye konuştu.

06.12.2010


 

BDP’den Anayasa Çalıştayı

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır’da başlattıkları Anayasa Çalıştayında ‘’bütün inançların, kimliklerin, grupların, kendini demokratik bir şekilde ifade edeceği’’ bir anayasa taslağı hazırlayacaklarını söyledi.

Sümerpark Resepsiyon Salonunda BDP tarafından düzenlenen Anayasa Çalıştayının açılışında konuşan Demirtaş, ilk kez halkın içinde olduğu bir Anayasa yapılması fırsatının yakalandığını söyledi. Fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Demirtaş, ‘’Türkiye’nin en özgürlükçü Anayasa taslağını yapacağız. Diğer partilerin çalışmalarından da faydalanmak istiyoruz’’ dedi. Sivil ve Demokratik Anayasa Yolunda Temel Perspektifleri Somutlaştırmak adıyla düzenlenen ve 2 gün sürecek olan Anayasa çalıştayının çok yararlı olacağını belirten Demirtaş, şunları söyledi: ‘’Bugüne kadar Türkiye’de hiçbir Anayasa olağan koşullarda yapılmadı. BDP olarak hazırlayacağımız sivil demokratik Anayasa taslağı, Türkiye’de demokratik Anayasa açısından temel kaynak olacak. Biz bütün inançların, kimliklerin, grupların, kendini demokratik bir şekilde ifade edeceği bir Anayasa taslağı hazırlıyoruz. Bu taslakta özerklik inançlar kimlikler yer alacak.’’

06.12.2010


 

Bu tablo bize yakışmıyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Konya’da düzenlenen bir toplantıda iş adamlarına seslendi. Hisarcıklıoğlu, konuşmasında şöyle dedi: “Bir rahatsızlığımız var. Türkiye dünyanın 16. büyük, Avrupa’nın da 6. büyük ekonomisi, ama maalesef Birleşmiş Milletler İnsanî Gelişim Endeksi’nde 155 ülke içinde 126. sırada, bu bize yakışmıyor. İş yatırım ortamında 65, Uluslararası Rekabet Endeksi’nde 133 ülke içerisinde 61. sıradayız. Peki, bunların düzeltilebilmesi için ne yaptık?’’

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyanın 16. büyük, Avrupa’nın da 6. büyük ekonomisi olan Türkiye’nin Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Endeksi’nde 155 ülke içinde 126. sırada olmasının bize yakışmadığını belirtti. Hisarcıklıoğlu, İstanbul Sanayi Odası tarafından belirlenen Türkiye’nin ilk 1000 büyük sanayi kuruluşu arasında yer alan Konyalı firmalar ve Konya Sanayi Odası’nda (KSO) 35 yılını dolduran üyeler için Hilton Garden Inn Otel’de düzenlenen ödül törenine katıldı. Millî gelirin, üretimin yukarı doğru çıkarken en önemli noktalardan birinin de özel sektörde çalışan sayısının artması olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: ‘’Özel sektörde Ağustos 2009 ile Ağustos 2010 arasında son bir yılda 1 milyon 100 bin kişiye istihdam sağlamış durumdayız. Bunlar resmî rakamlar, gayri resmi rakamlar değil. Bu kriz döneminde krizden çıkan 14 ülkenin içinde 12. sıradayız, bundan büyük memnuniyet duyuyoruz. Ancak bizim hedefimiz hiçbir zaman arkamızdakiler değil, önümüzdekiler. Hedefimiz var. 2023 yılında dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi içinde olmak istiyoruz. Bu nedenle büyümemizi daha hızlandırıyor olmamız lazım. Bir rahatsızlığımız var. Türkiye dünyanın 16. büyük, Avrupa’nın da 6. büyük ekonomisi, ama maalesef Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Endeksi’nde 155 ülke içinde 126. sırada, bu bize yakışmıyor. İş yatırım ortamında 65, Uluslararası Rekabet Endeksi’nde 133 ülke içerisinde 61. sıradayız. Peki, bunların düzeltilebilmesi için ne yaptık? İşte, bizim hep ifade ettiğimiz yapısal reformları yerine getirmeliyiz. Türkiye rakiplerini hızla geçmek istiyorsa, bu tabloları 16. büyük ekonomiye yakışır seviyeye getirmeli. Bunun için de en önemli şey Avrupa Birliği. Gereksiz bir tartışma içindeyiz. AB Türkiye’yi alır mı almaz mı? Benim için hiç önemli değil. İster alsın, ister almasın. Benim için önemli olan, bana bir yol haritası lazım, endekslerde öne geçebilmek için. O yol haritasını çizmişler. Tekrar Amerika’yı keşfetmeye ihtiyaç yok, adamlar keşfetmişler.’’

