01 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

YURTKUR’dan yurt dışı açılımı

TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu’nun Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanmasını bekleyen YURTKUR, öğrenci sayısının bini geçtiği ülkelerde öğrenci yurtları açmayı hedefliyor.

YURTKUR Genel Müdürü Hasan Albayrak, kanunun yasalaşması halinde yurt dışında üniversite eğitimi alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kredi ve burs verilmesinin mümkün olacağını vurgulayarak, öğrenci sayısının bini geçtiği yerlerde de öğrenci yurtları açmayı planladıklarını bildirdi. 351 Sayılı Kanun’da YURTKUR için ‘’Yurt içindeki Türkiye Cumhuriyeti öğrencilerine burs, kredi ve yurt sağlar’’ ifadesinin yer aldığını belirten Albayrak, şöyle dedi: ’’Yurt dışına sık sık gidiyoruz. Mesela Kıbrıs’ta bu sene üniversiteye giden 28 bin öğrencimiz var. Kazakistan’da var, Kırgızistan’da var, İngiltere, Almanya ve Amerika’da var. Yurt dışı programlarımızda, oradaki öğrencilerimizin sorunlarını gördük. Konuyu Sayın Başbakan’ımıza anlattım. Uygun buldu ve ‘çalışın’ dedi. Meclis’e sunulan kanun teklifi çıktı ve Cumhurbaşkanlığı’nda onay bekliyor. YURTKUR artık yurt dışında bir üniversitede okuyan, devletin herhangi bir biriminden öğrenim kredisi ve burs almayan öğrencilere bu imkanı getiriyor.’’ Kanunun onaylanmasının ardından yönetmeliklerde değişiklikler yapacaklarını ifade eden Albayrak, ‘’Yurt dışında bin öğrencimizin olduğu şehirlerde yurt açma hedefimiz var. Kredi veya bursla ilgili aklımızda rakam var ama üzerinde çalışıyoruz. Rakam yurt dışındaki öğrencilerin geçimiyle orantılı olacak’’ diye konuştu. Yurt dışında üniversite eğitimi alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayısının yaklaşık 139 bin olduğunun altını çizen Hasan Albayrak, kanunun yasalaşması ile ‘’YURTKUR’un dünyaya açılacağını’’ kaydetti.

Türk öğrencilerin daha çok Almanya, İngiltere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yoğunlaştığını söyleyen Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü: ’’Hesabını bilmediğimiz, kendi imkanlarıyla gidenler de var ayrıca. O öğrencilerimiz için çalışmalarımıza bir buçuk sene önce başladık. Kanuna hoşgörüyle bakılıyor. Bu, Türkiye dışına giden çocukların mağduriyetlerini gideriyorsunuz, devletin sosyal devlet anlayışını ve vatandaşına ulaşmasını sağlıyorsunuz demektir.’’

GENÇLERİMİZ AVRUPALI

AKRANLARIYLA YARIŞACAK

TÜRK gençler, Avrupalı akranlarıyla meslek becerilerini yarıştırmaya hazırlanıyor. Alınan bilgiye göre, 6-13 Aralık 2010 tarihleri arasında Portekiz’in başkenti Lizbon’da ülkelerin mesleki alanlarda becerilerini sergiledikleri, ‘’Avrupa Beceri Yarışması (Euroskills)’’ yapılacak. Yarışmaya, 32 Avrupa ülkesinden gençler katılacak. Avrupa Beceri Yarışması’nda belirlenen mesleklerde ve kriterlerde 17-25 yaş arasındaki gençler hem becerilerini sergiliyor hem de farklı kültürlerden meslektaşlarıyla bir araya gelerek vizyonlarını geliştirme imkânı buluyor. Yarışmaya, Türkiye ile birlikte 32 ülkeden 31 meslek alanından yaklaşık 500 yarışmacı, 350 hakem, 100 teknik personel, 650 gözlemci katılıyor. Yarışmayla Euroskills’e üye ülkelerin mesleki eğitimdeki kalitesinin yükseltilerek, kültürel tanıtım yapılması amaçlanıyor. Yarışma, ülkelerin mesleki eğitimdeki yerlerinin belirlenmesi açısından önem taşıyor. Bu çerçevede yarışmaların yapılacağı platform hazırlanıyor ve binlerce ziyaretçi yarışmaları izliyor. Yarışma, ülkelerin tanıtılması açısından da bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Türkiye yarışmaya Milli Eğitim Bakanlığı Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğünün organizasyonuyla hazırlandı. Yarışmaya ikinci kez katılacak Türkiye, 24 genç ile temsil edilecek.

01.12.2010


 

Kaçak akaryakıt imalatı yapan tesiste patlama

Konya’da kaçak akaryakıt imalatı yapıldığı iddia edilen iş yerinde, şiddetli patlama sonrası çıkan yangında, bir kişi ağır yaralandı.

Hacı Yusuf Mescit Mahallesi Aslım Sanayii’ndeki bir iş yerinde şiddetli bir patlama meydana geldi. Patlamanın ardından iş yerinde yangın çıktı. Patlamanın şiddetiyle iş yerindeki kapı, pencere, masa, sandalye, varil ve birçok eşya dışarı fırladı, bir otomobil yanarak kullanılamaz hale geldi. Çevredeki iş yerleri ve araçların camları kırıldı. Olay yerine çağrılan itfaiye ekipleri yangını söndürdü. Patlama sırasında iş yerinde bulunan Göksel Yılmaz, Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Göksel’in hayatî tehlikesinin bulunduğu bildirildi. Büyük hasara neden olan yangının meydana geldiği iş yerinde, ilk belirlemelere, göre kaçak akaryakıt imalatının yapıldığı öğrenildi. Ayrıca iş yerinde yapılan ilk incelemelerde, içinde madeni yağ ve mazotların bulunduğu varillerin olduğu belirlendi. Patlama anı güvenlik kameralarıyla saniye saniye görüntülendi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

01.12.2010


 

Aşırı yük dolayısıyla ön tekerlekleri havaya kalktı

Bağcılar’da sebze yüklü kamyonetin aşırı yük dolayısıyla ön tekerlekleri havaya kalkınca, trafik aksadı.

