Güncel |
Londra ve Tel Aviv belgeleri niye az? |
Prof. Dr. Çağrı Erhan , “Bu belgelerin sızdırılması büyük ihtimalle manipülasyondur. Belgelerde titiz bir seçicilik göze çarpıyor. Londra’dan, Tel Aviv’den belgelerin azlığı şaşırtıyor. Halbuki ABD’li diplomatların en yoğun çalıştıkları ülkelerden ikisi İngiltere ve İsrail’dir” diye konuştu. ANKARA Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) Direktörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Wikileaks tarafından açıklanan belgelerin sızdırılmasının büyük ihtimalle manipülasyon olduğunu belirterek, “Belgelerde titiz bir seçicilik göze çarpıyor. Londra’dan, Tel Aviv’den belgelerin azlığı şaşırtıyor. Halbuki ABD’li diplomatların en yoğun çalıştıkları ülkelerden ikisi İngiltere ve İsrail’dir... “ dedi. Prof. Dr. Çağrı Erhan, Wikileaks tarafından uluslararası kamuoyuna açıklanan ve adeta şok dalgasına sebep olan belgelere ilişkin Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, belgeleri magazinel ve diplomatik belge anlamında iki kısımda ele almak gerektiğini belirtti. Wikileaks tarafından açıklanan belgelerin magazinel kısmının ABD’li diplomatların ikili ilişkileri, medya okumaları ve gündem takipleri sırasında elde ettikleri malumatları doğruluğunu kontrol etmeden Washington’a aktarmasından ibaret olduğunu kaydeden Prof. Dr. Erhan, “Zaten bir diplomatın da görevi budur. Bir ayna gibi görevli olduğu ülkedeki gelişmeleri, konuşulanları, istihbaratı aynen merkeze aktarır. Diplomasi tarihinde bu durum hep böyle süregelmiştir” diye konuştu.
“FÜZE KALKANININ NATO’DAN GEÇMESİNİ ERDOĞAN İSTEDİ” Belgelerin esas ciddiye alınması gereken ikinci kısımında ise uluslararası diplomasi ve ilişkilerle ilgili mühim bilgiler yer aldığını belirten Prof. Dr. Erhan şöyle konuştu: “Bence bu manada en önemli belge, Füze Kalkanı Projesi ile ilgili bir detaydır. Ben şimdiye kadar açıklanan bütün belgeleri tek tek inceledim. Sözgelimi 26 Ocak 2010 tarihli bir belgede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesinde Füze Kalkanı Projesi ile ilgili bir teklifi yer almaktadır. Bu tarihçiler ve siyaset bilimciler açısından çok önemli bir belgedir. Bu görüşmede Başbakan Erdoğan’ın füze kalkanı projesinin NATO vasıtasıyla gerçekleştirilmesini Obama’dan istediği görülüyor. Başbakan buna gerekçe olarak da ‘iç politikada bunun getireceği baskılara dayanamayız’ şeklinde bir beyanı bulunuyor. Yani anlaşılıyor ki, Füze Kalkanı Projesi’nin NATO vasıtasıyla kabul edilmesini bizzat Başbakan Erdoğan istemiştir. Böylece Türkiye kamuoyunda bu konuda kendisine yönelecek baskıları hafifletmek istemiştir.” Prof. Dr. Erhan, Türk dış politikasındaki eksen kayması iddialarının asılsız olduğunu da belgelerden öğrenebileceğimizi ifade etti.
“MANİPÜLASYON İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK”
SON olarak bu belgelerin büyük ihtimalle bir manipülasyon amacıyla sızdırıldığı görüşüne yakın olduğunu belirten Prof. Dr. Erhan şu tespitlerde bulundu: “Bu belgelerin sızdırılması büyük ihtimalle manipülasyondur. Belgelerde titiz bir seçicilik göze çarpıyor. Londra’dan, Tel Aviv’den belgelerin azlığı şaşırtıyor. Halbuki ABD’li diplomatların en yoğun çalıştıkları ülkelerden ikisi İngiltere ve İsrail’dir... Gerçi belgelerin çok cüzi bir kısmı açıklandı ama şu ana kadar açıklanan belgelerin mahiyetine dikkat edildiği takdirde, bir seçicilik ve manipülasyon olduğu açıkça görülmektedir.”
“BELGELER KESİNLİKLE ORJİNAL VE GERÇEK”
BELGELERİN orjinalliği ve gerçekliği konusunda kesinlikle hiçbir şüpheye yer olmadığını açıklayan Prof. Dr. Çağrı Erhan, “Bence diplomaside ciddi bir tsunami etkisidir bu. Ben buna ‘wikitsunami’ diyorum. Bu tsunamiden kaçmaya kalkan altında kalır. Üzerine çıkıp sörf yapma yeteneğini gösteren de ayakta kalacaktır. Şimdi bütün hükümetler, bizim hükümet ve dışişleri de dahil olmak üzere harıl harıl belgeler üzerine çalışıyor. Yakın zamanda hükümetlerin medya gücünü de kullanarak bu işi magazinleştirmeye çalışacağını, küçümseme yoluna gidecekleri ve en nihayetinde kafaları karıştırmaya çalışacaklarını göreceğiz” dedi.
UMUT YAVUZ/ANKARA |
01.12.2010 |