Kültür-Sanat |
İnsan problemlerinin temeli, ailedir |
Dünyayı düzeltmenin yolu insandan ve insanın yetiştiği ortam olan aileyi korumaktan geçiyor” dedi. Latanya City Otel’de gerçekleştirilen konferansa ailelerin, genç bay ve bayanların yoğun ilgi gösterdiği dikkat çekti. Programın açış konuşmasını yapan Aziz Özkan, Genç Yaklaşım Dergisi’nin bu tür kültür faaliyetlerinin devam edeceğini söyleyerek, “Birikimlerimizi, camiamızla ve halkımızda buluşturacağız” dedi. İki bölüm halinde gerçekleşen konferansın birinci bölümde gençlik dönemi ve gençlerde his eğitimi üzerinde duruldu; ikinci bölümde ise, gençlere ve anne-babalara rol model olan Hz. Peygamberden (asm) çok özel örnekler verildi. Genç olan, genci olan veya gençle olan herkese içinde mesajların ve yol gösterici adımların bulunduğu konferans, aynı zamanda genç hatıraları ile neşeli zamanlar da içerdi. Hayatın içinden yoğun örneklerin yer aldığı konferans, tam bir eğitim programı anlamında gerçekleşerek, herkesin atabileceği adımlar üzerinde duruldu. “Gençlik ve Anne Baba İlişkileri” konulu konferansı sunan eğitimci-yazar Sebahattin Yaşar, ailenin üzerinde oynanan oyunlara ve buna karşı devlete ve bireylere düşen sorumluluklara da dikkatleri çekti. Antalyalıların aileleriyle yoğun şekilde iştirak ettikleri, konferansta Yaşar, “Dünyada hangi taşı kaldırsan altında insan problemi çıkmaktadır. Onun için insan yetiştirmeye ve yetişeceği zemin olan aileye çok önem atfetmek gerekiyor. Dünyayı düzeltmenin yolu insandan ve insanın yetiştiği ortam olan aileyi korumaktan geçiyor” diye konuştu. Genel olarak dünyada aile üzerinde yoğun çalışmalara da işaret eden Yaşar, “Artık dünyada aile üzerinde çalışmalara hız veriliyor. Aile kurumunu kaybetmiş veya etkinliğini bitirmiş ülkeler yeni baştan aileyi nasıl inşa edebiliriz arayışına girmiş bulunmaktadırlar. Çünkü ailenin olmadığı veya etkinliğinin azaldığı ülkelerde insan da ciddî bozulmalar kendini göstermeye başlamıştır” dedi.
AİLE AHİRET MİSYONUNU KAYBEDİYOR Konuşmasında, ülkelere göre değişen aile problemlerine de işaret eden Yaşar, “Elbette her ülkenin aile ile ilgili problemleri farklıdır. Ama bizim ülkemizde durum şudur ki, ‘Bugün aile müessesesinin ahiret misyonu yıkılmış, sadece dünyaya bakan ciheti esas alınır olmuş, bu durum da dünya hayatını dahi zindan eden bir sürecin ve problemlerin başlangıç noktası olmuştur. Benim gözlemlediğim kadarıyla aile ile ilgili bütün problemlerin eş seçimi, ailedeki huzursuzluk, çocuk yetiştirmedeki problemler, gençlik dönemi problemleri vs. bütün sıkıntıların dayandığı temel nokta, ailelerin ahiret misyonunu kaybetmiş olması veya ihmal etmiş olmasıdır” şeklinde konuştu. Ailedeki ahiret misyonun kaybolmasının hayata ne tür etkilerinin olduğuna da dikkat çeken Yaşar şunları söyledi: “Ahiret misyonunu kaybeden aileler dünyevileşmiş, bütün kötülüklerin başı olan dünyevileşme hastalığının neticesinde de, enaniyetler şişirilmiş, emniyet ve sadakat zedelenmiştir. Böylelikle evlenenlerin yarısı hayatının geri kalan kısmını boşanmış olarak geçirmekte, olan ortada kalan, yürekleri iki parçaya bölünen çocuklara olmaktadır. Aile tahassüngâhlarının bozulması, aile bireylerinin her birinde psikolojik ve ahlakî çöküntülere sebep olmuştur. Ortada yarım erkekler, yarım kadınlar ve onların yetiştirdiği yarım kişilikli evlâtlar dolaşmaktadır.”