Alınan bilgiye göre, Şakir Kılıç (37) yönetimindeki 34 DJ 943 plâkalı sebze yüklü kamyonetin, aşırı ve dengesiz yükleme dolayısıyla, Bağcılar TEM katılımı ışıklarında ön tekerlekleri havaya kalktı. Tekerlekleri havaya kalkmış kamyoneti gören vatandaşların şaşkın bakışları altında aracından güçlükle inmeyi başaran sürücü Kılıç, durumu yakınlarına bildirdi. Yaklaşık 1 saat ön tekerlekleri havada duran sebze yüklü kamyonetin tekerlekleri, olay yerine gelen Kılıç’ın yakınlarının kamyonetin arkasındaki yükü diğer araca nakletmesiyle, yere indirildi. Pazarcılık yaptığı öğrenilen Kılıç’ın kamyonetin üzerindeki sebzeleri pazara götürmeye çalıştığı belirtildi. Bir süre sıkışan trafik, kamyonetin olay yerini terk etmesiyle normale döndü.

01.12.2010


 

Lodos, Marmara'da deniz ulaşımını olumsuz etkiledi

LODOS, Marmara Denizi’nde ulaşımı olumsuz etkiledi.

Boğazlardan geçmek üzere Marmara Denizi’nde seyreden 51 yerli ve yabancı bandıralı şilep ve tanker gece saatlerinde, saatteki hızı zaman zaman 70 kilometreye ulaşan şiddetli lodos ve Gemi Trafik Hizmetleri Müdürlüğü yetkililerinin Boğazlardan geçmemeleri konusunda telsiz uyarıları dolayısıyla yollarına devam edemeyip, rotalarını Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi sahillerine çevirerek demirlediler. Meteorolojinin uyarılarını da dikkate alarak geceyi Şarköy sahillerinde geçiren gemilerde bulunan personel de şiddetli fırtına ve yer yer 3 metreye ulaşan dalgalar dolayısıyla karaya çıkamayarak geceyi gemilerde geçirmek zorunda kaldı. Gece boyunca aralıksız devam eden fırtınanın sabah saatlerinde etkisini azaltmasının ardından gemiler demir alarak boğazlardan geçmek üzere rotalarına göre hareket etti. İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş’den (İDO) alınan bilgiye göre, Marmara Denizi’ndeki lodos dolayısıyla bazı deniz otobüsü seferleri iptal edildi.

01.12.2010


 

Firarî hırsız suçüstü yakalandı

FATİH'TE bir büfeyi soyarken suçüstü yakalanan kişinin daha önce Silivri Cezaevinden, ardından bir başka hırsızlık dolayısıyla yakalanarak götürüldüğü Kartal Adliyesinin tuvaletinden kaçan bir firari olduğu ortaya çıktı.

Alınan bilgiye göre, Nazmi K. (41), Şehremini semtinde kapalı haldeki bir büfenin arka duvarını kırarak çaldığı sigaraları bir arabaya yüklerken devriye gezen polis ekiplerine suçüstü yakalandı. Gözaltına alınan Nazmi K, Fatih Asayiş Şube Amirliğine götürülerek sorguya alındı. Kimliğini kaybettiğini söyleyen Nazmi K’nın ifadesinde hırsızlık suçundan tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinden firar ettiğini, sahte kimlikle Kartal’da hırsızlık suçundan tutuklandıktan sonra getirildiği Kartal Adliyesinin tuvaletinden de polisin dalgınlığından yararlanarak tekrar kaçtığını itiraf ettiği belirtildi. Nazmi K’nın tutarsız ifadelerinden şüphelenen polisin Silivri Cezaevi yetkilileriyle irtibat kurarak kaçma olayının doğru olduğunu teyit etmesinin ardından kimliği tespit edilen Nazmi K, yapılan sorgusunun ardından Fatih Adliyesine sevk edildi. Nazmi K, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Metris Cezaevine gönderildi.

01.12.2010


 

Üç yıl önceki uçak kazasının acısı dinmedi

ISPARTA'DA 30 Kasım 2007’de meydana gelen ve 7’si mürettebat, biri bebek, 57 kişinin öldüğü uçak kazasının üçüncü yılında kazazede yakınları, sorumluların hakim karşısına çıkarılmasının acılarını azalttığını belirtti.

Kazada annesi ve babası vefat eden Avukat Süreyya Yiğitbaşı, yaptığı açıklamada, üç yıl önceki kazanın acısını her gün yaşadıklarını belirtti. Uçak kazasıyla ilgili duruşmalara ailesinin yanı sıra, bazı yolcu yakınlarının da avukatı olarak katılan Yiğitbaşı, yargılama sürecindeki gelişmelerin kendilerini sevindirdiğini belirtti. Kazadan üç yıl sonra taşıyıcı firma Atlasjet Şirketi yetkilileri hakkında dâvâ açılmış olmasının bütün yolcu yakınları gibi kendi ailesini de mutlu ettiğini dile getiren Yiğitbaşı, şöyle devam etti: ’’Keçiborlu Cumhuriyet Başsavcılığı Atlasjet yetkilileri hakkında ‘kovuşturmaya gerek yok’ kararı verince şoke olmuştuk. Ama mücadele ettik. Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı’na itirazda bulunduk, onlar da aynı kararı verdi. Olayı yargıtaya taşıdık. Nitekim haklı olduğumuz ortaya çıktı. Karar bozuldu ve Atlasjet yetkilileri hakkında da Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.’’ Yiğitbaşı, ‘’Nihayet, kazanın üçüncü yılında kazada sorumluluğu bulunan Atlasjet yetkilileri hakkında da dava açıldı. Sorumluların hakim karşısına çıkması bir nebze de olsa acımızı hafifletiyor’’ diye konuştu. Asıl acılarının gerçek sorumluların hak ettiği cezayı alınca hafifleyeceğini belirten Yiğitbaşı, davaların takipçisi olacaklarını bildirdi.

01.12.2010


 

Çatılarda yangın tehlikesi devam ediyor

TUĞLA ve Kiremit Sanayicileri Derneği (TUKDER) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Osman Özaydemir, Haydarpaşa Tren Garı’nda çıkan yangınla ilgili olarak ‘’Çatılarda kullanılan yanıcı malzemeler, gözümüzün önünde yapıların yok olmasına sebep oluyor.