AB KARARLILIĞI SÜRDÜRÜLMELİ

AB’nin vize konusunda çifte standart uygulamasını eleştiren Hisarcıklıoğlu, ancak AB’ye üye olma ve standartları yakalama noktasında kararlılığın sürdürülmesi gerektiğini söyledi. Alman veya Fransız vatandaşının devleti ile olan hukuku neyse aynı hakkı elde etmek istediğini belirten Hisarcıklıoğlu, ‘’Devlet noktasında bir hak varsa, o haktan sonuna kadar yararlanmalıyım. Ben olmadan devlet olmaz. AB’de hangi şartlarda bir sanayici mal üretiyorsa, ticaret yapıyorsa, aynı şartların, aynı standartların bana geliyor olması lâzım. İşte o zaman dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına gireriz’’ dedi.

‘’GELİN

BUNLARI

KONUŞALIM’’

Sanayıcılerın her zaman en önemli sıkıntılarını kur olarak gösterdiklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ‘’2009 başından yana kur ile TL arasındaki değerlenme yüzde 19 olmuş. 2001’den bu yana söylüyoruz, ama değişen birşey yok. Peki, hiç konuşmadığımız dile getirmediğimiz başka birşey var. Ne olur gözünüzü açın. Olmayacak duaya amin demeyin. Su fiyatları 2009’dan bu yana sanayide yüzde 15 arttı. Elektrik yüzde 40 arttı, doğalgaz yüzde 30 düştü, benzin yüzde 28 arttı, LPG yüzde 17 arttı, mazot yüzde 35 arttı, brüt ücret yüzde 19 arttı. Gelin bunları konuşalım. Sanayiciler olarak bunları konuşmalıyız.’’

06.12.2010


 

Ağaca takılarak hayata tutundu

Düzce Odayeri yaylasında yaklaşık 250 metrelik uçuruma yuvarlanan bir kişi, şans eseri ağaca takılarak ölümden kurtulurken, bulunduğu yerden vatandaşlar, sağlık ve itfaiye ekiplerinin yardımıyla çıkarıldı.

Alınan bilgiye göre, bir arkadaşıyla Beyköy beldesindeki Odayeri Yaylasına gezmeye giden Erkan Baş (35) Yarmakaya mevkiinde ihtiyaç molası verdi. Bu esnada dengesini kaybederek yaklaşık 250 metre yükseklikten, kayalık olan dere yatağına yuvarlanmaya başladı. Baş, şans eseri yuvarlanma esnasında bir ağacın dalına takılarak, dalda asılı kaldı. Mu'cizevî bir şekilde hayatta kalan Erkan Baş, İtfaiye Arama Kurtarma ekipleri ve çevredeki vatandaşlar tarafından dere yatağından asılı kaldığı ağaca bir ip çekilerek, aşağıya doğru indirildi. Baş, patika ve kayalık yoldan, yaklaşık 1 kilometrelik yürüyüşle yukarı çıkartıldı. Erkan Baş, 112 Acil Servis ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı.

06.12.2010


 

Emniyet amirini eşi öldürdü

Kılıs’te, ilçe emniyet amiri, eşi tarafından tabancayla vurularak öldürüldü. Edinilen bilgiye göre, gece, Musabeyli ilçesi emniyet amiri Başkomiser Hüseyin Kurak (32) ve eşi Sıdıka Kurak’ın (32) yaşadığı, Albay İbrahim Karaoğlanoğlu Mahallesi’ndeki Kübra Apartmanı’nın 4. katından silâh sesleri duyan vatandaşlar polise haber verdi.

Sağlık ve itfaiye ekipleriyle olay yerine giden polis, kapıyı kırarak girdiği evde başkomiser Hüseyin Kurak’ı ölü buldu. Hüseyin Kurak’ın tabancayla vurularak öldürüldüğü belirlendi. Nedeni henüz belirlenemeyen kavga sırasında eşini tabancayla vurarak öldürdüğü iddia edilen Sıdıka Kurak, Kilis Devlet Hastanesinde yapılan sağlık kontrolünün ardından Kilis Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Sıdıka Kurak’ın alkollü olduğu, olay sırasında çiftin 2 çocuğunun evde bulunduğu tesbit edildi.