PEYGAMBERİMİZİN ÖRNEKLİĞİ Yaşar, gençlik ve anne-baba ilişkilerinde çözüm olarak da, ‘Müslüman aile modelinin, Hazret-i Peygamberi sadece ibadetleriyle, savaşlarıyla değil, aynı zamanda onun nasıl bir baba olduğunun, gençlerle neleri konuştuğunun, nasıl konuştuğunun bilinmesi, O’nun günlük hayattaki davranışlarının da model kabul edilmesi ve yaşanması ile aşılacaktır’ dedi. Konferansın ikinci bölümünde ise, Hz. Peygamberin (asm) hayatından bolca örnekler verilerek, Efendimizin kızına gösterdiği şefkatli saygıdan ve kendisine gösterilen hürmetli saygıdan bahsedildi. “Sosyal hayatın dengesi aile hayatı ile kurulur. Bu açıdan bakıldığında insanın karakter, şahsiyet, itikat, iman ve ahlâk oluşumunda en önemli katkı yetiştiği aile ortamıdır. Zira sağlam kişilik ve ahlâk, sağlıklı ortamların meyvesidir” tesbitini yapan Yaşar, sosyal hayatta karşılaşılan problemlerin nelerin ihmali sonucu olduğuna vurgu yaptı.
HASAN BULUT/ANTALYA |
05.12.2010 |
Yedigöller her mevsim güzel |
Bergama taşları ile doğal yürüyüş yolları yapıyoruz. Böylelikle Yedigöller’i doğal görünümünü koruyarak modern, ve kullanışlı bir alan haline getireceğiz’’ dedi. Akay, Yedigöller Millî Parkı’nı ziyaret edenlerin sayısının her yıl artış gösterdiğine işaret ederek, ‘’Yedigölleri yılda yaklaşık 60 bin kişi ziyaret ediyor. Yedigöller, dört mevsim yoğun ziyaretçi alan bir bölge. Özellikle sonbaharda yaprakların sararması ve dökülmeye başlamasıyla birlikte doğa severler ve fotoğrafçılar, bu eşsiz senfoniyi fotoğraflamak amacıyla Yedigöller’e yoğun ilgi gösteriyorlar. Özellikle fotoğraf tutkunları günlerce doğa ile baş başa kalarak fotoğraf çekiyorlar’’ diye konuştu.
TABİÎ HAYAT Yürütülen koruma çalışmaları sayesinde 2002 yılında 150 adet olan geyik sayısının 600’e ulaştığını anlatan Akay, ‘’60 adet olan ayı sayısının da, 90’a ulaştığı tesbit edildi. 2002 yılında ilk tesbitini yaptığımız karaca sayısı şu anda bin 48’e ulaşmış durumda. Sahada yapmış olduğumuz koruma ve köylülerle yapmış olduğumuz eğitim çalışmalarının amacına ulaştığını görüyoruz. Bölgede koruma sonucunda yavru hayvanların sayısının arttığı görebiliyoruz. 2010 yılının Mart ayı sonuna doğru bölgeye sızma yapan kaçak avcılar, bir karacayı vurdukları anda yakalandılar. Yığılca Orman İşletmesi ile Millî Parklara bağlı ekiplerimiz avcıları bölgede yakaladı. yakalanan avcılara gerekli olan cezaî işlemler yapıldı. Karaca vurmanın cezası şuanda 8 bin, geyik vurmanın cezası ise 18 bin lira’’ diye konuştu. |
05.12.2010 |
ABD’liler Bursa’yı sevdi |
Aralarında doktor, mühendis, esnaf, gazeteci ve yapımcıların da bulunduğu 20 kişilik ABD’li grup, Türkiye’ye gezi düzenledi. Öncelikle İstanbul’a gelen ABD’li heyet, ardından Bursa’ya geldi. Bursa’da başta Ulu Cami olmak üzere, Yeşil Cami ve Türbe, Emirsultan, Kozahan ve Kent Müzesi’ni gezen ABD’li heyet, tarihî yapılara hayranlıklarını gizleyemedi. |
05.12.2010 |
Yeni Asya Neşriyat sanal satışa geçti |
*Yeni açılan e-satış siteniz hakkında bilgi verir misiniz? E-satış sitemiz yayınevimizin kitaplarını sanal ortamda okuyucularımızla buluşturmak amacıyla kurulmuştur. Yeni Asya neşriyat bünyesinde kurulan online satış sitesi başta Risâle-i Nur Külliyatı olmak üzere pek çok türde eseri okurlarına sanal ortamda sunmaktadır. Okuyucularımız yeniasyakitap.com sitemizi ziyaret ettiklerinde, bütün eserlerimize kolayca ulaşabileceklerdir.