Uyarılarımıza rağmen çatılarda yangın tehlikesi devam ediyor’’ dedi. Özaydemir, yaptığı yazılı açıklamada, Haydarpaşa Garı’nda meydana gelen yangının, çatı örtülerinde tehlikenin hâlâ devam ettiğine dikkat çektiğini öne sürdü. Özaydemir, çatılarda kullanılan malzemelerin incelendiği takdirde büyük bir kısmının önemli miktarda yanıcı ya da kolay alev alabilen özelliğe sahip olduğunu vurguladı. ‘’Son Haydarpaşa Tren Garı yangını örneğinde görüldüğü gibi kullanılan yanıcı malzemeler gözümüzün önünde yapıların yok olmasına neden oluyor. Uyarılarımıza rağmen çatılarda yangın tehlikesi devam ediyor’’ ifadelerini kullanan Özaydemir, bu konuda denetimlerin hızlandırılması gerektiğini belirtti.

01.12.2010


 

Cumhurbaşkanı Gül: Bunlara alışkınız

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, WikiLeaks belgelerinin Türkiye kısmıyla ilgili, ‘’Bunların bazıları doğru, bazıları yanlış olabilir. Doğrusu biz bunlara hep alışkınız. Siyasî istikrarımızı ve kadim dostluklarımızı, bunlar hiçbirisini bozamaz’’ dedi.

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, ‘’(Wikileaks belgeleri) Bunların bazıları doğru değerlendirme olabilir, bazıları yanlış değerlendirme olabilir, görmek lazım. Doğrusu biz bunlara hep alışkınız. Türkiye’deki siyasi istikrara verdiğimiz önemi, kadim dostluklarımızı, bunlar hiçbirisini bozamaz’’ dedi. Gül, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı (AGİT) Zirvesi’ne katılmak üzere Kazakistan’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda bir gazetecinin, Wikileaks belgelerini hatırlatması üzerine, belgelerin bir kısmının yayınlandığına işaret ederek, şu değerlendirmeyi yaptı:

‘’Dikkat ederseniz, bunlar Amerikalı diplomatların, değişik seviyede diplomatlar, bunların bulundukları yerdeki olayları, kişileri kendi açılarından değerlendirmeleriyle ilgili raporlar, şimdiye kadar açıklananlar. Yani sizler nasıl her gün olayları kişileri değerlendiriyorsanız, onlar da sizin gibi değerlendiriyorlar ve merkezlerine rapor ediyorlar. Ben Dışişleri Bakanlığı yapmış bir kişiyim biliyorsunuz. Bunların bazıları doğru değerlendirme olabilir, bazıları yanlış değerlendirme olabilir. Görmek lâzım, nedir. Dolayısıyla bunları bu şekilde önce anlamak gerekir. İkincisi, tabii Türkiye ile ilgili bazı şeyler var. Doğrusu biz bunlara hep alışkınız. Bunların hiçbiri Türkiye’yi daha güçlü bir ülke yapmak, Türkiye’yi daha geliştirmek...Türkiye’deki siyasi istikrara verdiğimiz önem, kadim dostluklarımız, bunların hiçbirisi bozamaz. Sayın Başbakan ile benimle ilgili söylediğiniz bazı şeyler var. Bunları kendi açılarından değerlendirmişler, yazmışlar. Bunların hiçbiri, bizlerin Türkiye için omuz omuza çalışmamızı hiç engellemez. Bu, sadece Sayın Başbakan ile ilgili değil, diğer bütün yetkililerle de...O açıdan Türkiye ile ilgili söylenenleri ben Türkiye’de bulunan kişilerin kendi değerlendirmeleri olarak görüyorum. Bunun altını özellikle çizmekisterim. Burada biraz, şimdiye kadar çıkan şeylere etkisini nedir diye baktığımızda biraz bir sistematiği olduğu kanaatindeyim. Birazcık bir amaç varmış gibi geliyor bana ama tabii ki şimdiden kesin birşey söylemek doğru değil. Neler gelecek, neler yayınlayacaklar bunlara bakmak gerekir.”

TÜRKİYE-AZERBAYCAN

DOSTLUĞUNU KİMSE BOZAMAZ

Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dostluğu da aynı şekilde hiç kimse etkileyemez. Bizler, bir milletin farklı farklı devletleriyiz. Dışardan farklı görünebilir, dışardan farklı değerlendirmeler yapılabilir, ama işin aslı budur’’ dedi.

11 EYLÜL GİBİ GİRMEM

"Belgelerin sızması diplomasinin 11 Eylül'ü olarak değerlendiriliyor. Katılıyor musunuz" sorusuna Gül, "Doğrusu ben öyle görmem açıkçası" diyerek, bundan sonra yayınlanacak belgelere de bakılması gerektiğini söyledi.

01.12.2010


 

Londra ve Tel Aviv belgeleri niye az?

Prof. Dr. Çağrı Erhan , “Bu belgelerin sızdırılması büyük ihtimalle manipülasyondur. Belgelerde titiz bir seçicilik göze çarpıyor. Londra’dan, Tel Aviv’den belgelerin azlığı şaşırtıyor. Halbuki ABD’li diplomatların en yoğun çalıştıkları ülkelerden ikisi İngiltere ve İsrail’dir” diye konuştu.

ANKARA Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) Direktörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Wikileaks tarafından açıklanan belgelerin sızdırılmasının büyük ihtimalle manipülasyon olduğunu belirterek, “Belgelerde titiz bir seçicilik göze çarpıyor. Londra’dan, Tel Aviv’den belgelerin azlığı şaşırtıyor. Halbuki ABD’li diplomatların en yoğun çalıştıkları ülkelerden ikisi İngiltere ve İsrail’dir... “ dedi.