06.12.2010


 

Türkiye’den Arnavutluk ve Karadağ’a yardımeli

Balkanlarda aşırı yağışların sebep olduğu sel felaketi nedeniyle Arnavutluk ve Karadağ’a Türkiye’nin yardım eli uzattığı belirtildi.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) yapılan yazılı açıklamada, Arnavutluk hükümetinin, sel felaketinin devam etmesi ve 4-5 şehrin su altında olması sebebiyle halkın güvenli bölgeye nakli için Türkiye’den tahliye helikopteri talep ettiği kaydedildi. Bu çerçevede, Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı arasında sağlanan koordinasyon sunucu, Genelkurmay Başkanlığı’na ait 1’i arama kurtarma imkanına sahip 3 adet S-70 Skorsky helikopterinin Arnavutluk’a gönderildiği bildirilen açıklamada, ayrıca Arnavutluk yetkililerinin talepleri doğrultusunda sel bölgesine 1 adet tır ile Kızılay tarafından hazırlanan 1000 adet battaniye ve 150 adet çadır gönderildiği belirtildi. Son iki haftadır yağan aşırı yağmurların Karadağ’ın kuzeydoğusunu olumsuz etkilemesi ve sel felaketine yol açması sebebiyle Karadağ hükümetinin Türkiye’den ilaç, tıbbi malzeme, çadır ve gıda maddeleri talep ettiği kaydedilen açıklamada, yarın 2 adet tırın Karadağ’a hareket edeceği belirtildi.

06.12.2010


 

AVM’lerdeki ibadet yerleri bodrum ve otoparkta olmasın

SAYILARI giderek artan alış veriş merkezleri (AVM), büyük şehirler için aynı zamanda en önemli sosyal mekânlar haline gelmiş durumda. Ailelerin ev ve mutfak ihtiyaçlarını karşılamak kadar gezmek ve eğlenmek için de uğrak yeri haline gelen devasa yapıların bir kaçı hariç önemli bir eksiği bulunuyor; ibadet yeri.

Tatil günlerinin önemli bir bölümünü AVM’lerde geçirenler, ibadetlerini yerine getirmek istediğinde ya yerini bulamıyor, ya da bulduğunda büyük bir şaşkınlık geçiriyor. Kendilerine alış veriş merkezleri ile ilgili gelen şikâyetlerde ‘ibadet yeri’nin üst sıralarda yer aldığını belirten Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, “Tüketim bir yaşam biçimidir, AVM’ler de bu anlamda yaşam merkezleridir. Müşterilerine sabahtan akşama kadar ihtiyaçlarını karşılamayı taahhüt etmektedirler. Dolayısıyla hangi dinden olursa olsun insanlar için iyi bir ibadethane yeri yapılmalıdır. Bu olmadığı takdirde tüketicinin tüm ihtiyaçlarının karşılandığı iddia edilemez” dedi.

06.12.2010


 

Binalara enerji kimlik belgesi

BAYINDIRLIK ve İskân Bakanlığı’nca AB’ye uyum sürecinde konutlar için getirilen ‘’Enerji Kimlik Belgesi’’ alma zorunluluğunun Ocak 2011’’den itibaren uygulamaya konulacağı bildirildi.

Bakanlık tarafından 2008’de çıkartılan ve yeni yılda yürürlüğe girecek ‘’Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği’’ gereğince, yeni yapılacak binaların, yıllık enerji tüketimi miktarına göre ‘’Enerji Kimlik Belgesi’’nin düzenlenmesinin gerekeceği belirtildi. Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Ulu, Avrupa’da üstünde özenle durulan ve sıkı denetimlerle uygulanan ısı yalıtımının, Türkiye’de de hak ettiği değeri bulmaya başladığını söyledi. 2011’in, getirilecek zorunlu uygulamalar, yönetmelikler ve kanunlarla adeta yalıtım yılı olacağını belirten Ulu, ‘’AB’ye uyum sürecinde yeni binalarda (Enerji Kimlik Belgesi) zorunlu. Ayrıca, bugüne kadar 19 ilde uygulanmakta olan Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun da, Bakanlar Kurulu Kararı ile yeni yılda bütün illerde uygulanacak. Yani binalara ısı yalıtımını yaptırmak kaçınılmaz olacak. Yalıtımdan kaçış mümkün olmayacak’’ dedi.

06.12.2010


 

Ekvador’da yanardağ faaliyete geçti

Ekvador’un iç kesiminde bulunan ve Ekvador dilinde ‘’ateş boğazı’’ anlamına gelen Tungurahua yanardağının faaliyete geçerek havaya gaz, kaya ve volkanik kül püsürttüğü bildirildi.

Yetkililer, faaliyete geçen yanardağın 8 kilometre içindeki bölgede yaşayan halkın tahliye edildiğini belirtti. Başşehir Quito’nun 130 kilometre güneydoğusunda yeralan yanardağ, 1999 yılından itibaren bölgede kaydedilen sismik faaliyetin ardından aralıklarla etkinleşiyor. Yetkililer, Ekvador’daki 8 faal yanardağdan biri olan 5 bin 20 metre yüksekliğindeki Tungurahua yanardağının faaliyetinin 5 saat sonra dindiğini kaydetti.