Siteden alış veriş yapanlara bir kampanya var mı?
Yeniasyakitap.com’u ziyaret eden kitap okurlarına özel kampanyalarımız elbette var.
İnsanların buradan nasıl alış veriş yapacağını anlatır mısınız?
www.yeniasyakitap.com’u ziyaret eden okurlarımız öncelikle üyelik kaydını gerçekleştirip, istedikleri ürünleri belirledikten sonra ödemelerini yapacakları ekrana yönlendirilecekler; buradan ister havale, isterlerse kredi kartı ile alış verişlerini tamamlayabilirler. Ayrıca kredi kartı ile yaptıkları alış verişlerinde bazı bankalara taksit imkânı da sunulmaktadır.
Şimdiye kadar en çok satılan eser hangisi oldu?
Risâle-i Nur Külliyatı başta olmak üzere, diğer eserlerimiz de okuyucularımızdan ilgi görüyor.
Sipariş verilen kitaplar, okuyucuya kaç günde ulaşacak?
yeniasyakitap.com üzerinden verilen siparişler İstanbul içerisindeki müşterilerimize 1 günde, diğer şehirlerdeki okurlarımıza ise en geç 3 gün içerisinde teslim edilmektedir.
Kargo ücretleri nasıl?
Yeniasyakitap.com üzerinden yapılan siparişlerin toplamı 100 TL’nin üzerinde ise kargo bedeli tarafımızdan karşılanıyor.
İnternetten alış veriş yapmak her zaman güvenli bulunmaz, bu sitede güvenlik nasıl sağlanıyor?
Bütün bankaların kullandığı, 128bit SSL Sertifikası ile sitemiz güvenliği korunmaktadır.
Yeni kitaplar hangi kategoride yer alıyor?
Çoğunlukla ilahiyat alanında eserlerimiz olmasına karşın, bütün kesime hitap eden araştırma-inceleme, eğitim, gençlik, tarih ve çocuk kitaplarıyla yelpazemizi geniş tutmaya çalışıyoruz.
Yeni çıkan kitapların muhtevasından bahseder misiniz?
Hz. İsa ve Günümüz İsevileri; Hz. İsa‘nın hayatını anlatıyor. Okuyucu bu kitabı okuduğunda Hz. İsa’nın mesajları ile Kur’ân-ı Kerim arasında ne kadar büyük bir benzerlik olduğunu fark edebilecek… Nur Mesleğinden Damlalar; İnsana ve kâinata tevhit eksenli bir bakış açısı kazandırmaya çalışıyor. Nur Talebeleri; Nur Talebelerinin hayatlarını anlatıyor.
Yayıncılık adına hedefleriniz neler?
İnsanlığa sahip çıkmak, dünyayı tehdit eden risklere karşı setler kurmak, okuma sevgisini kazandırmak, bilgi çağına uygun kitapları okurlara sunmak.
Külliyatta kampanya
Yeni Asya Neşriyattaki yeni kitapları öğrenebilir miyiz?