Prof. Dr. Çağrı Erhan, Wikileaks tarafından uluslararası kamuoyuna açıklanan ve adeta şok dalgasına sebep olan belgelere ilişkin Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, belgeleri magazinel ve diplomatik belge anlamında iki kısımda ele almak gerektiğini belirtti. Wikileaks tarafından açıklanan belgelerin magazinel kısmının ABD’li diplomatların ikili ilişkileri, medya okumaları ve gündem takipleri sırasında elde ettikleri malumatları doğruluğunu kontrol etmeden Washington’a aktarmasından ibaret olduğunu kaydeden Prof. Dr. Erhan, “Zaten bir diplomatın da görevi budur. Bir ayna gibi görevli olduğu ülkedeki gelişmeleri, konuşulanları, istihbaratı aynen merkeze aktarır. Diplomasi tarihinde bu durum hep böyle süregelmiştir” diye konuştu.

“FÜZE KALKANININ NATO’DAN

GEÇMESİNİ ERDOĞAN İSTEDİ”

Belgelerin esas ciddiye alınması gereken ikinci kısımında ise uluslararası diplomasi ve ilişkilerle ilgili mühim bilgiler yer aldığını belirten Prof. Dr. Erhan şöyle konuştu:

“Bence bu manada en önemli belge, Füze Kalkanı Projesi ile ilgili bir detaydır. Ben şimdiye kadar açıklanan bütün belgeleri tek tek inceledim. Sözgelimi 26 Ocak 2010 tarihli bir belgede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesinde Füze Kalkanı Projesi ile ilgili bir teklifi yer almaktadır. Bu tarihçiler ve siyaset bilimciler açısından çok önemli bir belgedir. Bu görüşmede Başbakan Erdoğan’ın füze kalkanı projesinin NATO vasıtasıyla gerçekleştirilmesini Obama’dan istediği görülüyor. Başbakan buna gerekçe olarak da ‘iç politikada bunun getireceği baskılara dayanamayız’ şeklinde bir beyanı bulunuyor. Yani anlaşılıyor ki, Füze Kalkanı Projesi’nin NATO vasıtasıyla kabul edilmesini bizzat Başbakan Erdoğan istemiştir. Böylece Türkiye kamuoyunda bu konuda kendisine yönelecek baskıları hafifletmek istemiştir.”

Prof. Dr. Erhan, Türk dış politikasındaki eksen kayması iddialarının asılsız olduğunu da belgelerden öğrenebileceğimizi ifade etti.

“MANİPÜLASYON

İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK”

SON olarak bu belgelerin büyük ihtimalle bir manipülasyon amacıyla sızdırıldığı görüşüne yakın olduğunu belirten Prof. Dr. Erhan şu tespitlerde bulundu: “Bu belgelerin sızdırılması büyük ihtimalle manipülasyondur. Belgelerde titiz bir seçicilik göze çarpıyor. Londra’dan, Tel Aviv’den belgelerin azlığı şaşırtıyor. Halbuki ABD’li diplomatların en yoğun çalıştıkları ülkelerden ikisi İngiltere ve İsrail’dir... Gerçi belgelerin çok cüzi bir kısmı açıklandı ama şu ana kadar açıklanan belgelerin mahiyetine dikkat edildiği takdirde, bir seçicilik ve manipülasyon olduğu açıkça görülmektedir.”

“BELGELER KESİNLİKLE

ORJİNAL VE GERÇEK”

BELGELERİN orjinalliği ve gerçekliği konusunda kesinlikle hiçbir şüpheye yer olmadığını açıklayan Prof. Dr. Çağrı Erhan, “Bence diplomaside ciddi bir tsunami etkisidir bu. Ben buna ‘wikitsunami’ diyorum. Bu tsunamiden kaçmaya kalkan altında kalır. Üzerine çıkıp sörf yapma yeteneğini gösteren de ayakta kalacaktır. Şimdi bütün hükümetler, bizim hükümet ve dışişleri de dahil olmak üzere harıl harıl belgeler üzerine çalışıyor. Yakın zamanda hükümetlerin medya gücünü de kullanarak bu işi magazinleştirmeye çalışacağını, küçümseme yoluna gidecekleri ve en nihayetinde kafaları karıştırmaya çalışacaklarını göreceğiz” dedi.

UMUT YAVUZ/ANKARA

01.12.2010


 

Yüksek Askerî Şûrâ toplandı

Yüksek Askeri Şura, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Genelkurmay Başkanlığı Karargahında toplandı. Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı Karargahına gelişinde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner tarafından törenle karşılandı.

Şura’nın olağan toplantısı, Çakmak Salonu’ndaki toplantıya, Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, 2’nci Ordu Komutanı Orgeneral Servet Yörük, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, Genelkurmay II nci Başkanı Orgeneral Aslan Güner, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Bekir Kalyoncu, Donanma Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı katıldı. Yüksek Askeri Şura toplantısının gündemini, başta personel, eğitim, disiplin konuları olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin planlı faaliyetleri oluşturuyor. Toplantı öncesinde, basın mensuplarının kısa süreli görüntü almalarına izin verildi. Görüntü için basın mensupları iki grup halinde salona alındı.

01.12.2010


 

MSB: İran’a silâh satmadık

Millî Savunma Bakanlığı, yaptığı açıklamada MKEK’nin İran’a silâh, mühimmat ve ürettiği diğer ürünlerden hiçbirini satmadığını bildirdi.

MİLLÎ Savunma Bakanlığı, MKEK’nin İran’a silah, mühimmat ve ürettiği diğer ürünlerden hiçbirini satmadığını bildirdi. MSB Genel Sekreterliğinden yapılan yazılı açıklamada, bazı yazılı ve görsel basında Wikileaks isimli internet sitesi kaynak gösterilerek MKEK’in İran’a silah sattığına yönelik haberlerin yer aldığı hatırlatıldı. MKE Kurumunun yurt dışına yapacağı ihracat öncesinde mutlaka ilgili bakanlığı olan Millî Savunma Bakanlığının yazılı iznini almak zorunda olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’Bu iznin alınmadığı hiçbir ürün yurt dışına gümrüklerden çıkış yapamaz. İhracat yapılacak bütün ürünlerde Türkiye’nin hak ve menfaatleri de göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut ilgili yasalarının yanı sıra Birleşmiş Milletler ve üyesi olduğumuz NATO kararları ile imzalayarak taahhüt ettiğimiz anlaşmalara uygunluk kriterleri mutlaka dikkate alınmaktadır. MKE Kurumu İran’a silah, mühimmat ve ürettiği diğer ürünlerden hiç birini satmamıştır. Bu nedenle anılan sitede yayınlanan haber gerçeği yansıtmamaktadır.’’