06.12.2010


 

Köln’deki cami kucaklaştıracak

DİYANET İşleri Türk İslâm Birliği (DİTİB) tarafından Almanya’nın Köln şehrinde inşa ettirilen ve “Avrupa’nın en modern cami ve külliyesi” olarak görülen DİTİB Merkez Camii ve Genel Merkez ve Kültür Kompleksi’nin kaba inşaatı tamamlanma aşamasına geldi.

Mimarisiyle Kölnlülerin yanı sıra Alman mimarların da dikkatini çeken bu modern ve ihtişamlı yapının yanından geçenler, fotoğrafını çekmeden yapamıyor. Merkez Camii’nin inşaatının tamamlanmasından sonra Köln’ün önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Fritz Schramma’nın tabiriyle; “turistlerin uğramadan geçemeyeceği bir eser” olması bekleniyor. İki elin parmaklarının kenetlenmiş halini ve dolayısıyla Müslüman göçmenlerle yerli Alman toplumunun kucaklaşmasını simgeleyen bir mimariye sahip olan caminin şal şeklindeki duvarlarının aralarına sadece şeffaf camlar konulacak. Bu şekilde, günde 70 binden fazla aracın geçtiği Innere Kanalı caddesinin yanında bulunan cami ve külliye, şeffaflığın, diyaloğun simgesi olacak. Arabasıyla caddeden geçenler bile içeride nelerin yapıldığını, Müslümanların nasıl ibadet ettiğine şahit olacak.

BÜTÜNLEŞTİRİCİ SEMBOL

TÜRKİYE'NİN Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Dere, komplekste din ve toplum araştırmaları yaparak Almanya’da bu alandaki ihtiyaçlara cevap verecek olan enstitülerin olacağını açıkladı. Dere, “Projenin modern bir mimarî üslûba, aynı zamanda iyi bir tasarıma sahip olduğunu düşünüyorum. Bu mimarî ile bütünleşen cami ve kültür merkezi Almanya ve Avrupa için daha sağlıklı bir İslâm algısının oluşmasına, İslâm’ın kültür ve düşünce dünyası hakkında olumlu bir izlenim uyandıracağını ve en önemlisi sahasında daha verimli hizmet üretilmesine imkân vereceği kanaatindeyim” ifadelerini kullandı. Bu projenin, Köln şehrinin terk edilmiş uzak bir köşesinde veya sanayi bölgesinde değil, şehrin ve toplumun içerisinde, görülebilir bir yerde gerçekleşir olmasının birleştirici, bütünleştirici ayrı bir sembol değer taşıdığına dikkat çeken Dere, “Umarım bu merkez, mimarisi kadar doğru din hizmetinin verileceği, sağlıklı, yüksek nitelikli dinî bilginin ortaya konacağı ve paylaşılacağı bir mekân olarak Almanya’daki seçkin yerini kısa zamanda alır” dedi. Bir yıl sonra tamamlanması planlanan kompleks tamamen DİTİB’in kaynakları ve Müslümanların yardımlarıyla inşa ediliyor. Kampanyalarda şimdiye kadar 7 milyon 727 bin Euro toplanan DİTİB Merkez Cami ve Kültür Merkezi Kompleksi’nin 25 milyon Euro’ya mal olması bekleniyor.

06.12.2010


 

Üç kuşak semazen Mevlânâ’yı anlatıyor

HAZRETİ Mevlânâ’nın vuslat yıl dönümü faaliyetlerinde sema yapan dede Mustafa Holat, oğlu Hüseyin Sıtkı Holat (34) ve torunu Kerem Koçak ilgi odağı oldu. Mevlânâ aşığı aile, her yıl yapılan Şeb-i Arus törenlerinde görev alıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Sema Grubu’nda postnişin olan Mustafa Holat, 18 yaşındaki torunu ve oğluyla sema yapıyor. Mevlânâ’nın mesajlarını dünyaya ileten Postnişin Mustafa Holat, 50 yıldır hem sema yapıyor hem de semazenler yetiştiriyor. Mustafa Holat, yaklaşık 50 yıldır, Mevlevilik’te posta oturan tarikat büyüğü anlamına gelen ‘postnişin’ olarak görev alıyor. 13 yaşında sema ile tanışan Mutafa Holat, Konya Türk Tasavvuf Musikisi Topluluğu’nda görev yapan birçok semazeni yetiştirmekle kalmıyor genç kuşaklara semayı sevdiriyor.

06.12.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.