Yeni Asya Neşriyat olarak, sürekli yeni yayınlarımızı okuyucularımızla buluşturma azmindeyiz. Kasım ayı yeni kitaplarımızdan “Hz. İsa ve Günümüz İsevileri” “Nur Mesleğinden Damlalar” ve “Nur Talebeleri” kitaplarını okuyucularımızla buluşturduk. Ayrıca okuyucularımızdan gelen yoğun talep üzerine 1 Aralık 2010 tarihinden itibaren yayınevi olarak Risâle-i Nur Külliyatında kampanya başlattık. Okuyucularımıza bu eserleri daha uygun fiyata sahip olma imkânı sunmaktayız. “Risâle-i Nur girmeyen yer kalmasın” diye büyük boy Külliyatı 399 lira’dan 239 liraya, orta boy Külliyatı ise 290 liradan 169 liraya indirdik.
Said Temur/ İstanbul |
05.12.2010 |
Gürbüz Azak’a vefa gecesi düzenlendi |
Yazdığı yazılar, şiirler, yaptığı kapak tasarımları, karikatür ve resimlerle tanınan Gürbüz Azak, bir dönem Yeni Asya gazetesinde de çalışmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş ile Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin ortaklaşa düzenlediği gecede yakın dostları, çalışma arkadaşları ve yakınları Gürbüz Azak’ı anlattı. Programda konuşan Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Bayhan, Kültür A.Ş’nin, kültür hayatına emeği geçmiş duayenler adına onlar hayattayken de bu tür faaliyetler düzenlediğini ifade etti. ESKADER Başkanı Mehmet Nuri Yardım da Gürbüz Azak’ın yetiştirdiği yüzlerce yazar, ressam olduğunu ifade ederek, ‘’O tek başına bir bayraktır, semboldür. Onun ismi bize Babıali’yi, Türk edebiyatını, denemenin hasını hatırlatır” diye konuştu. Gazeteci-yazar Üstün İnanç da Azak’ın yüreğinin bir İstanbul kadar büyük olduğunu ifade ederek, onun kendisinden çok, başkalarının hakkını savunduğunu söyledi. Ressamlığın Gürbüz Azak’a sakinlik verdiğini belirten İnanç, Azak’ın yıllardır san'atta, resimde, şiirde, nesirde, gazetecilikte sayısız hizmetlere imza attığını dile getirdi.
Hem dik, hem esneyen çizgiler Gazeteci-yazar Hüseyin Gökçe ise Azak’ın bir çok özelliğinin yanında nüktedan yanının da olduğunu hatırlattı. Azak’ın Türkiye’de yaşayan en büyük karikatürist olduğunu vurgulayan Gökçe “Onun hem dik hem esneyebilen çizgileri var. Fizikî ve ruhî yapısı gibi küheylanları anlatan çizgiler…” dedi.
Özdabak: Gürbüz Abi benim ustamdı ‘’Babıali’nin Usta Kalemi Gürbüz Azak’a Saygı’’ programında karikatüristimiz İbrahim Özdabak da bir konuşma yaptı. Yeni Asya gazetesinde Azak’la bir süre birlikte çalıştıklarını kaydeden Özdabak, “Gürbüz Ağabeyi ziyaret ettiğimizde adeta bir akademisyen gibi bize ders verirdi. Can Kardeş Dergisinde bir buçuk yıl aynı odada çalıştık. Birçok şeyin başlangıcı Gürbüz Ağabeydi. Yanına meşhur ressamlar, ünlü insanlar gelirdi. Biz onların yanında konuşamazdık bile…” dedi. Özdabak, Gürbüz Azak’ın kendi kültürüne vakıf olduğunu da belirterek, çömlek yapan bir ustadan bile ders alarak san'atına kattığını söyledi.
Yazmak için dolmak gerek Toplantının sonunda söz alan Gürbüz Azak, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti. Yazmak için dolmak gerektiğini ifade eden Azak, “Ben varım diyecekseniz çevrenin, ülkenin, kültürün ne olduğunu bilmek gerekiyor” dedi. Yazarlığı ve ressamlığı aynı anda yaparak bölündüğünü anlatan Azak, yine de tanıdığı dostlar sayesinde mutlu olduğunu söyledi. Gecede, Nevzat Bayhan’ın Gürbüz Azak’a plâket takdim etmesinin ardından, Türk Sanat Müziği Sanatçısı Mehmet Akça konser verdi.
ELİF NUR KURTOĞLU/İSTANBUL |
05.12.2010 |