01.12.2010


 

Gönül, hakkındaki iddialardan rahatsız

MİLLÎ Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Wikileaks adlı internet sitesinde açıklanan bazı gizli ABD belgelerinde kendisine izafe edilen bazı ifadelerden dolayı rahatsızlığını dile getirdi.

Bakan Gönül, yaptığı açıklamada, Wikileaks adlı internet sitesinde yer alan ve Ankara’daki ABD Büyükelçiliğinin raporlarına atfedilen belgelerde adının geçtiğini öğrendiğini belirterek, şunları söyledi: ‘’Wikileaks adlı sitede dönemin ABD Büyükelçisi’ne iç politika ile ilgili bazı değerlendirmeler yaptığım iddia edilmektedir. Milli Savunma Bakanı olarak, büyükelçilerle görüşmemiz belli bir format dahilinde yapılır. Bütün bu görüşmeler kayda alınır, zabıt tutulur. Ayrıca bu görüşmelerde bakanlığımızın Genel Plan ve Prensipler Dairesi Başkanı amiral mutlaka bulunur. Ayrıca ziyaretin konusuyla ilgili kişiler de mutlaka bulundurulur.’’ Bu görüşmelerde tutulan zabıtların gizlilik dereceli olmadığını belirten Gönül, ‘’Bütün bu tedbirlere rağmen şahsıma izafe edilen gerçek dışı ifadelerden dolayı fevkalade üzüntü duyduğumu belirtir, durumu kamuoyuna saygı ile duyururum’’ dedi.

01.12.2010


 

Atalay: İçişleri’nin gündeminde herşey olur

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bir gazetecinin ‘’Gündeminizde Wikileaks de olacak mı?’’ sorusuna ‘’İçişleri Bakanlığının gündeminde herşey olur’’ cevabını verdi.

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, Wikileaks belgeleriyle ilgili olarak ’’İçişleri Bakanlığının gündeminde her şey olur’’ dedi. İçişleri Bakanı Atalay, Bosna Hersek Federasyonu İçişleri Bakanı Muhidin Alic’i kabul etti. Alic, İçişleri Bakanlığına gelişinde Polis Bandosu eşliğinde resmi törenle karşılandıktan sonra ziyaretçi defterini imzaladı. Atalay, makamında gerçekleşen kabulde yaptığı konuşmada, Bosna Hersek heyetinin 2 gün sürecek ziyaretinde bakanlığa bağlı çeşitli birimler, özellikle de Emniyet Genel Müdürlüğü ve Polis Akademisinde incelemelerde bulunacağını belirtti. Konuşmaların ardından bir gazetecinin ‘’Gündeminizde Wikileaks de olacak mı?’’ sorusuna Bakan Atalay, ‘’İçişleri Bakanlığının gündeminde her şey olur’’ cevabını verdi. Atalay, Wikileaks belgeleriyle ilgili ne düşündüğünün sorulması üzerine de ‘’O konularda açıklamalar yapılıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi gelişmeleri bir görelim’’ dedi.

01.12.2010


 

“WikiLeaks’i AKP’ye karşı kullanmayız”

MHP lideri Bahçeli, ‘’Parti olarak, yabancı bir ülkedeki internet sitesine dayanarak ve sağladığı bilgilere bel bağlayarak AKP hakkında hüküm vermeyiz ve iç politikaya malzeme olarak kullanmayız’’ dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Wikileaks belgelerini değerlendirdi. Bahçeli şöyle konuştu: “Meselenin bizim açımızdan asıl önemli olan tarafı öncelikle ülkemizle ilgili olan kısmıdır. Özellikle Başbakan Erdoğan’la birlikte, bazı AKP’li yönetici ve bakanlara yönelik açıklamalar, ibareler, teşhis ve görüşler çok dikkat çekicidir. Parti olarak, yabancı bir ülkedeki internet sitesine dayanarak ve sağladığı bilgilere bel bağlayarak AKP hakkında hüküm vermeyiz ve iç politikamızın malzemesi olarak kullanmayız. Bu en başta bizim ilkelerimiz açısından doğru ve hakkaniyetli bir tutum olmayacaktır. Ancak milletimiz tarafından, kamuoyuna sızan bilgilerin ne kadar doğru olduğu ve iddiaların içeriğinin gerçekleri yansıtıp yansıtmadığı hususu önemli bir hal almıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin konuyla ilgili tatmin edici ve inandırıcı açıklamalarına ihtiyaç vardır ve milletimiz bunun bir an önce olmasını beklemektedir.”

01.12.2010


 

Çevrenin maliyeti 60 milyar avro

Türkİye’nİn AB çevre mevzuatına uyumunun maliyetinin 60 milyar avro olduğu belirtildi. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından yapılan açıklamada, Meksika’nın Cancun şehrinde önceki gün başlayan ve 10 Aralık 2010 tarihine kadar sürecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 16. Taraflar Toplantısı’nda, BM İklim Değişikliği Sekretaryası’na ‘’İş Dünyası ve Sanayi Sivil Toplum Kuruluşu’’ (BİNGO) alanında akredite olan TÜSİAD’ın, toplantıya Türk resmi heyeti içerisinde katılım sağlayacağı ve Türk iş dünyasını temsil edeceği belirtildi. Açıklamada toplantıya ilişkin görüşlerine yer verilen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Türkiye’nin AB çevre mevzuatına uyum sürecinde ciddi yatırım kararları ve maliyetler ile karşı karşıya kalacağını, ülkenin kişi başına düşen milli geliri göz önüne alındığında bu yatırımları karşılamak için ek finansman desteği gerektiğini bildirdi.

Açıklamada, “Türkiye’nin AB Çevre Mevzuatına uyumun maliyeti kamu için 45 milyar avro, özel sektör için ise 15 milyar avro olarak öngörülmektedir. Bu doğrultuda özel sektörün sürecin içinde aktif bir şekilde rol alarak uygulanabilir plan, program ve mevzuatın hazırlanmasına katkı sağlamalıdır” değerlendirmesi yer aldı.

01.12.2010


 

Yıldız: Üniversiteler statüko bekçiliği yapmasın

Enerjı ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ‘’Biz istiyoruz ki, artık üniversitelerimiz hem Türkiye’nin, hem de bilimin kronik problemleriyle uğraşsınlar, yoğunlaşsınlar.

Ve şekil sorunlarını aşsınlar, yasakları öncelikle kendi içlerinde kaldırsınlar ve statüko bekçiliği gibi bir konumda bulunmasınlar’’ dedi. Yıldız, Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Kültür Merkezi’nde düzenlenen üniversitenin 2010-2011 akademik yılı açılış törenindeki konuşmasında, üniversite-sanayi işbirliğini belki 15 yıldan beri duyduklarını ifade ederek, ARGE merkezlerine yatırımın da yine 8 yılda yaklaşık 22 kat arttığını ifade etti. Bakan Yıldız, şunları kaydetti: ‘’Bu gereklidir, ama yeterli değildir. Daha hala Türkiye eğitimde normalleşme sürecini istediğimiz manada tamamlamamıştır, gittiği hedef doğru bir hedeftir, ama zamana ihtiyacı vardır. Fikir üreten, tartışan, aykırı fikirleri de her zaman konuşabilen bir yapı içerisinde olmamız lazım. Bundan herhangi bir alınganlık ve korku içine girmeyelim. Bu tür korkulardan arındığımız kadar biz ilerlemeye ve gerçek güce sahip olacağımızı bilmemiz lazım. Hatta bir kısım insanlar makalelerinde, üniversitede yayımlamış oldukları makalelerdeki dipnotlardan dolayı doktorasını veremediler. Asılların üzerinde değil, dipnotlarından dolayı veremediler. Biz istiyoruz ki, artık üniversitelerimizin hem Türkiye’nin, hem de bilimin kronik problemleriyle uğraşsınlar, yoğunlaşsınlar. Ve şekil sorunlarını aşsınlar, yasakları öncelikle kendi içlerinde kaldırsınlar ve statüko bekçiliği gibi bir konumda bulunmasınlar.

01.12.2010


 

Şeker fabrikasında operasyon: 20 gözaltı

Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Kayseri Şeker Fabrikası üst düzey yöneticilerinin de olduğu 20 kişi gözaltına alındı.

Kayseri Emniyet Müdürü Cuma Ali Aydın, yaptığı açıklamada, sabah erken saatlerde başlayan operasyon kapsamında Kayseri Şeker Fabrikası’ndan 20 kişinin gözaltına alındığını söyledi. Çalışmaların devam ettiğini belirten Aydın, ‘’Kayseri Şeker Fabrikası’nda Ankara merkezli yürütülen bir soruşturma var. Ankara’dan gelen talimat doğrultusunda gözaltılar oluyor. Şu ana kadar 20 kişi gözaltına alındı. 5-6 ilde operasyonlar sürüyor. Gözaltı sayısı artabilir’’dedi. Dün sabah erken saatlerde Kayseri Şeker Fabrikası’na gelen polis ekipleri, gözaltına aldıkları yönetici ve çalışanları Kayseri Emniyet Müdürlüğüne götürdü. Polis, fabrika çevresinde geniş güvenlik önlemi alarak incelemelerde bulundu.

01.12.2010


 

Kemal Uzan Türkiye’den 165 milyar dolar istedi

KEMAL Uzan’ın Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) açtığı dâvâda taraflar dinlenildi. Uzan’ın avukatları 165 milyar dolar talep etti.

Dünkü duruşmada AİHM’in ilgili dairesi, yaklaşık üç saat süreyle Uzan ve Türk hükümetinin avukatlarını dinledi. Duruşmayı, Fransa’dan geçen yıl siyasi iltica talebinde bulunan ve Paris’te yaşayan Cem Uzan da izledi. Kemal Uzan’ın avukatları, imtiyaz sözleşmelerinin devlet tarafından süresinden önce “usul ve prosedüre aykırı biçimde, ÇEAŞ ve Kepez şirketlerini ortadan kaldırmak amacıyla” iptal edildiğini iddia etti. Uzan’ın avukatları, sözleşmenin iptali üzerine işsiz kalan çalışanlara tazminat ödemek zorunda kaldıkları ve borsada hisselerinin düşmesi yüzünden önemli zarara uğradıkları görüşünü dile getirdi. Avukatlar, sözleşmelerin iptali ve daha sonraki mağduriyetleri yüzünden Türk devletinden enaz 165 milyar dolar talep ettiklerini söylediler. Türkiye’nin avukatlarıysa, “söz konusu şirketlerin imtiyaz sözleşmelerinde belirtilen görevleri ve sorumlukları gerektiği gibi yerine getirmedikleri gerekçesiyle sözleşmelerin iptal edildiğini’’ bildirdi. Uzan ve Türk hükümetinin avukatlarının görüşlerini dinleyen AİHM, kararını ileri bir tarihte verecek.

01.12.2010


 

Bir asker daha intihar etti

BalIkesİr’İn Burhaniye ilçesinde bir üsteğmen askerî lojmanlardaki evinde tabancayla intihar etti. Alınan bilgiye göre, 19. Topçu Taburu’nda görevli üsteğmen Ö. O. (34), askeri lojmanlardaki evinde yalnız olduğu sırada tabancayla başına ateş etti.

Ağır yaralanan üsteğmen, eve gelen eşinin haber vermesi üzerine ambulansla Burhaniye Devlet Hastanesine kaldırıldı. Ö. O, burada yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Bu arada sinir krizi geçiren üsteğmenin eşi Askeri Hastanede tedavi altına alındı.

01.12.2010


 

AB elçileri STK’larla buluştu

BazI AB ülkelerinin Ankara büyükelçileri, Bursa’daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Marc Pierini başkanlığındaki heyet, Ördekli Kültür Merkezi’nde sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle buluştu. Basına kapalı yapılan toplantıda, Pierini’ye Avusturya, Macaristan, Estonya, Finlandiya, İrlanda, Danimarka, İngiltere, Belçika, İsveç ve Bulgaristan’ın Ankara büyükelçileri ile Slovakya ve Litvanya’nın büyükelçilik yetkilileri eşlik etti.

01.12.2010


 

KPDS 5 Aralık’ta yapılacak

YABANCI dil tazminatı almak isteyen kamu personelinin yabancı dil bilgisi seviyesini belirlemek için düzenlenen Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS), 5 Aralık Pazar günü yapılacak.

Sınav, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon ve Van ile Lefkoşa’da gerçekleştirilecek. Almanca, Arapça, Bulgarca, Çince, Danimarkaca (Danish Dili), Ermenice, Farsça, Fransızca, Gürcüce, Hollandaca (Dutch Dili), İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Japonca, Korece, Lehçe, Macarca, Portekizce, Rumence, Rusça, Sırpça, Ukraynaca ve Yunanca dillerinde yapılacak sınav 3 saat sürecek.

01.12.2010


 

Varlık Barışı’nın iptali talebine red

Anayasa Mahkemesi, 5811 sayılı Bazı Varlıkların Millî Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’un bazı hükümlerinin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle yapılan başvuruyu reddetti.

Anayasa Mahkemesinin, 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’un üçüncü maddesinin üç numaralı fıkrasının ilk tümcesinin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali ve yürürlüğünün durdurulmasına ilişkin kararı Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. CHP’nin, yasa metninin üçüncü maddesinin üç numaralı fıkrasının ilk tümcesinin anayasaya aykırı olduğunu iddia ederek, bu hükmün iptali için yaptığı başvuruyu görüşen Yüksek Mahkeme, başvuruyu oy birliğiyle reddetti.

01.12.2010


 

Van'da kaza: 21 yaralı

Van’da Yüzüncü Yıl Üniversitesine yolcu taşıyan halk otobüsü ile kamyonun çarpışması sonucu, 21 kişi yaralandı.

Şehir merkezinden 10 kilometre uzaklıktaki YYÜ yerleşkesine yolcu taşıyan Nebi Akman yönetimindeki 65 H 0082 plakalı halk otobüsü ile karşı yönden gelen Ekrem Tuci yönetimindeki 65 NR 749 plakalı kamyon, Kalecik mevkiinde çarpıştı. Kazada, sürücüler Akman ve Tuci ile otobüste bulunan, büyük bölümü öğrencilerden oluşan 19 kişi yaralandı.

01.12.2010


 

Üniversitelere tek tip elbise giydirilmesin

Sabancı Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, Yüksek Öğretim Kanunu çok ayrıntılı olduğu için üniversitelerin istedikleri yönde gelişmekte sıkıntı çektiklerini belirterek, Yükseköğretim Kurumunun (YÖK), üniversitelere tek tip elbise giydirmemesi gerektiğini söyledi.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ile Magna Charta Gözlemevi tarafından düzenlenen ‘’Kurumsal Otonomi ve Akademik Özgürlük-Gerekçeler, Zorluklar ve İkilemler’’ başlıklı çalıştay, üniversitenin Tuzla’daki kampüsünde başladı. Çalıştay hakkında bilgi veren Prof. Dr. Terzioğlu, YÖK ve üniversitelerden birçok katılımcının yer aldığı çalıştayda üniversite özerkliği ve akademik özgürlük konusunun ele alınacağını söyledi. Terzioğlu, Yüksek Öğretim Kanunu ile ilgili tartışmanın devam ettiğini, bu tartışmaların başında da üniversitelerin özerkliği ve öğretim üyelerinin araştırmalarını hiçbir makamdan izin almadan yapması, yayınlaması, akademik özgürlüğe sahip olması konularının geldiğini ifade etti. Terzioğlu, Türkiye’nin akademik özgürlük anlamında eksiklikler bulunduğunu ancak bunun sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerinde olduğunu anlattı. Prof. Dr. Terzioğlu, Yüksek Öğretim Kanunu’nun, 12 Eylülden sonra belli amaçlar üzerine ortaya çıktığını, ama artık o amaçlardan çok uzakta olunduğunu dile getirerek, ‘’Bugün çok ayrıntılı Yüksek Öğretim Kanunu’muz olduğu için üniversitelerimiz bazen istedikleri yönde gelişmekte sıkıntı çekiyorlar. Çünkü o kanun tek tip üniversite öngörüyor. Türkiye’de birçok değişik tipte üniversiteler var. Dolayısıyla YÖK, üniversitelere tek tip elbise giydirmemelidir’’ diye konuştu.

01.12.2010


 

‘Torba’dan memura ‘müjde’ çıktı

Kamunun aralarında vergi, sigorta primi, elektrik ve suyun da bulunduğu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını da düzenleyen ‘’Torba” Tasarı, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Memur ve sözleşmeli personele ilişkin düzenlemelerin de yer aldığı tasarıya göre, evlat edinen memura 24 aya kadar aylıksız izin verilecek.

Bazı kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını öngören toplam 113 maddeden oluşan tasarıyla Maliye Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, il özel idareleri, belediyeler, Sosyal Güvenlik Kurumu, büyükşehir belediyelerinin su ve kanalizasyon idareleri, TEDAŞ,YURTKUR, TRT, KOSGEB, TOBB, Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) kapsamındaki kamu alacakları yeniden yapılandırılıyor. Yeniden yapılandırma 31 Temmuz 2010 tarihinden önceki döneme ait tahakkuk etmiş kamu alacakları ile bunlara ilişkin gecikme faizi ve gecikme cezalarını kapsayacak. Bu kapsamdaki borçlular kanunda belirtilen TÜFE/ÜFE oranları esas alınarak yeniden hesaplanacak tutarın ödenmesi şartıyla bu düzenlemeden yararlanacak. Yeniden yapılandırılan borçlar defaten ya da ikişer aylık dönemler halinde azami 18 eşit taksitte ödenecek. Borçlulara, 6, 9 ve 12 taksit tercihleri de sunuluyor. Bir takvim yılı içinde ikiden fazla taksiti ödemeyenler düzenlemeden yararlanma hakkını kaybedecek.

Merkez Bankası, SPK ve BDDK’nın merkezleri İstanbul’a taşınacak. Vakıflar Bankası’nın merkezi Ankara dışına taşınabilecek, Türkiye Kalkınma Bankası da merkezini ana sözleşmede belirleyecek. Tebliğ edilmemiş 120 TL’nin altında kalan idarî para cezalarının tahsilinden vazgeçilecek. SGK’ya olan borçlar da yeniden yapılandırılıyor. Mükellefler, kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları defterlerine kaydedebilecek. Maliye Bakanlığı tarafından takip edilen 50 lirayı aşmayan alacaklar tahsil edilmeyecek. Yüksek öğrenim kredi ve yurtlar kurumuna borçlarını ödeme taahhüdünü yerine getiremeyenler için de yeni bir hak getiriliyor.

EVLÂT EDİNEN MEMURA 2 YIL İZİN

Tasarıda memurlara yönelik önemli düzenlemeler yer alıyor. Tasarıya göre, doğum yapan memura verilen doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden, eşi doğum yapan memura ise doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine 24 aya kadar aylıksız izin verilecek. 3 yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinen memurlar, 24 aya kadar aylıksız izne ayrılabilecek. Burslu olarak ya da bütçe imkanlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilen veya sürekli görevle yurtdışına atanan memurlar veya yurtdışına kamu kurumlarınca gönderilen öğrencilerin memur eşlerine, 8 yılı geçmemek üzere görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilecek. 5 hizmet yılını tamamlayan memura, en fazla 2 defada kullanılmak üzere, toplam 1 yıla kadar aylıksız izin kullandırılabilecek.

Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması halinde, 10 gün içinde göreve dönülmesi zorunlu olacak. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılacak. Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılacak. Memurlar, kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolacak. Her memur için bir özlük dosyası tutulacak. Tasarıda, başarılı olan memurlara verilen ödül miktarı da günün şartlarına göre yeniden düzenlenerek teşvik edici hale getiriliyor.

Sözleşmeli personelin ‘’sendikaya üye olamayacağı’’ yönündeki hüküm yürürlükten kaldırılıyor.

ÖZÜRLÜ İSTİHDAMINA TEŞVİK

‘’Torba Tasarı’’nın öngördüğü diğer düzenlemeler şöyle:

nÖzürlü istihdamına yeni teşvikler getiriliyor.

nTebliğ edilmemiş 120 TL’nin altında kalan idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilecek.

nSGK’ya olan borçlar da yeniden yapılandırılıyor.

nMükellefler, kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları defterlerine kaydedebilecek.

50 TL’Yİ AŞMAYAN

ALACAKLARDAN VAZGEÇİLECEK

nMaliye Bakanlığı tarafından takip edilen 50 lirayı aşmayan alacaklar tahsil edilmeyecek.

nYüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna borçlarını ödeme taahhüdünü yerine getiremeyenler için de yeni bir hak getiriliyor.

01.12.2010


 

Osmanlı fermanları Ankara’ya geliyor

Remzİ Gür’ün koleksiyonundan Hükm-ü Şerif Ferman Sergisi, 1-12 Aralık tarihlerinde Ankara Resim Heykel Müzesi Fahri Korutürk Salonu’nda izlenime sunulacak.

Alınan bilgiye göre, Eylül- Ekim aylarında İstanbul’da Cennet Kültür ve Sanat Merkezi Sergi Salonu’nda izleyiciye sunulan fermanlar şimdi Ankara’da sergileniyor. İstanbul’da yaklaşık 10 bin kişinin gördüğü sergi, tarih ve sanatseverlere arkeolojik bir inceleme şansı sunuyor. Remzi Gür’ün fermanlardan bir demet seçerek sergileme fikri, sanatsal bir beğeniyi paylaşmanın yanı sıra Osmanlı döneminin hukuki, siyasi, ekonomik, kültürel değerlerini arşivcilik ve yerli yabancı tarih ve bilim çevrelerine de tanıtma fırsatı sağlayor. Fermanlar gönderildikleri kimseler ve yerine getirilmesi istenen istekler (emirler) açısından da farklılıklar gösteriyor. Elçilikler, önemli mevki atamaları gibi amaçlar için yazılmış olan fermanlar hattat ve tezhipçilerin incelikli çalışmaları ile nakşedilmiş. Bu sergide de birbirlerinden farklılıklar gösteren fermanlar içerikleri okunduğunda bu ehemmiyetin nasıl ustalıkla sergilendiği görülüyor. Sergilenen 64 adet muhtelif tarih ve Emr-i Şerifler, 1500’lü yıllardan 1920 tarihine dek uzayan bir dönemin sanatsal ve devlet yönetimi açısından önemli ayrıntılarını da gözler önüne seriyor.

01.12.2010


 

Çad’da su sıkıntısı bitmiyor

Adını bir zamanlar Kara Kıta’nın ikinci büyük gölü iken şimdi normal alanının yüzde 10’una kadar küçülmüş olan su birikintisinden alan ve bu nedenle bazı yazarlarca ‘’Afrika’nın ölü kalbi’’ olarak nitelenen Çad’a gidenleri ilk karşılayanlar ise Kasım ayına rağmen 40 dereceyi bulan sıcak hava, uçuşan kum tanecikleri, gezinen kertenkeleler ve çekirgeler oluyor.

Ülkenin en büyük sorunlarının başında temiz su geliyor. Sayılı evde çeşme bulunuyor. Maddi durumu su almaya yetmeyen çok sayıda aile, özellikle kadınlar, sabah namazında evden çıkıp öğleye kadar yol giderek derelerden balçıklı su getirip kullanıyor. Parasına kıyabilenler, 1,5 litrelik pet şişedeki suyu 500 franga, yaklaşık 1,75 TL’ye alabiliyor.

01.12.2010


 

Köprü ve otoyolda cepli geçiş dönemi

Bank Asya ve Turkcell işbirliğiyle köprü ve otoyollardan cep telefonuyla geçiş başlıyor. Bank Asya ve Turkcell, Kartlı Geçiş Sistemi’ni (KGS) Türkiye’de ilk defa cep telefonlarına taşıyarak, NFC tabanlı temassız mobil geçiş çözümlerinin yaygın kullanıma sunulmasını sağlayacak.

‘Cepte KGS’ için NFC uyumlu özel telefona gerek duyulmuyor. Şubat ayında hayata geçmesi beklenen uygulama sayesinde isteyenler Turkcell İletişim Merkezleri’nden alacakları SIM kartlarla telefonlarını KGS uyumlu hale getirebilecek.

01.12.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.